2008 verilerine göre Türkiye nüfusu
71 milyon 517 bin kişiye ulaştı. Nüfus büyüklüğüne göre
dünyanın 17. ülkesi olan Türkiye’nin son 20 yılda ortalama
nüfus atış hızı %1.63. Bu yüksek oran nedeniyle, genç nüfusun yoğun olduğu bir ülkeyiz.
Nüfusumuzun %27’si 15 yaşın, %52’si 30 yaşın altında, sadece %7’si 65 yaşın üzerinde. Hal böyle olunca istihdam önemli bir soruna dönüşüyor.
Türkiye’de işsizlik sorununun en açık göstergesi çalışan nüfusun az olması. 1988’de ülke nüfusu 53 milyon iken 2008’de 71.5 milyona ulaştı. Bu süreçte nüfusumuz %34 arttı. Aynı dönemde istihdam hacmi 17.7 milyondan 21.5 milyona ulaştı. Yani, 21 yılda istihdam artışı sadece %21.5 oldu.
İlk bakışta, 1988-2008 arasında nüfusumuza eklenen 18.5 milyon insanın sadece 3.8 milyonuna iş yaratılabilmiş gibi görünüyor. Ama durum bu kadar basit değil. Bu noktada tarım sektörü önemli bir etkiye sahip.Türkiye tarımda çalışan nüfusun toplam istihdamdaki payının çok yüksek olduğu bir ülke. Son yıllarda azalıyor olsa da tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki payı 25%-40% aralığında değişiyor. Oysa yaratılan toplam katma değer içinde tarımın payı çok daha düşük.
Örneğin 2008 yılında tarım sektörü istihdamı toplam istihdamın yaklaşık %26’sını oluşturuş olmasına rağmen, sektörün milli gelirdeki payı sadece %8.9. İnanın istihdamdaki %26’lık pay geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında düşük bir oran. Yani durum geçmiş yıllarda daha kötüydü. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda tarımsal istihdam oranı Türkiye’nin gerisinde (Bulgaristan 25%, Brezilya20%, Polonya 18%, Meksika 18%, Yunanistan 16%, Portekiz 13%)
Ülkemizde büyümenin motoru hizmet ve sanayi sektörleri. Bu iki ana sektör hem istihdamdaki payları, hem de milli gelirdeki payları açısından ilk iki sırada. Ayrıca, büyüme hızlarına bakıldığında da tarımın çok dalgalı ve istikrarsız bir büyüme performansı çizdiğini, büyüme hızının diğer iki sektörden daha düşük olduğunu da söylemek gerekir.
Şu bilgi işsizlik konusunda yorum yapmamıza daha büyük yardım edebilir. Krizin hissedilmeye başladığı Ağustos 2008’den bu yana geçen sürede (Son verinin açıklandığı Ocak 2009’a kadar) toplam istihdam hacmi yaklaşık olarak 2 milyon 750 bin kişi geriledi. Bunun 2 milyonu tarım istihdamındaki gerilemeden kaynaklanıyor. Aynı dönemde, istihdam, sanayi sektöründe 280 bin, hizmet sektöründe 120 bin, inşaat sektöründe 350 bin kişi azaldı. Tarım ve inşaatta mevsimsel etkinin de olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Kaldı ki; tarım sektörünün yeni istihdam yaratma potansiyeli, yeni tarımsal teknolojilerin gelişimi nedeniyle geriliyor. Bunun kanıtı, Türkiye’de 2003 yılından beri tarım sektörü istihdamının yüksek bir hızla geriliyor olması.
Birkaç paragraf yukarıda, “
İlk bakışta, 1988-2008 arasında nüfusumuza eklenen 18.5 milyon insanın sadece 3.8 milyonuna iş yaratılabilmiş gibi görünüyor. Ama durum bu kadar basit değil. Bu noktada tarım sektörü önemli bir etkiye sahip.” demiştim. Durum şu: Aslında ekonomi bu dönemde nüfusa eklenen 18.5 milyon kişinin sadece 3.5 milyonuna değil; aynı zamanda tarım sektöründen kopan yaklaşık 4 milyon insana da istihdam yarattı. Tarım sektörü için acil ve geniş kapsamlı bir devlet reformu yapılması gerekiyor.