Ekim dönemi (Eylül-Ekim-Kasım) verilerine göre işgücü 26 milyon 939 bin, istihdam 24 milyon 486 bin, işsiz sayısı 2 milyon 454 bin, işsizlik oranı yüzde 9.1 olarak gerçekleşti. Bunları zaten biliyorsunuz. O nedenle ben sizle ilginizi çekebilecek başka bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Son yıllardaki tüm istihdam hacimlerini aylık bazda art arda dizdiğinizde şunu görürsünüz. Yılın yarısında istihdam hacmi önceki aya göre azalır, diğer yarısında ise artar. Azalma genellikle Ağustos ayında başlar ve Ocak’ta sona erer. Yine genelde Şubat ayında istihdam aylık bazda artışa geçer ve bu yükseliş Temmuz’a kadar devam eder. Bu değişim büyük oranda inşaat, tarım, turizm ve bunlar gibi mevsim etkilerine bağlı performans gösteren sektörlerdeki istihdamın değişmesinden kaynaklanır. Değişimin küçük bir kısmı ise ekonominin çekirdek performansından kaynaklanır. Örneğin büyüme istihdam yaratıyorsa, istihdam hacmi dalgalansa da yukarı yönlü bir eğilim çizer.
Başlık bulma fakiri gazeteciler ise kış aylarında “işsizlik artıyor”, “işsiz ordusuna yeni işsizler ekleniyor”, ya da tersi şekilde yaz aylarında “işsizlik gerilemeye başladı” gibi başlıklar kullanırlar. Başlık yanlış değildir ama başlığa konu olan gelişme çoğu zaman (az önce açıklamaya çalıştığım gibi) ekonominin doğası gereğidir.
Bu defa da gerileme Ağustos ayında başladı. Ağustos’ta 69 bin, Eylül’de 135 bin gerilemeden sonra dün açıklanan Ekim verisinde istihdam hacminin önceki aya göre 263 bin kişi gerilediğini ve 24 milyon 486 bine indiğini gördük. Dolayısıyla istihdamdaki gerileme yolun yarısında diyebiliriz. Normal şartlar altında üç ay daha bu gerilemenin devam etmesini beklemeliyiz. Bu trend devam ederse Ocak ayında istihdam hacminin 23.6-23.7 milyon civarına indiğini görebiliriz.
74 milyonluk bir nüfusun üçte birinin çalışıyor olması, özellikle kadınların işgücüne katılma oranının düşük olması, işsiz sayısının 2.5 milyona yakın olması gibi zayıf yönlerimizin bilincinde olmakla birlikte, aşağıdaki grafikte de göreceğinizi gibi, 2008 sonunda başlayan küresel krizden sonra istihdam hacminde her yıl (dalgalanmalar mevsim etkisinden kaynaklanıyor) daha üst düzeylere çıkılması, işgücü ve istihdam arasındaki bandın (yani işsiz sayısının) giderek daralıyor olmasını olumlu gelişmeler olarak görmek gerekir. Nitekim geçen ay işsizlik oranı yüzde 8.8 ile en düşük düzeyine indi.
TÜİK tarafından 2005 yılında geçilen yeni hesap sistemine göre Ekim ayında istihdam son 6 yılın Ekim aylarının en üst düzeyinde. Aynı şekilde işgücüne katılma oranı ve istihdama katılma oranı en üst düzeyinde, genel işsizlik oranı ve tarım dışı işsizlik oranı en alt düzeyinde. Ekonomi son 6 yılda (Ekim 2005-Ekim 2011 arasında) 4.2 milyon kişiye istihdam yaratmış durumda. Ancak şunu tekrar vurgulamak gerekiyor: Bunlara rağmen ve hatta Avrupa’da işsizlik yükselmeye devam ederken bizde düşüyor olmasına rağmen, Türkiye’de nüfusun üçte birinin çalışıyor olması istihdam açısından zayıf bir yönümüz.
Bunun çözümü için mevcut işletmelerin kapasite ve istihdam artırmalarından çok, yeni işletmeler kurulmasına ihtiyacımız var. Yakında açıklanacak olan yeni teşvik sisteminin bu açıdan istihdamı destekleyici hangi boyutlara sahip olduğunun büyük önemi var. 2012’de ekonominin son 3 yıldan daha zayıf bir performans göstereceği beklentisi de dikkate alındığında, teşvik sisteminin istihdam boyutunun her zamankinden önemli olacağı muhakkak.