19 Eylül 2021

Moskova notları (1): Rusya sandık başında, muhalefet sürpriz bir karşı atak peşinde

Başkan Vladimir Putin 21 yıllık iktidardan sonra sanki seçimlerden yorulmuş ve bıkmış görünüyor

Dün Moskova’ya geldim. Hava serin ama güneşli, güzel bir gündü. Bugün gökyüzü grileşti. Karanlık arttıkça seçim açıklamaları ve yorumları çoğalacak. Ben de kalabalık bir siyasetçi, bürokrat, uzman ve gazeteci ordusunun seçimleri değerlendireceği, çok sayıda açıklama, tartışma ve şovla geçecek uzun bir etkinliğe katılıyorum.

Rusya, Duma seçimleri için sandık başında. Aslında oylama önceki gün başladı, dün sürdü, bu akşam tamamlanacak. Covid gerekçesiyle oy kullanma süresini üç güne çıkardılar. Muhalefet “üç gün içinde bir güne kıyasla daha rahat hile yapılabilir” görüşünü savunuyor. Seçimlerin şeffaflığının sorgulandığı bir başka yenilik de, Rusya Federasyonu’na bağlı 85 idari birimden (biraz zorlamayla eyalet de diyebiliriz) 7’sinde internetten de oylama yapılabiliyor olması.

Seçimler öncesindeki son aylarda iktidar, muhalefete yönelik ciddi ataklar düzenledi. Kimisi hapiste, kimisi yurtdışına kaçtı, birçok muhalif, Duma seçimlerinde aday olmayı denese de Yüksek Seçim Kurulu tarafında “sakıncalı” bulunarak elendi.

Muhalif medya da epeyce yara aldı. Kapanan siteler, “yabancı ajan” ilan edilen TV, internet portalları ve gazeteciler… Rusya’daki yaygın deyişle, seçim öncesinde “kapsamlı alan temizliği yapıldı”.
Bir tanıdığım “Rusya’da artık seçimler tıpkı Sovyetler Birliği’ndeki gibi” diyor. Kastettiğini anlıyorum ama yine de abarttığını düşünüyorum. Her şeye karşın, hiçbir muhalefetin olmadığı internetsiz çağda yüzde 99,9’lu oranlarla sonuçlanan Sovyet seçimleri çok gerilerde kaldı.

İktidar “akıllı oylama”dan rahatsız

Seçimlere katılım yine sınırlı olacağa benziyor. Konuştuğum insanların bir kısmı sandık başına gitmiyor. Nedenini sorduğumda cevapları aşağı yukarı aynı: “Benim oyum hiçbir şeyi değiştirmez ki. Sonuçlar zaten önceden belli”.

Muhalefetin önemli bölümü de “sonuçların önceden belli” olduğu kanısında. Ama yine de “iktidarı rahatsız etme imkânları” var. “Acaba sürpriz bir karşı atak yapabilir miyiz” diye plan kuranlar da az değil. Umdukları gibi olursa, başta Moskova ve Petersburg olmak üzere, devlet partisi Birleşik Rusya’ya hissedilir bir darbe vurulabilir.


Hapisteki muhalif lider Aleksey Navalniy uzun süredir seçimlerde “akıllı oylama” denilen bir taktiği savunuyor. Bu görüş birçok muhalif örgüt ve kişi tarafından da paylaşılıyor. Özeti şu: “Her bir bölgede, cumhuriyette, şehirde Birleşik Rusya Partisi karşısında hangi aday güçlüyse oylar ona verilmeli.” Yani sizin görüşünüze uysa da uymasa da, Birleşik Rusya karşısındaki en güçlü aday, örneğin, Gennadiy Zyuganov’un Rusya Federasyonu Komünist Partisi’ndense ona, milliyetçi Vladimir Jirinovski’nin Liberal Demokratik Partisi’ndense ona, Sergey Mironov’un Gerçek İçin Adalet Partisi’ndense ona oy verilecek. Sonuçta ana amaç, kazanmak değil, Kremlin’in kaybetmesini sağlamak.

Bu üç parti, Rusya’da yıllardır iktidarın “iyi geçindiği” uysal muhalefet partileri olarak Duma’nın değişmez parçaları. Şimdi de seçimlere katılan 14 parti arasında yüzde 5’lik barajı aşma şansı en güçlü olanlar onlar. Tabii yakında “yeni bir zafer kazandığı” ilan edilecek olan Birleşik Rusya Partisi’nden sonra.

Navalniy ve onunla ilgili tüm örgüt ve yayınları susturmak için büyük çaba harcayan ülke yönetimi, bu meselede öylesine pimpirikli davranıyor ki, internetten “akıllı oylama” diye arama yapılmasına bile katlanamıyor. Kendi ülkesindeki Yandex’ten başka, baskı yaparak Apple ve Google’u da “akıllı oylama” arayışları ve aplikasyonları konusunda etkisiz hale getirdi.

Putin’in aklından neler geçiyor?

Birleşik Rusya Partisi yıllar içinde epeyce yıprandı. Seçimlerde ilk sıraya konacak aday bulmakta zorlanmış gibi. Sonunda Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ilk iki sıraya yerleştirildi. Bu arada Lavrov hakkında hem yolsuzluk hem de özel yaşamıyla ilgili ağır iddialar, Navalniy internet kaynaklarından piyasaya sürüldü.

Başkan Vladimir Putin 21 yıllık iktidardan sonra sanki seçimlerden yorulmuş ve bıkmış görünüyor. Birleşik Rusya Partisi lehine konuşmalar yapmış olsa da sanki araya mesafe koyuyor. Rus liderin “çevresinde Covid vakaları olduğu” gerekçesiyle kendini karantinaya alma kararıyla aniden ortadan çekilmesi şaşkınlık yarattı.

Duma seçimleri birçok siyasi uzmana göre çok da önem taşımıyor. Ama önemli diyenlerin başka bir açıklaması var: Bu seçimler, normal şartlarda 2024’te düzenlenmesi gereken (erkene alınacağı iddiaları da gündemde) devlet başkanlığı seçimleri öncesi önemli bir prova. Putin’in ve Birleşik Rusya’nın reytingleri hâlâ yüksek sayılsa da eskisinden çok daha zayıf. Gelecek birkaç yıl içinde neler olur, bilinmez. Şimdiden muhalefeti daha yoğun baskı altına almaktan tutun da, iktidarın (Duma, bakanlar kurulu, pek çok kurum, bu arada medya) önemli isimlerini yenilemeye kadar bir dizi plan hazırlandığını düşünenler de bulunuyor.

Bu planların bir tanesinin, “şartlar uygun olduğunda” Putin’in kendi yerine geçecek bir adayı açıklayarak iktidarı bırakma amacıyla gündeme sürüleceği kanısında olanlar da var.

Kim bilir? Tek bir kişi bilir: Putin… Hatta belki daha o bile net olarak bilmiyordur.

Yazarın Diğer Yazıları

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

Erdoğan’a saygıda kusur etmeyen ünlü Rus rejisör Pamuk’a ateş püskürdü

Bazı kültür insanları yazdığı, yönettiği, rol aldığı eserlerde eşsiz kahramanlık öykülerini yansıtsa da gerçek hayatta bunların çok uzağına düşebiliyor

Erdoğan, İmamoğlu, Yavaş, Commodus, Maksimus…

Mertlik Türk olmanın genetik bir sonucu değil. Ve tarihimiz sayısız entrika, tuzak ve kalleşlikle dolu

"
"