Demokrasi mitingi, demokrasi getirecek mi?
Yenikapı gerçekten yeni dönem mi?
Yenikapı’yla yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne, güçler ayrılığına kapı aralanabilir mi?
15 Temmuz’da yaşadığı travma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal sınırlar içine çekilmesine yol açabilir mi?
Ya da uğradığı şok, en azından, Erdoğan’ı yumuşatabilir ve uzlaşı yollarına itebilir mi?
Yoksa, Erdoğan’ın 15 Temmuz’da yaşadığı büyük korku mu yatıyor, muhalefete el uzatmasının altında?
Erdoğan’ın 15 Temmuz korkusu nerelerden kaynaklanıyor?
‘Asker’e mi güvenmiyor?
Genelkurmay Başkanı dahil olmak üzere mevcut komuta kademesi ve başta MİT olmak üzere istihbarat örgütleri Erdoğan’a hâlâ güven vermiyor mu?
Püskürtülen Fethullahçı darbe girişiminden sonra bu kez Kemalist bir darbe ihtimali mi Erdoğan’ın uykularını kaçırmaya devam ediyor?
Bunun için mi özellikle CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu Yenikapı mitingine katılmaya ikna yolunda olabilecek tüm odakları seferber etti?
Ya da Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz sonrası güçlenmekte olan elinin mi farkına vardı Erdoğan?
Yoksa dış dünyada, özellikle Avrupa’da ne kadar yalnız kaldığını, çaresiz kaldığını görmüş olması mı Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu’na doğru itti?
15 Temmuz travması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı değiştirebilir mi?
15 Temmuz travması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı değiştirebilir mi?
Yoksa zamana mı oynuyor?
Bütün yaptığı göz boyama mı?
Taktiksel bir geri çekilme mi?
Zor zamanları atlatıp sonra yine bildiğini okumaya devam mı edecek Erdoğan?
Kılıçdaroğlu’nu aldatmaya mı çalışıyor?
Kılıçdaroğlu aldanabilir mi bu konuda?
Zamana oynamak, göz boyama, taktiksel geri çekilme ne kadar inandırıcı olabilir?
Tek adam olmak için kaç yıldır toplumu kutuplaştırmış, cepheleştirmiş, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne ölümcül darbeler indirmiş bir Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun gözünde nereye kadar inandırıcı olabilir, ne kadar güven verebilir?
Erdoğan’la Kılıçdaroğlu acaba kamuoyu önünde oyun bozan çocuk olmama oyunu mu oynuyorlar?
Yoksa ikisi de artık birbirlerini ciddiye mi almaya başladılar?
Bir başka deyişle:
Kanlı darbe girişimi, her iki liderin de bakış açılarında köklü bir değişime mi neden oldu?
Erdoğan’ın tek adamlık, Kılıçdaroğlu’nun diktatör bozuntusu söylemleri unutuluyor mu?
Ne kadar mümkün bu?
Erdoğan, 15 Temmuz’da, bir gecede demokrat olmuş olabilir mi?
‘Fethullahçı darbe’ye karşı olmak, tek başına demokratlığın kriteri olabilir mi?
15 Temmuz darbesi ‘devrim’e mi kapıyı açıyor?
Demokratik bir devrim mi bu?
Yoksa ‘Erdoğan devleti’ne açılan bir yeni dönem mi?Yaşanmakta olan ‘cadı avı’yla Fethullahçı operasyonların ulaştığı devasa boyutlar, bir yandan masumiyet karinesine darbeler indirirken, aynı zamanda devlet el değiştiriyor izlenimini güçlendirmiyor mu?
Tayyip Erdoğan’ın sıfır kilometre yeni bir devlet açıklaması, ‘Erdoğan devleti’ne mi işaret ediyor?
Asker darbesi-Erdoğan darbesi meselesini gündemde tutmuyor mu?
Yenikapı mitinginde liderlerin buluşmasını önemsiyorum ama...
15 Temmuz, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının unutulmasına neden olabilir mi?
Bu sorunun en başta gelen muhatabı CHP lideri Kılıçdaroğlu değil mi?
HDP’nin dışlanıyor olması, barış ve demokrasi açısından büyük bir hata değil mi?
HDP’nin 6 milyon oyunu yok sayarak Türkiye’de barış ve demokrasi yürüyüşü gerçek olabilir mi?
Kılıçdaroğlu, HDP’nin davetini kendi katılımı açısında bir önkoşul haline getirse fena mı olurdu?
Türkiye 15 Temmuz sonrası paramparça bir memleket görünümü vermiyor mu?
Büyük bir devlet krizi yaşamıyor mu?
Birlikte yaşayabilecek miyiz sorusunun çengeli zihinlere her geçen gün daha çok asılmıyor mu?
“Ne istediler de vermedik?” politikasıyla düne kadar ‘Fethullahçı altyapı’nın kurulmasına en büyük katkıyı sunanlar, bugün “Aldatıldık eyy halkım!” diyerek sorumluluktan kurtulabilirler mi?
Devleti demokrasi ve hukukla tanıştırmak, devleti sivilleştirmek ya da memleketi normalleştirmek için, liderler arasındaki Saray ve Yenikapı buluşmaları (ki her ikisini de önemsiyorum ama) yeterli olabilir mi?