31 Mayıs 2014

Ermenistan'a dost ültimatomu: 'Karabağ'ı hallet, yoksa...'

Avrasya Ekonomik Birliği kutlamalarında uluorta söylenen uyarıya göre, Erivan'ın Dağlık Karabağ konusunu çok kısa bir süre içinde 'bir şekilde halletmesi' gerekiyor

Perşembe günü Kazakistan'ın başkenti Astana'da, Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın soğuk terler dökmesine yol açan bir "an" yaşandı. Bir tür "sansasyon" da diyebiliriz.

Uzun süren hazırlık çalışmalarından sonra Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında Avrasya Ekonomik Birliği üzerine bir anlaşma imzalanmış, kutlama ortamında, liderleri orada bulunan Ermenistan ve Kırgızistan'ın da en kısa sürede Birlik'e katılması arzusu dile getirilmeye başlamıştı.

O sırada, ev sahibi konumundaki Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, bir sürpriz yaptı ve şu ifadelerle Sarkisyan'a seslendi:

"Yalnız burada tatsız bir konu var: Azerbaycan'daki yoldaşımızı (yani İlham Aliyev'i - HA) tahrik etmemek açısından... Avrasya Birliği'ne, BMÖ tarafından kabul edilen sınırlarınızla girmeniz gerekiyor. Aynen Dünya Ticaret Örgütü'ne girerken belirttiğiniz gibi, o şartla..."

Sarkisyan'ın yüz hatları gerildi. Hemen cevap vermedi.

Bu uluorta söylenen uyarının hedefi netti: Erivan'ın Dağlık Karabağ konusunu çok kısa bir süre içinde "bir şekilde halletmesi" gerekiyordu. Yoksa ya Avrasya Ekonomik Birliği'ne alınmayacaktı; ya da alınacaktı, ama kimsenin tanımadığı Dağlık Karabağ'la arasına gümrük sınırları çekerek bir anlamda ondan vazgeçmesi gerekecekti. Ki, Ermenistan'la Karabağ'ın "tek bir ekonomik bölge" olduğunu her zaman vurgulayan Erivan yönetimi açısından, bu olacak şey değildi.

 

Erivan zor durumda

Üçüncü ihtimal, yani Sarkisyan'ın Nazarbayev'e rest çekmesi ise çok zordu. Zordu, çünkü tecrübeli siyasetçi Nazarbayev'in, bu sözleri tesadüfen ve kendi adına söylüyor olması ihtimali düşüktü.

Avrasya Ekonomik Birliği'nin asıl patronu Rusya lideri Vladimir Putin'di. Nazarbayev'in dillendirdiği sorunla ilgili olarak kısa süre önce Aliyev'den gelen uyarı mektubu, herhalde en başta Putin'in eline geçmişti ve sonunda "aleni bir tutum açıklanması" kararı çıkmıştı.

Putin, bir dönem Rusya ile Batı arasında ürkek biçimde de olsa denge politikası izlemeye çalışan ve Avrupa Birliği ile işbirliği anlaşması imzalama aşamasına gelen Sarkisyan'ı, geçen Eylül ayında, deyim yerindeyse "180 derece ters istikamete" döndürmüştü. Batı'dan uzaklaşılmış, Ermenistan'ın kaderi tümüyle Moskova'ya ve onun önderliğinde kurulan ittifaklara bağlanmıştı.

Şimdi üç devletin kurduğu Birlik genişlerken Ermenistan'ın cılız ekonomisini destekleme, dış ticaretini geliştirme ve indirimli doğalgaz alma garantileri sağlanacaktı. Rusya'ya dayanan askerî savunma kaygısı da cabası.

Bu düşüncelerle Sarkisyan, Avrasya Ekonomik Birliği'ne katılmak için gerekli belgelerin - neredeyse alelacele - 15 Haziran 2014'e kadar imzalanmasının mümkün olduğunu savundu. Nazarbayev ve Putin, cevap olarak "1 Temmuzda durumu yeniden değerlendirme" sözü verdiler.

 

Gizli pazarlıklar mı var?

 

Nazarbayev'in uyarısı pekâlâ şöyle yorumlanabilirdi: "Ermenistan, 90'ların başında işgal ettiği Dağlık Karabağ ve işgal altında tutulan Azeri bölgeleri ile ilgili iddialarından vazgeçmelidir. Biz bu iddialarla onu yeni Birlik'te kabul edemeyiz."

Sert bir uyarıydı bu.

Sarkisyan "birkaç gün" istedi... Herhalde "uygun formül bulmak" ve hem Birlik'e giriş şansını, hem de mevcut durumu korumak amacıyla...

Dün bazı Ermeni diplomatları "Nazarbayev'in sözlerinin abartılmaması gerektiğini", bunun "teknik bir sorundan ibaret olduğunu", aslında ortada kendileri açısından "ciddi bir engel bulunmadığını" savundular.

Bakü'den "Alın size Avrasya tokadı!" türünden "neşeli bir değerlendirme" geldi.

