Arkadaşlar patlamaya hazır birer bomba gibi dolaşıyorlar ortalarda.
Cinsellikle ilgili en ufak işaret onları uyarabiliyor.
Tahrik olma eşikleri pek düşük.
Kadının herhangi bir bölgesi gözlerine çarparsa durum fena.
Ya da bir tavır, bir bakış, bir gülüş, hele hele kahkaha...
Bir kadınla yan yana gelmeleri neredeyse nükleer patlama.
Bundan kaçınabilmek için ayırabildikleri her şeyi ayırıyorlar: “Bayan taksi”, “bayan kafe”, “bayan yeri”, “bayan yanı”...
Bu ayrım yakında çok daha fazlalaşacak gibi.
“Bayan asansörü” de galiba kapıda...
Başka türlüsü mümkün değil.
Çünkü adam sekizinci kata varana kadar işi bitirebiliyor.
* * *
İllaki canlı olması gerekmiyor kadının.
Vitrindeki manken bile iç gıcıklayıcı.
Televizyonda, sinemada, gazetede, kitapta falan kadın görmek, okumak, adının geçmesi bile yetiyor.
Hemen kan beyin(sizlik)lerine hücum ediyor bu arkadaşların.
Sadece bu da değil.
Seks onların hayatında her bir milimetreye sinmiş durumda.
Mesela yatak, yorgan, battaniye, yastık...
Hepsini becerebilirler.
Bu nasıl bir “süper erkeklik”!
* * *
Kim bilir ne numaralar vardır bunlarda.
Battaniyenin kıvrımları arasında nasıl şahlanırlar kim bilir.
Damacanada seks objesini gören keskin göz ve derin hayal gücü de aynı kaynaktan gelmiyor mu?
Veya eşeklere, köpeklere, tavuklara tacizin iştahlandırıcı güdüsü de bunlarda değil mi?
Daha nerelere uzanır seksi güçleri, Allah bilir!..
Bulutların yarattığı şekiller kirli donlarını kabartır mı acaba?
Ya da deniz dalgalarının istekle kıyıya vurması?
Veya “karşı cinsin tahrik edici bölgeleri”ni andıran sıra dağların yumuşak sıralanışı?
* * *
Söyleyin daha nerelere kadar gider tahrik olma imkânlarının sınırı?
Ve bu tehlikeden korunmak için daha neler yapmalı?
Kadınlar etek, şort, kolsuz tişört falan giymesin...
Sokağa da çıkmasın...
Banklarda kızlarla erkeklerin birlikte oturması idam cezasını hak etmeli.
Öğrenci yurtlarına hiç gelmeyelim.
Hele evlerde “ortak yaşanması ihtimali” bir felâket!
Stüdyo daire “fuhuş yatağı” (ihtimal, oda sayısıyla birlikte namus da artıyor).
Ha, bir de yıllar önce AB yolunda “dosyası kapanan” şu zina meselesi var ya!..
Aman Allah!
Resmî nikâhın yok diyelim; dini nikâhın da mı yok? Muta falan?
Ve öyle izinsiz densiz “halvet olma” durumları ha!
Yok öyle!
Dahası bu tür ahlaksızlıkları özendiren Anna Karenina, Madam Bovary, Aşk-ı Memnu gibi eserler de yasaklanmalı!
* * *
Ama bazı durumlarda “9 yaş” caiz olabilir.
Saldırı, tecavüz, dövme, öldürme de haklı çıkabilir bazen...
Doğal olarak tahrik olup biraz edepsiz şeyler yaptıysan çek kravatı, birleştir pis ellerini göbeğinin üstünde ve hemcinsin hâkimle “özel bağ” kur; güzel indirim, hatta belki af alabilirsin.
“Ama erkekliğime laf etti, hâkim bey...”
O kadar ağır tahrik varsa öteki “tahrikler” bir adım geri dursun.
Hâkim de erkekliğine zar zor hâkim sonuçta.
Erkeklik hali bu.
Ve “hepimizin başına gelebilir” empatisi, haliyle...
* * *
Sünnette dünya aleme övünerek gösterdiğimiz bir zenginliğimiz var ya!
Arzunun kaynağı tabiatta canım.
Hatta cennete gitme hayali bile “hurilerle grup halveti”...
N’apalım!..
Oluyor bazen olmaması gereken şeyler de.
Hem kadınlar tahrik etmeseydi hiçbir şey olmazdı ki!
Kolay mı sanıyorsunuz insanın pipisinin olması!
Bunun asansörü var, yorganı var, damacanası var.
Var oğlu var...
Allah biz erkeklerin yardımcısı olsun!..