2008'de başlayıp halen devam eden kriz sadece konut piyasasının ve onu fonlayan bankaların değil, içine hisse senedi borsalarını, emtia ve para piyasalarını da alan daha geniş bir sistemin çöküşüne neden oldu.
"Çöküş" doğrudan, yapının tamamen ortadan kalktığı ve yenisinin kurulduğu bir süreci anlatmıyor elbette. Bu, daha ziyade, herşeyin sorgulanır olduğu, güvenin kaybolduğu, en küçük olumsuz gelişmenin bile büyük etkiler yarattığı, başka bir ifadeyle, bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir yapıyı gösteriyor. Diğer yandan ise oluşan hasar ve bütün zararlarına karşı ufacık bir refleks bile gösterilemeyen bir donukluk var.
Bir yıldan uzun süre önce AB'nin en zayıf halkası kriz tarafından koparılıp, dünyanın en büyük, en ağır şartlı ve en ödenemez kurtarma yardımını alınca ben ve bu konuda yazan bir çok kişi bu borcun ger ödenmesinin yıllar alacağını, Yunanistan'ın o haliyle borcunu ödemesinin mümkün olmadığını defalarca yazdı. Ama bildiğiniz gibi, amaç Yunanistan’ı kurtarmaktan çok, ona borç veren ülkelerin paralarını kurtarmak ve şimdiye dek Euro sisteminin önünde beliren en önemli tehdidi zayıflatmaktı.
110 milyar Euro büyüklüğündeki yardımın açıklanmasının üzerinden bir yıldan uzun süre geçti. Fakat, yunan ekonomisinden gelen iyi bir haber yok. Üstelik yunan halkı, Papandreu hükümetinin bir daha seçilemeyecek kadar büyük zarar görmesine rağmen sürdürmeye devam ettiği politikalara karşı direnmeye devam ediyor. Ne yazık ki, Papandreu da bu yolda yalnız. Hiçbir parti bir uzlaşma hükümetinin kurulmasına sıcak bakmıyor. Geniş tabanlı bir hükümetten uzak durmak, politik açıdan muhalefet için mantıklı bir tercih gibi görünebilir. Ama Yunanistan ekonomisi, bir daha uzun süre hükümet kurulamaması gibi bir olasılığı da barındırıyor.
Bugün dünyanın en düşük kredi notuna sahip olan Yunanistan, Avrupa Merkez Bankası tarafından, Euro Bölgesinin mali istikrarının önündeki bir numaralı risk olarak ilan edildi. Bu, aslında malumun ilanından başka bir şey değil. Fakat yine de, resmen dile getirilmesi, bence acziyetin bir göstergesi. Dünya, bu sorunu çözmek için artık daha az seçeneğe sahip.
Bir buçuk yıldır, Yunanistan (ve aslında alacaklıları) için aranan çözümün bizi götüreceği yol ikiye ayrılıyor. Bir taraf, borçların bir kısmının silinmesi ya da vadesinin çok ileri bir tarihe ötelenmesi; diğer taraf ise Yunanistan’ın Euro Bölgesi dışına çıkması. Belki de ikisinin karışımı üçüncü bir seçenek gündeme gelebilir. Hangi yolun seçileceğini bilmiyorum. Zaten onlar da bilmiyor, emin olabilirsiniz. Bildiğim şey, eskiden uzak bir olasılık olan drahmiye dönüşün artık daha güçlü bir seçenek haline geldiği.