14 Temmuz 2015

Erdoğan, Erdoğan, Erdoğan... Her yerde o var!

Erdoğan 7 Haziran’da 'başkanlık sistemi' hedefini koyarak yaptığı büyük hatayı telafi etmek için her şeyi deneyecek

Seçim-toto devam ediyor.

Yoksa koalisyon-toto mu deseydik?

Sence kiminle kim olur?

AKP-CHP mi?

Ya da AKP-MHP mi?

Sakın AKP-HDP çıkmasın?

Belki de koalisyon kurulamaz ve erken seçime gidilir...

Görüşmede kim hangi kelimeleri kullanmış? Yüz hatları nasılmış? Ya vücut dili?..

Totodan ne sonuç çıkar? Kim hangi görüşte? Bahse giren var mı?..

Akıllı tahminler, tahminlerin altını dolduran gerekçeler ve dilekler, iyimserliğin ve kötümserliğin nedenleri...

*     *     *

 

Oysa “siyasi tablo”ya şöyle bir bakınca...

Sanki her şey berrak gibi...

AKP’nin çoğunluğu (Başbakan da dâhil) erken seçim değil koalisyon istiyor.

CHP’yle birlikte hükümet kurmaya da karşı değil.

CHP yönetimi de AKP ile koalisyona epeyce istekli görünüyor.

MHP “Ben yokum, ana muhalefet olacağım, AKP-CHP olsun” diyor. (Koskoca Devlet Bey’in sözlerinden kuşku mu duyalım yani?..)

HDP de AKP-CHP iktidarından yana.

Eee, tablo net değil mi?

Neredeyse hemen herkes AKP-CHP koalisyonuna evet diyecek gibi.

Ama burası Türkiye!

Söylenen sözlere kimse inanmaz ve güvenmez bu memlekette; cümlelerin arkasında mutlaka bir “hinlik” aranır; aramazsan saf sayılırsın...

Hem işin içinde hep başka bir şeyler vardır...

Başka bir yerlerden koskoca bir gölge düşer bütün siyasi denklemlerin üzerine...

 

*     *     *

 

Türkiye’de parlamenter sistem var.

Cumhurbaşkanlığı büyük ölçüde sembolik bir mevki.

Ama bizim Cumhurbaşkanımız Erdoğan “çok özel bir lider”...

Bu “özellik” öyle cumhurbaşkanlığı makamına falan sığacak gibi değil.

Başkan olmalı kendisi. Her şeyin ve herkesin başkanı.

Ve onun her dediğinin anında yapılacağı bir rejim kurulmalı. Haydi biz adına kibarca “başkanlık sistemi” diyelim...

Hükümet, parlamento, yargı, medya, ta kupon ihalelere kadar her şey Başkan’dan sorulmalı.

İşte böyle bir senaryo sahneye konmuştu...

Ve “zafer sarhoşu” Cumhurbaşkanımız, “parlamenter sistemi bekleme odasına almakta” pek bir acele etmişti.

Ama 7 Haziran bu senaryoyu yırtıp attı; Erdoğan’ın uzun yıllara dayanan yükselişine nokta koydu; dahası -Cumhurbaşkanı’nın oynadığı bahis ölçüsüz derecede güçlü olduğundan dolayı- seçim sonuçları onun çöküş sürecini başlatarak kendisini şimdilik “bekleme odasına” aldı.

 

*     *     *

 

7 Haziran öyle mi okunmalıydı, böyle mi okunmalıydı, derken...

Milletin canına okuyanlar kısa sürede toparlandılar.

Başlangıçta yüzde 60 olduğu sanılan “muhalif cephe”nin flu görmeye başlayan kısmı, Mehter Marşı temposuyla ileri geri giderek birden iktidarın koluna giriverdi.

CHP ve HDP de AKP’nin ilk raundu kazanmasını önleyebilecek hamleler yapamadı; dahası Baykal’la CHP, Doğan’la HDP Saray’a “haybeden” puanlar verdi.

Ve seçim kampanyasının siyasi açılışları yerine bol bol siyasi iftar yemekleriyle atağa kalktı “bekleme odasındaki” Cumhurbaşkanı.

AKP adına konuşmaya devam ediyor, CHP’ye laf atıyor, HDP’yi terörist sayıyor, koalisyonun ve azınlık hükümetinin çözüm olmayacağını söylüyor, takmış “tekrar seçim”e...

İlla ruleti bir daha döndürüp şansını denemek istiyor.

Elbette o arada işi şansa bırakmayacak bir sürü plan yapmaya çalışıyor.

Ama işte, ne olursa olsun, sonuçta “tekrar tekrar seçimler”in ne getireceği belli değil.

 

*     *     *

Şunu unutmamamız gerek:

Erdoğan’ın yanlış hesaplar yaparak 7 Haziran’a yönelik “başkanlık sistemi” hedefini belirlemesinden kaynaklanan hatasını mutlaka bir şekilde telafi etmesi gerekiyor.

Kendine göbekten bağlı AKP’nin tek başına iktidarda olması dışındaki tüm seçenekler onun için korkunç riskler taşıyor.

Deneyecek... Her şeyi... Tekrar tekrar... Sonuna kadar...

Seçim-toto, koalisyon-toto, her şeyin altından Erdoğan çıkıyor ve daha da çıkacak.

Demokrasinin, toplumsal barışın, ekonomik istikrarın sağlanması için Türkiye’nin Erdoğan’ı aşması zorunlu.

Belki bir hamlede olmaz, radikal adımlarla ve kısa sürede gerçekçi değil, ama sonuçta o aşılmadıkça kolay kolay ilerlenemeyecek.

Çünkü Erdoğan kazandıkça Türkiye kazanamayacak.

 

 

@AksayHakan

Yazarın Diğer Yazıları

Cihatçılar Halep’e saldırdı, Rus basını Erdoğan’a ateş püskürdü

Rus Tsargrad sitesinin başlığı: Erdoğan Putin’i kandırdı: Kremlin suskun, Türkiye Cumhurbaşkanı yine ihanet yolunu seçti

Savaşın yayılma eğilimi Türkiye için bir tehdittir

Toprak ve insan hayatı: Ben ikincisini daha çok önemserim, siyasiler ise genellikle toprağı seçer

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

"
"