Bu hafta size Netflix üzerindeki yozlaşmış kolluk gücü (polis-ajan) film ve dizilerinden örnekler vereceğim. Malum bu konuda bizim de "büyük" bir tecrübe yaşamışlığımız var. Dolayısıyla Netflix'deki bu dizileri, özellikle ilk anlatacağım "Line of Duty" dizisini seyrederken, daha önce bir bütün olarak düşündüğünüz bu konuda pek çok duyguya kapılıyorsunuz. Bu filmlerde kolluk güçlerindeki bu "yozlaşma" olayının ne kadar hassas bir konu olduğu ortaya daha çok çıkıyor.
Önce 1 FBI, 2 CIA filmi ile başlayalım; Yani Scario, Hedefteki Adam ve Düşmanı Korurken...
Safe House (Düşmanı Korurken)
Son derece alışıldık bir hikâye. Oyuncuları ile başarılı. Başroldekilerden Denzel Washington takdir ettiğim sinema sanatçıları arasındadır. Ryan Reynolds da bu filmde korkan ama görevini yerine getirmeye uğraşan "çaylak" rolünde çok inandırıcı gözüküyor. Ayrıca 2 yıl önce vefat eden başarılı oyunculardan Sam Shepard önemli bir rolde. Diğer önemli rollerde Vera Farmiga ve Brendan Gleeson sayılabilir.
Filmin IMDB puanı 52 ve 1-2 sahnede "nasıl yani" desek de, aksiyon meraklıları ve vakit geçirmek için sürükleyici. Zaten o nedenle olsa gerek 126 milyon dolarlık gişe başarısı var. Altına aldığım gruplamadan da anlayacağınız üzere yozlaşmış örgüt hikâyesi anlatıyor. Ama bir yandan da o son derece vurdulu/kırdılı hikâyenin içine duygusal bir şeyler eklenmiş. Sonunda eliniz böğrünüzde kalıyorsunuz. :)
Sicario (Tetikçi)
Oralarda bir yerlerde ne kadar üzücü olaylar olduğunu gösteren bir film. Konu "Uyuşturucu Kartelleri işe Mücadele." Sicario Meksika dilinde "Tetikçi" anlamına geliyor.
Kadro güçlü; Emily Blunt, Benicio Del Toro ve eski yılların kıymetli bir aktörü olan James Brolin'in oğlu Josh Brolin oynuyor. Meksika-ABD sınırındaki bir hikâyeyi anlatıyor. 2015 yapımı. Şimdiye kadar 85 milyon dolar para kazanmış. IMDB puanı 82.
Bu ilki gibi kurgusal ve duygusal değil, hayli gerçekçi bir film. Yozlaşma denilebilir mi bilemiyorum ama Amerikalıların kartellerle uğraşırken, doğru/yanlış ayrımı yapmadıklarını gösteren bir film olmuş. Brolin ve Toro ortamın şiddet dolu karakterini ciddiyetleri ile yansıtıyorlar. Blunt ise "vicdan"ı temsil ediyor. Bu son 15-20 yıldır Amerikan filmlerinde gördüğümüz tür "günah çıkarmalar" gibi. Bir yandan her türlü numara yapılıyor ama bir yandan da bize "bütün Amerikalılar böyle değil" mesajı veriliyor.
November Man (Hedefteki Adam)
Bu da James Bond eskisi ve hayli yaşlanan Pierce Brosnan'ın oynadığı bilmiş ama harcanması kolay adam modellemesi. Bugünlerde çok gündemde olan "diktatörü tepede tutmak" hikâyesi anlatılıyor. 2014 yapımı filmde, Ukrayna kökenli Fransız Olga Kurylenko diğer başrolü oynuyor. Filmin diğer önemli rolündeki çaylağı ise Luke Bracey canlandırıyor.
Hak ettiği üzere IMDB puanı 38 ve kazandığı para 35 milyon dolar. Vakit geçirebilirsiniz ama yeni ya da değişik bir şey var mı? Amerikalıların sittin senedir çektikleri türden bir vakit öldürücü; güzel kadın, tuzağa düşen ajan, fonksiyonu önemli çaylak, şaşırtmacalı (ama motivasyonunun ne olduğu havada asılı kalan) hain vs. vs...
Line of Duty (Görev Hattı)
BBC yapımı bu diziyi tam 2 kere başlayıp, sıkılıp bıraktıktan sonra, bir gün heyecanını yakalayabildim. Sonra hakkında yazılanları okudum. Hemen başta söyleyeyim, bölümler BBC'de haftalık yayınlandığı dönemde 3 milyon civarı seyirci çekmiş. En popüler bölüm olarak kaydedilen 3cü sezonun son bölümü ise 7 milyona ulaşmış. Netflix üzerinde 4 sezon ve her sezon 6 bölümden oluşuyor. Aşağıda bir tweet var. 5. sezonunun yayınlanacağı duyurulduğunda dizinin meraklılarının sevinçlerini oradan görebilirsiniz.
Diziyi daha önce verdiğimiz "BodyGuard" isimli diziyi de yaratan kraliyet hava kuvvetleri doktorluğundan ayrılmış olan Jed Mercurio yazmış. Mercurio Londra'daki metro bombalanmasında suçsuz yere öldürülen Brezilyalı genc olayından esinlenmiş. Bu arada BodyGuard da çok beğenilince 2ci sezona hazırlanıyor not edelim.
