Değerli katılımcılar,
Yoğun seçim kampanyası programımdan ötürü şu an aranızda bulunamasam da sizleri bu vesileyle dostlukla selamlıyorum.
Türkiye'deki seçimler ve adaylığım, ayrıca iktidara geldiğimizde Türkiye-Rusya ilişkilerine yaklaşımımızla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Benim cumhurbaşkanlığım ve Millet İttifakı döneminde amacımız, Türkiye'nin hak ettiği güzel günlere ve saygınlığa kavuşmasıdır. Siyasetin, ekonomi ve diplomasi yönetiminin yeniden ehil kadrolara emanet edildiği, hukuka ve ilkelere dayandığı bir anlayışı tesis edeceğiz. İçeride de dışarıda da ulusal egemenliğimiz ve milli çıkarlarımız her şeyden üstün olacak.
Ama bundan öte, özellikle uluslararası alanda, karşılıklı güven ve istikrar temelli, tüm insanlığın karşı karşıya bulunduğu konularda tüm taraflarla yakın iş birliği imkanları geliştireceğiz. Akdeniz'de ve Ortadoğu'da barış ve huzurun sağlanmasına odaklanacağız.
Şiarımız bir kez daha Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün ilke edindiği gibi, "Yurtta sulh, cihanda sulh" olacak.
Bazı konuları aydınlatayım.
Birincisi, ilişkilerimiz kolay olmasa da her zaman çok önemli oldu. Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusya'sı döneminde de, Sovyetler Birliği döneminde de Soğuk Savaş'tan sonra da…
Geniş perspektiften bakarsak, karşılıklı çıkarların gözetilmesi ve iyi niyet ve prensipler temelinde ilişkilerimizin son 100 yıldaki genel seyri olumlu gelişti.
Biz Türkiye olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında ve sonrasında Rusya'yla birçok görüş farklılıklarımıza rağmen iyi ilişkiler kurabilmiş bir siyasi geleneğin mirasçılarıyız. Bunu Atatürk ve İnönü dönemlerinde başardık. Bu geleneği devam ettireceğiz.
Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda Atamızın, İsmet Paşa'nın, Fevzi Çakmak Paşa'nın hemen arkasında Sovyet generalleri tasvir edilir. Bize gösterilen bu dostça dayanışmayı asla unutmuyoruz.
1940'larda, İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ülkelerimizin karşı karşıya bulunduğu zor zamanları da biliyoruz.
Biz iyi niyetle ve karşılıklı çıkarlara saygıyla zorlukları aşmayı geçmişte başardık, bugün de aynı başarıyı göstermeye devam edeceğiz.
İkincisi; benim cumhurbaşkanlığımda ve Millet İttifakı'nın iktidarında Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugünkü durumundan farklı bir seyir izleyeceğine yönelik dünya basınında çıkan haberlere değinmek isterim. İktidarımızda her zaman Türkiye'nin çıkarlarını savunacağız. Türkiye-Rusya ilişkilerinin sağlıklı ve itibarlı devamı Türkiye'nin çıkarınadır.
Dünyadaki Rusya karşıtı yaklaşımları doğru bulmuyoruz. Irkçılık bir insanlık suçudur.
Peki, bizim iktidarımızda Türkiye-Rusya ilişkileri nasıl seyredecek?
Öngörülebilirlik, itibar ve saygı ile.
2015 yılında yaşanan uçak krizi ve 2016'da Ankara'da Ekselansları Andrey Karlov'un bir suikaste kurban gitmesi bizlere Türkiye-Rusya ilişkilerinin ne kadar kırılgan olduğunu ve tehlikelerle karşılaşabileceğini göstermişti. Türkiye'de mevcut yönetimin prensipleri ve kurumları bir kenara bırakıp sadece kişisel çıkar boyutunda yürütmeye çalıştığı diplomasi yüzünden Türkiye-Rusya ilişkileri krizler yaşadı.
Türkiye'deki kötü ve öngörülemeyen yönetim, aramızdaki ekonomik ilişkileri de olumsuz yönde etkiliyor. Ticaret hacmimiz 70 milyar doları bulmasına rağmen, ülkemiz aleyhine ciddi bir açık söz konusu. Bu durumu değiştirmek ve ekonomik ilişkilerimizi karşılıklı çıkarlara uygun bir dengeye kavuşturmak pek ala mümkün.
Siyasi ilişkilerde kısa dönemdeki önceliğimiz Ukrayna'daki çatışmaların sonlandırılması ve tahıl koridoru anlaşmasının güvenli şekilde devamının sağlanması olacaktır. Biz iki komşumuzun aralarındaki uyuşmazlıkların sona erdirilmesi için kolaylaştırıcı bir rol üstlenmeye devam edeceğiz.
"Montrö" Sözleşmesinin eksiksiz şekilde uygulanmasına devam edeceğiz. Ülkelerimiz arasındaki iş birliği, bölgesel istikrar ve küresel barış açısından kritik öneme sahiptir. Mevcut iş birliğimizi güçlendirebileceğimiz gibi, terörle mücadele başta olmak üzere birçok alanda geliştirebileceğimize de inanıyorum.
Sözlerimi bitirirken 14 Mayıs seçimlerinin ve Millet İttifakı zaferinin ilişkilerimizi olumlu bir istikamete taşıyacağına dair umutlu olduğumu yineliyor ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu
Genel Başkan
|