04 Şubat 2016

Bülent Arınç'ın açtığı gedik...

Erdoğan güçlü, ama bastığı zemin sandığı kadar sağlam değil

Bülent Arınç konuştu.
Sultan rahatsız oldu.
Düğmeye bastı.
Ve Saray medyası derhal Arınç’a dönük linç kampanyası başlattı.
Arınç’ın kabahati neydi?
Erdoğan ve Gül’le birlikte AKP’nin en önde gelen üç kurucusundan biri olan Arınç ne yapmıştı da, ‘Saray tetikçileri’nin açtığı böylesine bir cehennem ateşini hak etmişti?
Şöyle özetlenebilir:
Erdoğan, çözüm sürecinde masayı devirirken ‘Dolmabahçe mutabakatı’ndan haberi olmadığını söylemişti.
Arınç, Erdoğan’ın oturma düzenine kadar her şeyden haberi olduğunu ikinci kez açıkladı, CNN Türk’te Taha Akyol’a. 
MİT TIR’ları iddianamesini eleştirdi.
Dava açılmasına da, Can Dündar’la Erdem Gül’ün tutuklanmalarına da karşı çıktı.

Arınç,  eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada 'Dolmabahçe'deki üç değerli arkadaşımız Cumhurbaşkanı'nın itirazlarına rağmen böyle bir fotoğraf vermişlerse niye hükümetimizde bakan olarak taltif edilmiş olsunlar?' diye sordu

 

 

Bülent Arınç, MİT TIR’ları iddianamesini eleştirdi. Can Dündar’la Erdem Gül’e dava açılmasına karşı çıktı

Savcılara tepeden böylesine ‘davalar açtırılması’nı yargının en ağır yaralarından biri olarak niteledi.
Yargının bu ‘acı durum’dan kurtarılmasını diledi.
Ve ekledi:
“Hukuk herkese lazımdır.”
Paralel’e ilişkin davalardaki gelişmeleri de eleştirdi.
Yargı düzeni konusunda ‘belli yerler’den ya da odaklardan ‘talimat korkusu’nu dile getirdi:
“Hakim ve savcıların adalet ve vicdandan başka birtakım korkularla hareket etmesi, bugün en büyük sorun... Belli yerlerden talimatlar almaktan korkuyorlar.”
Çözüm sürecinin yarından tezi yok başlatılmasını istedi.
Tahir Elçi hakkında “PKK terör örgütü değildir” dediği için dava açılmış olmasını bir ayıp olarak niteledi.
Meydan mitinglerinde hamaset yaparak dış politika olmaz” dedi.  
Bir de ‘Saray medyası’na dönük bir eleştirisi vardı:
Aydın Doğan’ın başına bir bere geçirerek terör örgütü mensubuymuş gibi fotoğraflarını yayınladılar, bu vicdansızlıktır.”
Arınç’ın bütün bu eleştirilerinde Erdoğan’ın adı geçmiyordu.
Üslup son derece yumuşaktı.
Ama rahatsız oldu Erdoğan.
Çünkü herkes gibi o da, bu eleştirilerde adresin öncelikle kendisi olduğunu biliyordu.
Ayrıca haklıydı rahatsız olmakta.
MİT TIR’ları dahil savcılara talimat yağdıran, Can Dündar’a meydanlarda “Bunu sana ödeteceğim!” diye bağıran o değil miydi?
Yargı bağımsızlığını hiçe sayan o değil miydi?
Dolmabahçe konusunda oturma düzenine kadar bilgilendirilen o değil miydi?
Meydanlarda hamasetle dış politika yapan o değil miydi?
Aydın Doğan’ı terörist ilan eden o değil miydi?
Evet oydu.
Bunun için, Arınç’ın sözlerinden rahatsızlık duyması ve ‘Saray tetikçileri’ni Arınç’ın üstüne salması şaşırtıcı değildi.

Evet, Erdoğan bugün için güçlü gözüküyor,
ama bastığı zemin sandığı kadar sağlam değil

Şaşırtıcı olmayan bir noktaya gelince....
Arınç olayı ister istemez AKP’de neler olabilir sorusunu gündeme getirdi.
Kuliste spekülasyonlar hemen uç verdi.
AKP içinde yeni saflaşmalar mı?
Öyleyse, nereye kadar gider?
Abdullah Gül nerede duruyor?
Günün birinde Erdoğan’a karşı isyan yaşanabilir mi AKP’de?Erdoğan-Davutoğlu arasında gerçekten bir ayrışma var mı, varsa yakın gelecekte neler olabilir?
Bülent Arınç’a destek çıkan Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Suat Kılıç gibi bazı eski bakanların, ve yakın geçmişe kadar Erdoğan’ın çevresinde bulunmuş, şimdi aforoz edilmiş bazı kalemlerin AKP saflarında ne kadar karşılığı vardır?
Çok şey söylenebilir.
Örneğin, Abdullah Gül’ün, kapalı kapılar arkasında da olsa, Bülent Arınç’tan pek öyle farklı düşünmediğini belirtmenin gerçeğe ters düşeceğini sanmıyorum.
Bülent Arınç, Erdoğan saflarında şöyle ya da böyle bir gedik açtı.
Dudak bükülmesin.
Evet, Erdoğan bugün için güçlü gözüküyor.
Şimdilik zirvede.
Ama bastığı zemin sandığı kadar sağlam değil.
Ayrıca unutmasın:
Zirve, uçuruma en yakın yerdir.

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"