14 Mart 2021

Yaşama dokunmak, anılar ve iki kitap

Bu insanların tutum ve davranışlarından, sözlerinden ne kadar etkilendiğinizi düşünün. Büyük olasılıkla, bugün sahip olduğunuz bazı kişisel özelliklerde, tutum ve davranışlarda, inanç ve değerlerde, kişisel başarılarınızda bu insanların katkısı vardır

Geriye dönüp yaşamımızı sorguladığımızda bazı isimler öne çıkar. Anne ve babamızın dışında bazen diğer aile bireyleri; ama mutlaka bir öğretmenimiz veya üniversitede bir hocamız; moda deyimle yaşamınıza dokunmuşlardır.

Bu hafta iki kitap beni öğrencilik yıllarıma götürdü.

Fen fakültesinin geniş merdivenlerinden döne döne çıkılarak ulaşılan teorik fizik bölümünde uzun ve baktıkça daha uzun görünen koridorun sağlı sollu sınıflarında dersler yapılır. Sınıflarda neredeyse tüm duvarı kaplayan tahtalar bulunur. Ders sırasında hocanın sesi dışında çıt çıkmaz, sınıflar zaten kalabalık değildir.

Kuantum ve matematik derslerinde biteviye denklem çözüyoruz. Hocamız bir eliyle yazarken diğer eliyle daha önce yazılanları siliyor, biz ona yetişmeye çalışıyoruz.

Alacağımız notlar çok önemli, onları gidip önce temize çekmemiz sonra da arkadaşlarımızla biraraya gelerek yeniden, hatta birkaç kez daha üzerinden geçerek çözmemiz gerekecek. Bazı arkadaşlarımız not almaz, dinleyerek öğrenirler; bazıları da not alır ama dinlemezler; onlar sonra aldıkları notlar üzerinden çalışarak öğrenirler. Çok azı hem dinler hem yazar; Onların aldıkları notlar, ders notları borsasında en değerli olanlardır. Ders öncesi bağlantılar yapılır, sözleşilir ve temize çekilen notlar ışık hızıyla paylaşılır.

Ders notları yeterli olmaz, derse düzenli devam eden ve anlayanlarla bir araya gelinir, denklemler tekrar üzerinden geçilerek çözülür.

Aynı deneyimi İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü yüksek lisans sınıflarında da yaşadığımı söylemeliyim.

İki kitap

Beni o günlere taşıyan iki kitap var şimdi elimde; Değerli hocam Prof. Dr. Emine Rızaoğlu'nun bizlere bin bir emek ve sabırla verdiği ders konularını içeren "Kuantum Mekanik". İki öğretim üyesi ile birlikte hazırlanmış olan kitabı elimde tutuyorum, anılar gözlerimin önünden kayıp giderken hocalarımızın bizlere verdiği emeği anımsıyorum.

İkinci kitap "Genel Topoloji", yazarları: Prof. Dr. Nurettin Ergun ve Prof. Dr. Cem Tezer.

Müthiş bir emek, paha biçilmez bir birikim, sabır ve özverinin ürünü olan bu kitaplar bilginin kalıcılık kazanması yanısıra bilim eğitimi açısından temel kaynaklar.

 

Akademisyenlik bir çok açıdan fedakarlık demek; Öğrenirsiniz, öğrendiklerinizi öğretirsiniz; laboratuvara girer araştırırsınız, projeler yapar, bilgiden bilgi üretir ve sonra onları yazar ve yayınlarsınız. Yetmez, yönetime katılır, komisyonlarda kurullarda görev yaparsınız. Gününüzün 24 saatini akademiye adanmış olarak sürdürürsünüz; mesai saati yoktur, emekli olsanız bile zihninizde olamazsınız.

En keyifli tarafı ise sürekli öğrenci olmanızdır.

Yaşamın sınırları

Öğrencilik yıllarımız aynı zamanda yoğun olarak sosyalleştiğimiz dönemler.

Size ilham verenlerin büyük çoğunluğu okul yıllarınızda hayatınıza girenlerdir; ya bir ilkokul öğretmeninizdir ya da sonraki yıllarda öğretmeniniz olmuştur. Ya da üniversitede bir akademisyendir. Onlar öğrencileri için bir bilgi kaynağı, bir yol gösterici ve belki de gelecekte olmak istediği bilim insanlarıdır.

Ancak bizler yaşamımıza bir biçimde dahil olan herkesi hatırlayamayız, özellikle okul yıllarımız dışında olanları.

Belki bazılarının yüzlerini, bazılarının seslerini anımsarken kimilerinin isimleri belleğimizden silinip gitmiştir. Bazı isimler aklımızdadır ama yüzlerini unutmuşuzdur.

Tabi ki bizi çok etkileyen, asla unutmadığımız ve unutamayacağımız insanlar da olmuştur.

 Tanıdığımıza pişman olduğumuz ve unutamadığımız insanlar da!

Hayatımızdaki önemli ve anlamlı kişiler kimlerdir derseniz, bunun için kendinize birkaç soru sorarak başlayabilirsiniz.

