13 Ekim 2019

2019 Nobel Fizik Ödülü: Gökbilimciler emeklerinin karşılığını aldı, ama büyük ödül bizim!

Evreni anlamaya yaşamlarını adayan gökbilimciler, emeklerinin karşılığını aldılar ve aslında çok daha fazlasını hak ediyorlar. Gerçekte ise en büyük ödül bizim: Onların çabaları ile bugün evreni anlamaya başladık, fazlası için umutluyuz ve varlık nedenimizi sorguluyoruz

2019 Nobel Fizik Ödülü'nü Kanadalı gökbilimci James Peebles ile İsviçreli gökbilimciler Michel Mayor ve Didier Queloz kazandı.

James Peebles ödülün yarısını alırken, diğer yarısını Michel Mayor ve Didier Queloz paylaştılar.

119 yıldır verilmekte olan ve gelmiş geçmiş en prestijli ödülllerden biri olan Nobel Fizik Ödülü'nün 2019 yılı kazananı olan bu 3 bilim insanından Peebles, evrenin evrimini ve evrendeki yerimizi anlama çalışmaları ile, Michel Mayor ve Didier Queloz ise ilk kez bir dış gezegenin keşfini gerçekleştirmiş olmaları ile tanınıyor.

Prof. James Peebles, 1935 doğumlu ve Princeton Üniversitesi öğretim üyesi. 1960'lı yıllardan bu yana evrenin evrimi, Büyük Patlama Kuram ve Dünya'nın evrendeki yeri konularında çalışmaları bulunuyor.

James Peebles, evreni günümüzden 13,7 milyar yıl öncesine kadar, yani daha ilk andan itibaren anlamamızı sağlayan Büyük Patlama Modeli'nin teorisyenlerinden biri.  Ayrıca Büyük Patlama'dan sonra ortaya çıkan kozmik mikrodalga arka plan ışımasının (CMB) varlığını ilk öngören bilim insanlarından. 

CMB, yani kozmik mikrodalga arka plan ışıması neydi, kısaca hatırlayalım:

Büyük Patlama sonrası evren çok sıcak ve yoğun, hemen ardından soğumaya başlıyor ve yaklaşık 380,000 yıl sonra saydamlaşarak ışık ışınları uzay boyunca yol almaya başlıyorlar. Günümüze mikrodalga formunda ulaşan bu ışınlar, kozmik mikrodalga arka plan ışıması (CMB) olarak tanımlanıyor.

Evreni, bu ışınların yardımı ile daha farklı algılamaya başladık. CMB, bize evrenin geçirdiği evreleri, yaşı ve şekli konusunda bugün sahip olduğumuz bilgileri sağladı. Daha sonra uzaya gönderilen uydular, bebek evrenle karşılaştılar. 1989'de COBE, 2001'de WMAP ve 2009'da EU Planck uyduları evrenin bebeklik resmini çekerek bize ilettiler. Bebek evrenin bu resminde, günümüz  evreninin hatları net olarak görülebiliyor.

Nobel Fizik Ödülleri Komitesi Başkanı Mats Larsson, "Kozmik arka plan ışıması, evrenin bebekliğinden günümüze nasıl geliştiğini anlamamızı sağlayan bir altın madenine dönüştü. James Peebles'ın teorik keşifleri olmasaydı, bu ışımanın büyük bir hassasiyetle yapılan ölçümleri bize hiçbir şey anlatmayacaktı" diyor.

Peebles ayrıca, evrendeki görünür maddenin evrenin yüzde 5'ini oluşturduğu; evrenin görünmeyen ve tanımlanan yüzde 95'inin karanlık madde ve karanlık enerjiden meydana geldiğini gösteren çalışmalara da önemli katkılarda bulunuyor.

2019 Nobel ödülünün diğer yarısını paylaşan Cenevre Üniversitesi'nden Prof. Michel Mayor ve Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Didier Queloz ise 51 ışık yılı uzaktaki bir yıldızın yörüngesinde dönen, dev gaz kütleli bir gezegenin keşfi nedeniyle ödüle değer bulundular.

1995 yılının Ekim ayında Michel Mayor ve Didier Queloz bizim Güneş sistemimize benzer bir başka yıldız sisteminin yörüngesinde bir dış gezegen bulduklarını rapor ettiler. Güney Fransa'da Haute-Provence gözlem evinde, bir gaz devi olan Jüpiter ile karşılaştırılabilecek yapıda olan bu gök cismi "51 Pegasi b" olarak adlandırıldı.

Kendi sistemimizden 51 ışık yılı uzaklıkta bir cüce yıldızın yörüngesinde hareket eden ve bir gaz devi olan "51 Pegasi b", Güneş sistemi dışında keşfedilen ilk gezegen oldu.

 

 

Bu keşiften sonra Samanyolu galaksisinde günümüze kadar 4000 dolayında dış gezegen daha keşfedildi.  Bu yönde çalışmalar, farklı yapıda ve farklı büyüklükte gezegen keşifleri ile sürüyor.

Tüm bu keşifler, Dünya dışı gezegenlerde yaşam arayışı konusunda bilim insanlarını heyacanladırmaya yetti.

James Peebles Büyük Patlama teorisine yaptığı katkılarla evrenin yapısını ve gelişimini anlamamıza yardım ederken Michel Mayor and Didier Queloz kozmosta dış gezegenler yardımıyla yakın komşularımızı keşfetme yolunu açtılar.

Nobel Komitesi üyesi Ulf Danielsson'a göre: "Bu iki ödül bize kainattaki yerimizle ilgili varoluşsal bir şey söylüyor. Birincisi bilinmeyen kökenimizin izini sürmemizi sağlıyor. Bu olağanüstü bir şey. Diğeri ise "Yalnız mıyız? Evrende başka bir yerde hayat var mı?" gibi sorulara yanıt bulmaya çalışıyor".

Evet, evreni anlamaya yaşamlarını adayan gökbilimciler emeklerinin karşılığını aldılar; aslında çok daha fazlasını hak ediyorlar, ama daha fazlası ne olabilir?

Gerçekte ise en büyük ödül bizim: Onların çabaları ile bugün evreni anlamaya başladık, fazlası için umutluyuz. Varlık nedenimizi sorguluyoruz.

Evrenin hayal sınırlarımızı aşan büyüklüğü içinde, yüz milyarlarca galaksiden biri olan Samanyolu'nun bir cüce yıldızının, minik bir gezegeni üzerinde konuşlanmış mini-minnacık varlıklar olarak inanılmazı başarıyoruz.

Daha ne olsun!

İnsan aklının sonsuzluk denizindeki yolculuğu, her şeye rağmen, devam ediyor!

Yazarın Diğer Yazıları

Varoluşun anahtarı: Higgs bozonu

Peter Higgs, 60 yıllık bekleyişinin o tarifsiz duygu seli içinde bir inanılmazı yaşıyordu. Onun kanıtlanması çok zor denilen öngörüleri nihayet doğrulanmıştı...

Kozmik Yumurta

Kozmik Yumurta ile kaosun içinde saklı ve kozmos olmayı bekleyen bir yumurtaya atıf yapılır. Bu yumurta, içinde kozmosu oluşturacak bir yaradılış tohumu barındırmaktadır

Uzay ne kadar soğuk?

Bugün evren, Büyük Patlama'dan kaynaklanan kozmik radyasyon "banyosu" içindedir ve evrenin sıcaklığı bu radyasyon ile karakterizedir