Ermeni muhalefetinin bir bölümü, son zamanlarda enerji kaynakları bakımından zengin Azerbaycan'la ilişkilerini adım adım düzelten Rusya'nın, Ermenistan'ı zor duruma düşürdüğü iddialarını seslendirdi.

Kremlin'in planlarını ve kapalı kapılar ardında gerçekleşen Putin-Nazarbayev görüşmesinin ayrıntılarını bilmiyoruz elbette. Ama ortaya çıkan durum çok sıradan değil...

 

Bitmeyen savaş: Karabağ...

 

Dağlık Karabağ Savaşı, Azerbaycan ile Ermenistan arasında hâlâ resmen sonuçlandırılmadı.

Savaş 1988'de başlamış, 1994'te ateşkes ilan edilmişti.

Karabağ, yalnızca bu iki ülke arasında kriz olmakla kalmıyor, bir dizi alana ve konuya da yayılan ciddi bir sorun özelliği taşıyor.

Bunlardan biri, Türkiye-Ermenistan ilişkileri. Yakın müttefiki Bakü'yü gücendirmek istemeyen Ankara, Erivan'la diplomasi trafiğinin başlatılmasını ve sınırların açılmasını, Karabağ sorununun çözümüne bağlıyor.

Bu, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde sorunlar yaşamasının nedenlerinden biri.

2 Eylül 1991'de Azerbaycan'dan bağımsızlığını ilan eden Dağlık Karabağ'ı resmî olarak hiçbir devlet tanımadı. Fiiliyatta o, Ermenistan'la iç içe ve her zaman birlikte davranıyor.

Sadece Rusya desteğine dayanan ve uluslararası alanda tanınmayan "isyancı cumhuriyetler" Abhazya, Güney Osetya ve Transdinyester ile karşılıklı yardımlaşma amacıyla kurulan bir mini ittifakın içinde, ama bunun pek etkili olmadığı biliniyor.

Karabağ, uluslararası alanda "en gedikli" krizlerden biri. 1992'den beri AGİT Minsk Grubu arabuluculuk yapmaya çalışıyor. 1994 Mayısı'nda Rusya, Kırgızistan ve Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolararası Meclisi'nin aracılığıyla imzalanan Bişkek Anlaşması ile ateşkes ilan edildi. O tarihten bu yana çeşitli dönemlerde çatışmalar çıksa da, 20 yıldır kapsamlı bir savaşın söz konusu olmadığı bir gerçek.

Dönem dönem Rusya, çeşitli Batılı liderler ve kurumlar, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir dizi devlet, Karabağ sorununun çözümü için girişimlerde bulundu. Şimdiki girişim, daha doğrusu uyarı, çok farklı bir şekilde ve "dost cephesi"nden geldi.

 

AB'ye alternatif mi?

 

Avrasya Ekonomik Birliği, Putin'in deyişiyle, "dünyanın en önemli ekonomik merkezlerinden biri"nin yaratılmasını öngören dev bir entegrasyon projesi. Kimilerine göre, "Avrupa Birliği'nin alternatifi".

On yıllık süreç içinde, serbest mal, sermaye, işgücü ve hizmet dolaşımıyla, enerji alışverişinde, ulaşımda ve gümrüklemede kolaylıklar yaratılması amaçlanıyor.

Üç devlet üzerinden konuşulduğunda "170 milyonluk bir nüfusu" temsil ediyor. Başka ülkelerin katılımıyla daha da genişlemesi hedefleniyor. Şu anda öncelikle Kırgızistan ve Ermenistan'dan söz ediliyor; ama gelecekte daha birçok devletin, bu arada Azerbaycan'ın ve Türkiye'nin de bu Birlik'e alınmasının akıllardan geçirildiği iddia edilebilir.

Ve şimdi, tam da Avrasya Ekonomik Birliği'nin 1 Ocak 2015'ten itibaren yürürlüğe gireceği duyurulurken, Ermenistan'a "Birleşmiş Milletler'in tanımadığı sınırlarla bize gelemezsin" mesajı veriliyor.

İlginç bir ayrıntıya değinmeden geçemeyeceğim. Burada Ermenistan ile uluslararası topluluğun tanımadığı Dağlık Karabağ'ın arasındaki bağ ele alınıyor. Ancak Mart ayında Rusya topraklarına katıldığı ilan edilen Kırım'ın yeni statüsü de (yani Rusya'nın yeni sınırları da) BMÖ tarafından kabul edilmiyor. Bu da ayrı bir "siyasi mizah" konusu...

@AksayHakan

Yazarın Diğer Yazıları

Cihatçılar Halep’e saldırdı, Rus basını Erdoğan’a ateş püskürdü

Rus Tsargrad sitesinin başlığı: Erdoğan Putin’i kandırdı: Kremlin suskun, Türkiye Cumhurbaşkanı yine ihanet yolunu seçti

Savaşın yayılma eğilimi Türkiye için bir tehdittir

Toprak ve insan hayatı: Ben ikincisini daha çok önemserim, siyasiler ise genellikle toprağı seçer

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

"
"