Rusya 20 yıllık bir devlet. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, geride kalan en büyük cumhuriyet, Rusya Federasyonu olarak dünya siyaset sahnesine çıkalı yaklaşık 20 yıl oluyor.
Yeni Rusya’nın ilk lideri
Boris Yeltsin’di. 1999’un son gününde Yeltsin istifa etti ve görevi genç lider
Vladimir Putin’e devretti. Putin önce 2000 yılının mart ayındaki başkanlık seçimlerini, sonra da 2004 mart seçimlerini kazanarak iki dönem üst üste Kremlin’de oturdu.
Yasalara göre üçüncü dönem başkanlık yapamazdı. Ve bazı önerilere rağmen, yasaları değiştirmeyi denemeyeceğini ve başkanlıktan kesinlikle ayrılacağını açıklamıştı 2007 yılında. Aynı sıralarda uzun yıllardır tanıdığı, belki bir anlamda yetiştirdiği genç
Dmitriy Medvedev’i devlet başkanlığına aday gösterdi. Halk Putin’in seçimini destekledi. Medvedev, 2008’de Rusya Federasyonu’nun üçüncü başkanı oldu. O da Putin’i başbakanlığa getirdi.
* * *
Şimdi Rusya yine seçimlerin arifesinde. İki ay sonra milletvekili seçimleri, beş ay sonra da başkanlık seçimleri yapılacak.
Geçen cumartesi iktidar partisi Birleşik Rusya’nın kongresinde, Rusya’nın ve dünyanın aylardır, hatta belki yıllardır merak ettiği bir soru cevabını buldu.
Soru şuydu: Acaba Rusya’nın yeni başkanı kim olacak? 2012 seçimlerinde iktidar kimi aday gösterecek? Şimdiki başkan Medvedev’i mi? Ya da eski başkan Putin’i mi? Yoksa herkesi şaşırtacak başka bir sürpriz mi hazırlanıyor?
Birleşik Rusya’nın kongresinde Putin’in yeniden Kremlin’e döneceği, Medvedev’in de birkaç ay sonra başbakanlık koltuğuna oturacağı açıklandı.
Pardon, aslında biçimsel olarak doğru söylemedim. Sonuçta seçimler düzenlenecek. Onun için Putin’in başkan adayı olduğu, o kazanırsa Medvedev’i başbakan yapmayı düşündüğü açıklandı, demem gerekirdi.
Bu hatayı yapmamın arkasındaki gerçek, Putin’in seçileceğinden hemen hemen hiç kimsenin kuşkusu olmaması.
Çünkü Putin’in popülaritesi çok yüksek. Dahası birçok kişi, pek çok siyasi yorumcu, Rusya’da iktidarın son yıllarda hâlâ Putin’in elinde olduğunu, resmî görevi Başbakanlık da olsa, fiilen Başkan gibi davrandığı kanısında.
Bu görüşte olanlara göre, Putin yaklaşık 12 yıldır iktidarı elinde tutuyor. Ve şimdi, değişen yasalara göre, başkanlık süresi 6 yıla çıktığına ve Putin tekrar iki dönem üst üste aday olabileceğine göre, toplam 24 yıla uzanabilecek bir yönetim süresinin tam ortasında bulunuyor.
Görüntü bu. Ama her şey böyle birkaç cümleyle özetlenebilecek kadar basit değil elbette.
* * *
Son 1-2 yılda, özellikle de son aylarda Medvedev’in Putin’den bağımsız bir lider olarak güçlendiği, başkanlığa devam etmek istediği, Putin’in siyasi çizgisinden ayrıldığı, Batı’ya, en başta ABD’ye karşı daha yumuşak bir politika izlediği, devletçilikten ziyade liberalizme yakın olduğu ve Rusya’nın modernizasyonun için büyük bir program hazırladığı üzerine çok şey yazılıp söyleniyordu.
Bazı politikacılar, siyaset uzmanları, danışmanlar, gazeteciler, açıkça Medvedev’i destekliyor, Putin’in yeniden aday olmasına karşı çıkıyordu.
Üst düzeyde, yani Putin ve Medvedev arasında dostluk ve iyi ilişki görüntüsü sürüyor; ama
“aşağıda” bu iki lidere bağlı veya yakın kadrolar arasında acımazsız bir mücadele devam ediyordu.
Bugün Medvedev’in başkan olmayacağı, ama koşulsuz olarak Rusya’nın
“iki numaralı lideri” konumunun belli olduğu durumda, onun destekçilerinden bir kısmı, yeni Putin iktidarı döneminde bazı zorluklar yaşayabilir.
Maliye Bakanı
Aleksey Kudrin (belki de başbakanlık beklentisinin gerçekleşmeyeceğinin belli olması dolayısıyla yaşadığı duygusal gerilim nedeniyle), Medvedev hükümetinde görev almayacağını açıkladı. Medvedev de
“Daha ben buradayım, son güne kadar görevimin başındayım” diyerek bu tavrından dolayı onu görevden aldı (anlaşılan Kudrin’i göreve getirmiş olan Putin de, bu karara karşı çıkarak Medvedev’le ilişkilerini bozmak istemedi). Başbakan yardımcılarından 70 yaşındaki Viktor Zubkov’un da görevinden ayrılacağı söyleniyor. Aslında Medvedev’in hükümeti büyük ölçüde değiştireceği ve gençleştireceği konuşuluyor. Tabii Putin’le anlaşarak, onunla koordinasyon içinde.
Kudrin olayının de gösterdiği gibi, Rusya’da iktidar koridorları bir süre gizli ve açık sarsıntılar geçirebilir. Ama her şeye karşın, Rusya’da genel görüntünün - 12 yıllık siyasi çizginin ve Putin’in dönmesinin etkisiyle -
“istikrar” olarak algılandığını ekleyelim.
* * *
Borsaların Putin’in dönüşüne olumsuz tepki verdiği, bazı Batılı yorumcuların Medvedev’in yerine Putin’in başkan olacağının belli olmasından dolayı hayal kırıklığı içinde olduğu yolundaki haber ve yorumları sık sık duyuyoruz bugünlerde. Bazıları Rusya’nın (18 yıl başta kalan Sovyet lider
Leonid Brejnev zamanındaki gibi)
“durgunluk” dönemine gireceği, bazıları baskıcı ve otoriter uygulamalara daha sık rastlanacağı görüşünde.
ABD, Almanya gibi büyük devletler adına yapılan resmî açıklamalarda soğukkanlı bir tavır sergilendi ve Putin yönetimiyle iyi ilişkilerin devam etmesi isteği dile getirildi.
Kendi açımızdan bir ek yapalım bütün bunlara: Türk-Rus ilişkileri Putin’in başa gelmesinden sonra geçmişle kıyaslanmayacak kadar hızlanmıştı ve şu anda oldukça iyi bir dönemde. Onun için normal şartlarda, önümüzdeki yıllarda Rusya ile ilişkilerimizin olumlu seyir izleme ihtimalinin güçlü olduğunu söyleyebiliriz.