Line of Duty ise temelde, yozlaşmaya karşı kurulan bölüm AC-12'nin hikâyesi. Bu bölümde çalışanları canlandıran 3 devamlı oyuncusu var; Vicky McClure, Martin Compston ve Adrian Dunbar. Ama onun yanında her sezonda başka başka oyuncular sezon boyunca yer alıyorlar. Aklımda kalan"BodyGuard" dizisinde Bakan'ı oynayan Keeley Hawes oldu. Son sezonda ise bir "Görevimiz tehlike" filminden hatırladığımız melez Thandie Newton yer alıyor.
Her sezon birbirinden farklı zannedilse de, 4. sezon, ilk 3 sezonla birlikte yorumlanacak bir sona eriyor ve orada hepsinin çok daha büyük bir komplo olabileceği mesajı çıkıyor. FETÖ olayını ve polisteki-askerdeki etkisini gören bizler için çok şaşırtıcı olmasa da, yozlaşmanın neler yarattığını, bir yandan suçsuz insanların başkalarının suçlarını üstlenmek zorunda kaldığını, bazen de düzgün insanların bile bu çarklar arasına karışabildiğini ve suç işleyebildiğini görüyorsunuz. FETÖ dönemi polisini sosyolojik açıdan inceleyen olmadığını sanıyorum. Şu dönemde "el yakan" bir araştırma olurdu ama bu filmde insan yıllar boyu yapılan uyarılara rağmen, engellenmeyen FETÖ yayılmasının polisin içinde yol açtığı kirlenmenin başka boyutlarını düşünmeye başlıyor.
Dizi 2012'de başlamış. 9 tane ödülü var. Geçen yıl sonlarında 5. sezonu duyuruldu. Yakında (nisan 2019) BBC'de başlayacağı kaydediliyor ve dizinin bir kaç yıl daha süreceği yani 6-7’nci sezonlarının olabileceği de kaydedilenler arasında.
Dizinin 4. sezonun sonunda bazı müphem ifadeler var. Bunları değerlendiren İngiliz basını, 5. sezonda ana karakterlerin bile şüphe altında olabileceğini kaydediyorlar. Bu arada "Balaclava Man" yıldızı Stephen Graham'In yeni sezondaki başrollerden birisi (aslında kötü adam) olacağı da notlar arasında.
BorderLiner (Grenseland)
8 bölümlük Norveç polis dizisi. Netflix yapımları arasında. Başrolünde "The Last Kingdom" ismiyle İngiltere'nin ilk kralı kabul edilen Alfred'in zamanını anlatan dizide, Uhtred'in Viking (Dan) ağabeyini oynayan Tobias Santelman var. Santelman emekli babası ve kardeşi İsveç sınırındaki bir kasabada polislik yapanı kendisi de eşcinsel bir polis olan Nikolai'yi canlandırıyor. Santelman'a filmde eşlik eden diğer polis ise Ellen Dorrit Petersen tarafından canlandırılan Anniken. Hayli zeki ve ipuçlarından hareket edebilen bir polisi oynuyor.
Film sevilen bir polis olan ortağının yozlaşmış olduğunu ortaya çıkardığı için bir süre ofisten uzak kalması istenen büyükşehir polisinin, ailesinin yanına gittiği sınır kasabasında, uyuşturucu, kolay yoldan çıkan polis ve mafya üçgeni arasında kalması ve ailesini korumaya çalışırken, doğru ile yanlış ayrımının ortadan kalkmasını işliyor.
Seyredilebilir düzeyde. Yabancı kaynaklar çok beğenildiğini ve 2. sezonun çekileceğini kaydediyorlar.
Top Of the Lake
6 bölümlük BBC yapımı dizi, 12 yaşındaki hamile bir kızın gölde kendisini öldürmeye çalışması ile başlıyor. "Mad" dizisinden hatırladığımız Elisabeth Moss başrolde. yeni Zelanda'da geçen, 2013 yapımı dizi ağır ve üzücü ve de yozlaşma hikayesi içeriyor.
Dizide çocuk istismarı, şiddet, kanser, uyuşturucu, cinayet, her türlü kötülük mevcut. Maço, şiddete meraklı erkek-zayıf, sorunlu kadın çelişkileri de filmin alt hikayesi. Bütün bunların ortasında, şehirden annesini ziyarete gelen cinsel suçlar uzmanı detektif Robin Griffin (Moss), kasabanın karanlık sırları ile uğraşıyor.
Seyirci notlarına bakıldığında, bazıları çok etkilenmiş. Rastgele polisiye dizileri gibi olmadığını, derin bir hikâyesi olduğunu söylüyor. Diğerleri ise diziyi çok ağır ilerleyen bir hikâyesi olduğu şeklinde değerlendiriyor.
Ben merak edip sonuna kadar izledim. Hikâyede, şaşırtmaca elde etmek için uğraşılmış ama bence son bölümünde zorlama (yani baştan beri öyle gelmediği halde, birden değişen) konular gözüküyor. Yine de seyredilebilir.
Dizinin Netflix'te tek sezonu yer alıyor. 2. sezonu 4 yıl aradan sonra çekilmiş. Eklenen oyunculardan birisi Nicole Kidman. Bu sezon henüz Netflix'te yok. 3. sezonunu çekmek için de hazırlık olduğu görülüyor. Ancak Moss hep aynı rolü oynamak istemediğini söylemiş. Yani çekerlerse, onsuz çekecek gibi duruyorlar.