Euro Bölgesi'nin klasikleşen ikili zirvelerinden biri dün Paris'te yapıldı. Sarkozy ve Merkel, 17 üyeli sistemin geleceği için yine biraraya gelip, yeni kararlar aldılar. İki saat süren buluşmanın en ilgi çekici yanı Sarkozy'nin manşetvari “Bütün Euro Bölgesi'ni temsil edecek yeni bir ekonomi hükümeti kurulacak” açıklaması oldu.
Ben iki liderin buluşup, 17 üyeli bir sistem adına karar almalarına hep mesafeli yaklaştım. Aslında bunu hep yanlış buldum demeliyim. Yunanistan, İrlanda, Portekiz krizlerinde, Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun oluşturulmasında, Avrupa Merkez Bankası'nın sorunlu ülkelerin tahvillerini almasında, Sarkozy-Merkel ikilisinin Fransa-Almanya sınır kasabalarında bir araya gelerek, aldıkları kararlar doğru da olsa yanlış da, sistem adına karar vermeleri aslında bir tek şeyi gösteriyor: Demek ki Euro Bölgesi sistemi yanlış çalışıyor, karar almak için hantal ya da irade oluşturamayan bir yapıya sahip. Ama iki liderin buluşmaları söz konusu yanlışı düzeltmekten ziyade, etrafından dolaşmaktan başka bir şey değil. Euro Bölgesi'nin diğer üyelerinin bu duruma ses çıkarmamalarını anlamak güç. Belki de bunu, başarısızlıklarının etkisiyle büründükleri teslimiyet ruhunun bir yansıması olarak kabul etmek gerekiyor.
Dönelim dünkü buluşmaya...
Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda öne çıkan noktalar şöyle:
1. Kısa dönemli ve mali tedbirler yerine uzun vadeli politikalar üzerinde yoğunlaşılacak
2. Euro'ya bağlılık ve ortak parayı korumak için gereken herşeyi yapılacak
3. Almanya ve Fransa'nın kurumlar vergisi mevzuatı uyumlaştırılacak
4. Bütün Euro Bölgesi üyelerinin devlet ya da hükümet başkanlarının katılımıyla, yılda iki kez (kriz dönemlerinde daha sık) biraraya gelecek ve il başkanlığını Herman Von Rompuy'un yapacağı bir Avrupa ekonomi hükümeti kurulacak.
5. Yen bir mali işlem vergisi gündeme getirilecek.
6. Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun mevcut (440 milyar euro) büyüklüğü korunacak.
7. Euro Bölgesi'nin genelini temsil eden bir euro tahvil ihracına gidilmeyecek
Bir ve iki, sürekli duyduğumuz iyi niyet temennilerinden başka bir şey değil. Ne bizim, ne de Euro Bölgesi için bir anlam ifade ediyor. Bunu, iki lider değil de 17 lider birlikte söylemiş olsalardı daha büyük etkisi olabilirdi.
Dört, toplantının magazinel boyutunu oluşturuyor. Aslında kulağa hoş gelmiyor değil. Ama, neden böyle bir oluşuma gidildiğini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Bence bu karardaki motivasyon, muhtemelen Sarkozy ve Merkel'in de Euro Bölgesi adına buluşup karar almalarının yarattığı negatif algının farkına varmış olmaları. Olur da söz konusu sistem işlerse (bence çok zor) artık Euro'nın kimsesizlikten kurtulacağını söyleyebiliriz.
Beş, daha önce çaba sarfedilmiş ama başarısız olmuş bir girişimin yeniden gündeme getirilmesi. Geşen yıl yine Merkel tarafından, aldıkları risklerle sadece kendilerini değil bütün Avrupa mali sistemini riske atan bankalara bir mali işlem vergisi getirilmesi önerilmiş ancak bu öneri kabul görmemişti. Aynı önerinin yeniden gündeme gelmiş olması, bu defa kabul görmesi için pazarlıkların olumlu sonuçlanmış olabileceği havasını veriyor. Ancak, zaten zor durumda olan Avrupa mali sisteminin ve bankalarının yeni vergiyi hiç beğenmeyecekleri, piyasaların da bunu davul zurnayla karşılamayacakları kesin.
Altı da, piyasalar tarafından çatık kaşlarla tepki verilecek bir karar. Fonun büyüklüğünün artırılması ya da en azından böyle bir ihtimalin var olduğunun ima edilmesi bile, bence, daha iyi bir seçenek olabilirdi. Sarkozy ve Merkel, muhtemelen mali koşulların kritik durumda olmadığı ve fon büyüklüğünün artırılmasına gerek olmadığı havası yaratmaya çalıştıkları için bu kararı aldılar ama, birkaç ay sonra işler bozulduğunda tam tersi bir yönde bir girişim başlatabilirler. Yediyi de kısmen bu kapsamda değerlendirebiliriz.
Eğer dünkü buluşmada “Bu iki lider olarak bütün sistemi bağlayacak kararlar almak için son buluşmamızdı. Bundan sonra yeni bir ekonomi hükümeti kurulacak; orada 17 lider biraraya geleceğiz ve anlık kararlar almak yerine daha sistemik ve uzun vadeli politikalar izleyeceğiz. Bunun bir başlangıcı ve euroya inancımızın bir göstergesi olarak, Finansal İstikrar Fonu'nun büyüklüğünü gerektiği taktirde kullanılmak üzere iki katına çıkarma kararı aldık. Mali sistemimizin geleceği için ve verimli bir Avrupa ekonomisi yaratmak için Almanya ve Fransa olarak üzerimize düşenleri yapmanın yanında Euro Bölgesi'nin bir bütün halinde çalışması için çabalarımız devam edecek” anlamında bir açıklama yapılsaydı bundan birkaç hafta sonra başlayabilecek yeni dalgalanmarın da önüne geçilebilirdi.