İlginizi çeken bir konu mudur bilmem ama belki son yıllarda Türkiye’nin 2023 ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu duymuşsunuzdur. Doğrusu bu hep benim ilgimi çeken bir konu idi ama şimdiye dek hedefin 500 milyar dolar olmasının yanında, buna nasıl ulaşılacağına yönelik bir şey duymamıştım.
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, dün, Türkiye’nin 2023 ihracat hedefine ulaşması için başlattıkları çalışmaları açıkladı. Böylece artık hem bir hedefimiz, hem de bu hedefe ulaşmak için izleyeceğimiz yollar var.
Durum tespitiÖnce dünkü konuşmada öne çıkan bazı verilerle başlayayım izninizle…
2008 yılında 16 trilyon dolar olan dünya ticareti tahminlere göre 2009’da 11.6 trilyon dolara geriledi. Azalma cari fiyatlarla 4.4 trilyon dolar, yani %27.8 gerileme var. Bu gerileme Çin’in ya da Almanya’nın milli gelirlerine; Fransa ve İngiltere’nin milli gelir toplamına, Afrika’nın toplam milli gelirinin yaklaşık 4 katına eşit.
Bu gerilemenin 1.6 trilyon doları (%36’sı) Avrupa bölgesindeki düşüşten kaynaklandı. Almanya ekonomisi yüzde 5, İngiltere %4.8, İtalya %5.1 daraldı. Euro Bölgesi ekonomisi 2009’da %4 küçüldü. Bunun Türkiye için özel bir anlamı var. Çünkü her ne kadar payı gerilese de, hala toplam ihracatımızın %57.1’i Avrupa’ya yapılıyor. (%46 AB, %11 diğer Avrupa olmak üzere)
Dünya mal ihracatı dolar bazında %27.8 geriledi. Türkiye’nin ihracatındaki azalma %22.6 ile dünya performansından daha iyi bir konumda. Türkiye’nin ihracatındaki gerileme oranı Brezilya, Almanya, Japonya, Fransa gibi büyük ekonomilerin altında.
Türkiye ihracatı dolar bazında %22.6 düştü. Miktar bazında gerileme %7.6.
İhracatımızdaki gerilemenin %70’i Avrupa ülkelerinden kaynaklanıyor. Çünkü Avrupa, ekonomik anlamda krizden en büyük darbeyi alan bölge. Oysa çevremizdeki ülkelere, Afrika ülkelerine ihracatımızda artış var. 2009’da toplam 75 ülkeye ihracatımızda artış yaşandı.
İhracattaki gerilemeye rağmen 2009’da ihracat yapan işletme sayısında önceki yıla göre az da olsa bir artış var. 2009 yılında ihracat yapan işletme sayısı 48,551 (2008’de 48.143).
Gemilerin İşi Limanda Beklemek Değil
Bu verilerin ardından Zafer Çağlayan, “Gemiler limanda güvendedirler, ama hiçbir gemi limanda demirli beklemek için yapılmamıştır. Türkiye açık denizlere açılmak için hazırlanıyor ve bu hazırlığı çok ciddi yapmak zorundayız.” dedi ve beş proje sıraladı.
İhracata Dönük Üretim Stratejisi: Faklı kurum ve STK’lardan oluşacak bir değerlendirme kurulu, bundan sonra katma değeri yüksek olan bir ihracat yapısına kavuşmak için hangi sektörler ağırlık verilmesi gerektiğini belirleyecek.
Girdi Tedarik Stratejisi: Diğerlerine göre fazla ön planda görünmese de Türkiye ekonomisinin gelişmesine, yerli sanayinin ve üreticilerin geleceğine en fazla katkı sağlayacak olan proje bu gibi görünüyor. Halen ülkemizde aynı düzeyde kaliteli ya da daha kalitelisi üretilmesine rağmen, bazı ürünleri ithal ediyoruz. Bu hem gereksiz bir döviz çıkışı, hem de yerli sanayinin ikinci plana itilmesi anlamına geliyor. Proje hem gereksiz ithalatı azaltmayı, hem de yerli üretimi desteklemeyi öngörüyor.
Eximbank, EXIMBANK olacak: Eximbank’ın ihracatçıya arzu edilen desteği vermekten uzak olduğunu ima eden Çağlayan, bankanın çalışma sisteminde köklü bir değişime gidileceğini söyledi. Gerçekten Türk Eximbank’ı, kriz döneminde pek de iyi bir destek örneği olamadı. Oysa, Almanya ve özellikle Asya ülkelerinin Eximbank’ları ihracatı artırmaya yönelik kapsamlı paketler açıklamışlardı.
Ülke Masaları: En büyük oyuncuları dışarıda tutarsak, bence Türk ihracatçısını, amatör ruhlu gözü kara bir girişimci olarak tanımlayabiliriz. Ama artık zaman amaçsızca saldırma zamanı değil. Ülke masaları Türk ihracatçısının sistemli çalışmaya geçişinin başlangıcı olacak.
Şu anda test.igeme.gov.tr adresinden yayın yapan ve yakında
www.igeme.gov.tr adresinde başlayacak ülke masaları uygulaması, ihracatçının şu iki sorusuna kapsamlı cevap veriyor: A ülkesine ne satabilirim? Ve Elimde böyle bir mal var; bunu nereye satabilirim? Vaktiniz olursa bu sayfaya bir göz atmanızı öneririm. Kendi alanında dünyada bu kadar çok bilgiye karşılıksız ulaşabileceğiniz başka bir kaynak olmadığına emin olabilirsiniz.
Dış Temsilcilik Sayısı Artışı: Dış ticaret Müsteşarlığı’nın Türkiye dışında toplam 115 ticaret müşaviri var. Bu diğer ülkelerle karşılaştırma bile yapılamayacak kadar düşük bir sayı. Fransa’nın dünyada 2100, Almanya ve İngiltere’nin 1500’e yakın, Çin’in ise 20 bine yakın ticari temsilcisi olduğu bir ortamda, Türkiye ihracatını artırmak için 115 temsilciye sahip olması, taşıma su ile değirmen döndürmek gibi. Bu yıl 30, yakında ise 100 civarında yeni ticaret müşavirinin daha görevlendirilecek.
İşte bu beş proje 2023 hedefine ulaşmanın, yerli üretimi desteklemenin, ihracatçı sayısını artırmanın, katma değeri ve teknolojisi yüksek sektörlerde üretimi ve ihracatı artırmanın yollarını arıyor.
Daha iyisi olabilir mi? Olabilir, ama bunlar şimdiye dek hiç yapılmayan çalışmalar.