İlk olarak, geçmişte karşılaştığınız, tanıştığınız, birlikte çalıştığınız, geçmiş yaşamınızda "iyi ki vardı" diyebileceğiniz on kişiyi belirleyerek başlayın. Bunlar; işinizden, öğrencilik döneminizden, ailenizden, sosyal yaşamınızdan kişiler olabilir.

İkinci olarak, şu anda yanınızda olan, çevrenizde bulunan, bugünkü yaşamınızda vazgeçilmezler arasında yer alan en önemli on kişiyi daha belirleyin. Sizin için anlamını not edin.

Bu oluşturduğunuz listede geçmişte tanıdığınız ve şu anda birlikte olduğunuz insanlardan oluşan 20 isim olacak.

Ve üçüncü olarak bunlar içinden gelecekte de birlikte olmayı dilediklerinizi belirleyin.

İşte bu sizin hayatınızdır.

Ancak bu listede olmayan ama zaman içinde bir arada olduğunuz ve sizin için gerçekten anlam taşıyan başkaları da yaşamınızda olacaktır.

Onlar, bir zaman diliminde yollarınızın birleştiği arkadaşlarınızdır; sizler için enerji ve motivasyon kaynağı olmuşlar ve bazen de size hayal kırıklığı yaşatmışlardır.

Onlar bazen meslektaşlarınızdır; ortak zeminde birlikte hayallerinizi paylaştığınız yol arkadaşlarınız.

Onlardan bazıları dostlarınızdır; kişisel bilgileri paylaşacak, değerlendirecek ve geliştirecek kadar yakınınızdadırlar.

Ve belki de zaman onların bir çoğunu anılarınızın derinliklerine gömmüştür.

Ama yaşamınızda karanlık anılara gömülmeyenler de bulunur: Onlar ya bir öğretmeniniz veya üniversiteden hocanızdır. Onlar size bilgiyi sunan, ilham kaynağı ve yaşamınıza dokunmuş kişilerdir.

Bu insanların tutum ve davranışlarından, sözlerinden ne kadar etkilendiğinizi düşünün. Büyük olasılıkla, bugün sahip olduğunuz bazı kişisel özelliklerde, tutum ve davranışlarda, inanç ve değerlerde, kişisel başarılarınızda bu insanların katkısı vardır.

İşte bu nedenle onları unutmazsınız!


Kaynakça

  1. Kuantum Mekaniği/Mathematica uygulamalı; Emine Rızaoğlu, Mehtap Yalçınkaya, Özgür Gültekin. Alfa/Bilim yayıkları; 2021
  2. Genel Topoloji; Prof.Dr. Nurettin Ergun ve Prof. Dr, Cem Tezer; Nobel yayınları, 2021

Prof. Dr. Güneç Kıyak; İstanbul Üniversitesi fizik lisans ve İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Enerji Enstitüsü yüksek lisans mezunu. Çalışma hayatına Türkiye Atom Enerjisi Kurumu- Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde başladı. Burada reaktör radyasyon güvenliği sorumlusu olarak görev yaptı. Doktora sonrası Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) bursu ile Almanya-GSF'de nükleer santraller, çevre analizleri ve radyasyon dozimetrisi alanında çalıştı. Yurda dönüşte nükleer tekniklerle jeolojik oluşumların ve arkeolojik  malzemelerin yaşlarını belirlemek üzere arkeometri araştırma laboratuvarını kurdu.

Araştırma alanı dahil çok sayıda bilimsel yayına sahip olup modern fizik konularında ve bilim sosyolojisi alanında lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. 1996 yılında kurulan IŞIK Üniversitesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Çeşitli kademelerde akademik ve idari görevlerde bulundu.

2010-2015 yılları arasında Işık Üniversitesi Rektörlüğü yaptı. Ardından 2015-2017 yılları arasında FMV IŞIK Okulları CEO'su olarak görev aldı. Prof. Kıyak evli ve iki çocuk sahibidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Uzayda niye akıllı bir yaşama rastlamıyoruz?

Bilgisayarlar teknolojik aşamaya ulaştığında, işleme kapasitelerini nasıl artıracaklarını da öğrenecekler, gelişmeleri daha da hızlanacak ve artık kontrol tümüyle kendilerinde olacaktır. Bu yeni zekâ, ölümsüz olacak ve evrenin her yanına yayılabilecek

Uzayın keşfinde robotik astronotlar dönemi

Öyle görünüyor ki yapay zekâ, insanın yakın gezegenleri kolonize etme tutkusunu tetikleyecek ve bu amacın gerçekleşmesinde insanın önemli bir müttefiki olacak. Tüm bunlar olanaksız bir hayal ürünü gibi görünse de unutmayalım, bugün yaşamakta olduklarımızı daha önce kim hayal edebilirdi ki?

Yapay zekâ duraklatılmalı mı?

Yapay zekâ, yaşamımızı ve çalışma tasarımlarımızı değiştirdi ve değiştirmeye de devam edecek, görünüyor. Peki neden yapay zekâyı geliştirme çalışmalarını duraklatmalıyız?

"
"