19 Mayıs 2025

Acıyla sevinci birlikte yaşamak...

Sevgili ablam Berin'i kaybettim, Cimbom'un 5. yıldız maçını beklerken...

Galatasaraylı oyuncular, 5 yıldızlı tişörtlerle

Sevgili ablam Berin'i kaybettim,
Galatasaray'ın 5. yıldız maçını beklerken...
Büyük bir acıyla sevinci birlikte yaşadım dün akşam...
Biricik ablam da benim gibi damardan Galatasaraylı'ydı.
Ama Cimbom'un maçlarını
heyecandan seyredemezdi.
Galip geldiysek maç sonrası telefon açar sevincini paylaşırdı.
Canım ablam...
Seni çok özleyeceğim.

Sevgili ablam Berin'le birlikte

Biricik kızın Ayşegül'le beni başbaşa bırakıp
bir başka diyara göç ettin, gittin.
Etrafımız biraz daha ıssızlaştı.
N'apalım hayat böyle, bi varsın bi yoksun hikâyesi...
Bizim ailede babam Ahmet Cemal'den başlayarak
Galatasaraylı olmayan yoktur.
Sevgili yeğenim Ayşegül Dinçkök de
Galatasaraylı'dır, üstelik rekortmen bir milli yüzücüdür.
Kayserispor maçı nihayet bitiyor,
3-0 kazanıyoruz. Beşinci yıldız bizim,
üstelik çakma değil hakiki...
Büyük acıyla sevinci birlikte yaşıyorum.
Keşke ablam da bu sevinci yaşasaydı.

Annem Ayşe, ablam Berin ve kızı Ayşegül

***

Çocukluğundan beri "sarı kırmızı"ya gönül vermiş
bir futbol kaçığı yazıyor bu satırları.
Damardan bir Galatasaraylı!
Fanatik de diyebilirsiniz.
Sarı kırmızı aşkı aileden geliyor.
Evet, bizim ailemizde Galatasaraylı olmayan kimse yoktu.
Babam Ahmet Cemal Galatasaray mezunuydu,
yani "liseli", kulüp üye numarası ise 265...
Benimki 4476. Ben de Divan Heyeti üyesiyim.
Dedem İttihatçı Cemal Paşa'nın da
Galatasaray Kulübü'yle geçmişte bağı olmuş.
Bahriye Nazırlığı sırasında, Galatasaray'ın kurucusu
Ali Sami Yen'i Heybeli'deki Bahriye Mektebi'nde
beden eğitimi öğretmeni yapmış.
Cemal Paşa ayrıca, Kadıköy-Fenerbahçe'deki
Osmanlı Bankası
Genel Müdürü'nün villasını
Galatasaray Kulübü'ne vermiş,
müze yapılmak üzere...
Çocukluktan itibaren futbolu çok sevdim.
İyi ki futbol var diyerek büyüdüm.
Futbol oynarken bir kere bacağımı,
iki kere kolumu kırdım.
Babamdan tek tokatı futbol yüzünden
altı yaşında yedim, arsadaki mahalle maçı
yüzünden akşam yemeğine geç kalınca...
Babam da bir "futbol hastası"ydı,
ya da benim gibi bir "futbol kaçkını..."
Küçükken beni elimden tutup Ankara'da
19 Mayıs stadında maçlara götürürdü, annemin,
"Hava soğuk, Haso'yu üşütme" tembihleriyle...
Evimizdeki siyah formika kaplı Philips marka
küçük radyonun başına çöreklenip babamla
futbol maçları dinlerdik.
Çocukken bir gün babama kızdığımda,
“Fenerbahçeli olayım da gör” diye
bağırmıştım. O da bana,
“Ben de seni evlatlıktan reddederim”
diye karşılık vermişti.
Böyle bir aileden geliyorum.
Cimbom'lu olmakla, Galatasaray'ın tarihindeki
büyük başarılarla her zaman övündük.
1990’ların sonunda üst üste dört lig şampiyonluğu...
17 Mayıs 2000'de Kopenhag'ın Parken stadında
Arsenal’i devirerek kaldırdığımız
UEFA Kupası... Aynı yıl Monaco'da
Real Madrid’i yenerek kazandığımız Süperkupa...
Hiç unutamadığım bir dönem.
Hele Kopenhag'daki o 120 dakika,
her dakikası insanı bir geren bir boşaltan
o çalkantılı heyecan fırtınası aklımdan hiç çıkmaz.
Ve 120 dakikanın sonunda gelen penaltılar:
Önce kemik Ergün, Ergün Penbe, vurdu goooll!
Sonra Hakan Şükür, vurdu goooll!
Sonra Ümit Davala vurdu, goooll!
Nihayet son vuruş: Popescu geriliyor,
koşarak topa öyle bir patlatıyor ki...
Ve gooolll! Ve gooolll!
Galatasaray Avrupa Şampiyonu!
Hep bir ağızdan haykırıyoruz:

Gerçekleri tarih yazar,
tarihi de Galatasaray!

Fatih Hoca ve aslanları o gece
Kopenhag'da gerçekten tarih yazmışlardı.
Avrupa sahnesinde şimdi sıra
Okan Hoca'yla aslanlarında...
Şampiyonluk kupasını peşpeşe üçüncü kez kaldıran,
5. yıldızı göğsümüze takan Okan Hoca'yla
aslan futbolcularımızı yürekten kutluyorum.


Okan Buruk


Galatasaray, Süper Lig'de aynı hocayla,
Okan Buruk'la üçüncü sezonu da şampiyon tamamladı.
Bunun adı, "teknik adam istikrarı"dır.
Aynı zamanda, Galatasaray takımında
dokuz futbolcu,
(Muslera, Abdülkerim, Yunus, Barış,
İcardi, Kaan, Torreira, Berkan, Martens)
90 ve üzerinde maça çıkmış.
Bunun adı da "kadro istikrarı"dır.
Galatasaray'da bu istikrarı
Cimbom'a kazandıran Okan Hoca'yı,
teknik ekibini ve Dursun Başkan yönetimini
yürekten tebrik ediyorum. 
Evet öyle:

Gerçekleri tarih yazar,
tarihi de Galatasaray!

Fenerli dostlar merak etmesin,
5 yıldızlı formayla da bir poz vereceğim

Bir not:
Ablam Berin Onar’ın cenazesi Salı günü (yarın)
Bebek Camisi'ndeki öğle namazı sonrası
Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 14 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

- Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

- Demokrasi Korkusu (1986)

- Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

- Özal Hikâyesi (1989)

- Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

- Kürtler (2003)

- Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

- Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

- Barışa Emanet Olun (2011)

- 1915: Ermeni Soykırımı (2012)

- Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

- Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Zamane Diktatörleri (2024)

Yazarın Diğer Yazıları

Gazetecilik suç değildir!

Tam 10 yıl önce bugün verdiğimiz bir haberin bedelini ödüyorum tam 10 yıldır;  yargılanarak, silahlı saldırıya uğrayarak, hapis yatarak, ceza alarak, sürgünde yaşayarak…

Hem barışa hem demokrasiye emanet olun, geçmiş acıların da esiri olmayın!

PKK'nın silahları gömme ve kendini feshetme kararını önemsiyorum, sıranın demokrasi ve özgürlükler düzenine geldiğine inanmak istiyorum

Sevgili Sırrı Süreyya kardeşim...

Önümüzde daha uzun bir barış ve demokrasi yolu var, ne güzel birlikte yürüyorduk, ama emin ol, senin güzel hatıran yolumuzu aydınlatmaya devam edecek

"
"