Geçtiğimiz günlerde doğrudan yabancı yatırımlar ve şirket birleşme-satın almaları alanında en üst merci olan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından 2010 yılı Dünya Yatırım Raporu yayımlandı.
Doğrudan yabancı yatırım, bir ülkeye yurtdışından yapılan kısa vadeli portföy yatırımları haricindeki yatırımları ifade etmek için kullanılan bir terim. Çoğunlukla var olan bir işletmenin satın alınması, kimi zaman ise sıfırdan yatırım yoluyla yapılıyor. Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) ekonomik ortamın netliği ile son derece paralel bir seyir izliyor. Ekonominin büyüme dönemlerinde yükselen yatırımlar, resesyon ve kriz dönemlerinde ise azalıyor.
2007 yılında toplam 2.1 trilyon dolar ile rekor kıran DYY girişleri, 2008’de başlayan kriz ile 1.77 trilyon dolara gerilemişti. Geçen yıl ise yüzde 37 azalma ile 1.11 trilyon dolara düştü. ,
Gelişmiş ülkelere giriş yapan DYY geçen yıl yüzde 44 gerilerken, gelişmekte olan ülkelere yönelik gerileme yüzde 24’te kaldı. Bölgesel bazda en büyük gerileme ise yüzde 61 ile Kuzey Amerika’da görüldü.
2009’da ilk üç sırayı ABD, Çin ve Fransa alırken Türkiye’ye yakın ekonomik özelliklere sahip Brezilya, Suudi Arabistan, Şili, Meksika, Polonya gibi ülkeler ilk otuza girdi.
Türkiye’nin Konumu 2008 yılında Türkiye’ye 18 milyar 148 milyon dolar DYY girişi olmuştu. Geçen yıl ise yüzde 58 gerileyerek 7 milyar 611 milyon dolara düştü. UNCTAD’ın raporunda bu gerilemenin nedeni, sınırötesi birleşme ve satın alamalardaki azalma ve ihracata dönük sektörlerdeki daralma olarak gösteriliyor. (Geçen yıl Türkiye’ye giren doğrudan yabancı yatırım detaylarını Hazine Müsteşarlığı’nın hazırladığı Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2009 raporunda görebilirsiniz.)
2009’da Türkiye en fazla doğrudan yatırım çeken 32. ülke oldu. Sıralamada 2006 yılında 18.’liğe çıkarak en iyi performansını yakalayan Türkiye 2008’de 20. olmuştu. Aşağıdaki tabloda 2002-2009 arasında sıralamadaki yerimiz görülebilir.
Dikkatinizi çekebilecek bir gösterge ise Türkiye’nin 2003 yılında sonra çektiği yabancı yatırımları artırırken, 2005-2009 döneminde yabancı yatırım yapan bir ekonomi haline gelmesi. 2009’da 1 milyar 551 milyon dolar yabancı yatırım yapan Türkiye’nin son beş yıldaki yabancı yatırım toplamı ise 8.17 milyar dolara ulaştı. Türk şirketlerinin yatırım yaptığı bölgeler Kuzey Afrika, Orta-Doğu, Doğu Avrupa ve Orta-Asya’da yoğunlaşıyor.
Eleştiriler
DYY’nin bir ekonomi için faydalı olup olmadığı konusunda net bir hüküm vermekten kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. Bazı yatırımlar, ülkeye yeni teknoloji getirdiği, istihdam yarattığı, diğer sektörlerin gelişimine zemin hazırladığı için o ekonomi için faydalı olabilir.
Ancak bazıları var ki; kritik öneme sahip (özellikle kamuda) işletmelerin el değiştirmesi, maden ve doğal kaynakların araştırılması ve çıkarılması, diğer sektörlerin gelişimini sınırlaması nedeniyle ulusal ekonomi için büyük tehditlere neden olabilir.
Son yıllarda Türkiye’ye yabancı yatırım girişlerinin artması ile birlikte, gündemde sıklıkla yer alan bir tartışma ise, gelen sermayenin sıfırdan yatırım yapmak yerine, var olan işletmelerin alınması yoluyla giriş yaptığı; bu nedenle ek istihdam yaratmadığı üzerine kuruluyor. İşletmelerini satan yerliler ya da devlet, tahsil ettikleri satış bedelini borç ödemek ya da bankaya yatırıp mevduat kazancı elde etmek için kullanıyorlarsa bu eleştiriye hak vermemek mümkün değil. Ama göz ardı edilen bir nokta var. O da; tahsil edilen satış bedelinin yeni yatırımlarda kullanılıyor, yeni istihdam yaratıyor olması ki; ülkemizde böyle sonuçlanan işlemlerin oranı ilkinden daha yüksek.