24 Nisan 2025

Beklenen İstanbul depremi için kendi haberleşmenizi garantileyin

Bu depremde de aynısı oldu. Daha küçük oranda da olsa, haberleşmeyi bir süre gerçekleştiremedik. O zaman bunu yıllardır yapmayan hükümetten beklemekten vazgeçip, kendi göbeğimizi kendi başımıza kesmemiz lazım

İstanbul'da yine büyük bir deprem (6,2) ve artçıları ile (yazının yazıldığı an itibariyle en büyüğü 5,9 dahil 141 sarsıntı) sallandık. Merkez üssü Marmara Denizi'nde, Silivri açıkları olarak açıklandı. Ama Pendik'ten, Sarıyer'e, Beylikdüzü'nden Şişli'ye, Maltepe'den Bakırköy'e kadar herkes çok sarsıldı ve korktu. Allahtan hasar ya da can kaybı da yaşandığı görülmedi.

Tabii ki arkasından hepimiz yakınlarımızı ya da arkadaşlarımızı merak ettik ama yine haberleşme sıkıntısı yaşandığı görüldü. Özellikle Turkcell kullananlardan çok fazla şikâyet geldi bana. Tabii ki bu "haberleşememe derdi" çok önemli bir sorun. Aşağıda down dedector'deki raporlama var. Dikkat ederseniz, 6,2 şiddetindeki en büyük sarsıntının olduğu 12.59 civarında şikâyet sayısı yükseliyor.

Millet cep telefonu sisteminde sıkıntı yaşayınca,  muhtemelen önceki depremlerde alternatif haberleşme (VOIP / VOLTE) kanallarını kullanmaya antremanlı oldukları için, ses ile haberleşmeyi bırakıp, internet mesajlaşma uygulamalarının üzerinden haberleşti. Orada da aksamalar oldu ama ses şebekesine nazaran durum daha dengeliydi. Depremin can ve mal kaybı yaratmadan geçmesinin yanında, gelen tepki sayısına bakarak, bu sıkıntının fazla büyümeden atlatıldığını ve şebekelerin fazla yüklenmediğini düşünüyoruz.

BTK ve Ulaştırma Bakanlığı, yapmadığı görevini operatörlere soruşturma açarak unutturuyor

Deprem uzmanı hocalarımız, zamanlamasını tam bilemeseler de, Kuzey Anadolu Fayının İstanbul yakınlarında 7+ bir deprem yaratacağından hemen hemen eminler. Böyle bir deprem olursa, en büyük sorunlarımızdan birisi "haberleşme" olacak. Bu konuda 2015 yılından bu yana yazdığım 32 farklı yazı var. Hepsinde aynı şeyleri bir daha bir daha, bir daha yazıyorum, hatırlatıyorum. Ama değişen bir şey yok.

Önceki acı tecrübelerimize, yani 6 şubat 2023 KahramanMaraş depremi, 2019 İstanbul depremi ve 2020 İzmir depremi başta olmak üzere, son 10 yılın diğer tüm depremlere baktığımızda, hepsinde de haberleşme sıkıntısı yaşandığını görüyoruz. Yani AKP hükümeti bu konuyu hiç dert etmiyor. Yaptıkları tek şey, her seferinde BTK eliyle GSM operatörlerine dava açmak ve ceza vermek oluyor. Bu yolla kendi yapmadıkları işlerini, yapmadıkları denetimlerini, sanki sadece operatörlerin kabahati gibi gösteriyorlar. 2019 İstanbul depreminde de ceza verdiler. 6 Şubat depreminde de. Peki, ceza sonrası ne oldu? Aynı tas aynı hamam. Yeni depremde yine haberleşme sıkıntısı çeken halk oluyor.

BTK'ya "iş işten geçtikten yani deprem olduktan sonra operatöre soruşturma açmak ne işe yarar? Neden iş işten geçmeden yani deprem olmadan, onlara gerekli yatırımları ya da süreçleri yaptırmıyorsun, neden denetim yapmıyorsun" diye soran birileri var mı? Ulaştırma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı ya da herhangi bir sivil toplum örgütü?

Yok, yok, yok .... Olmadığı için de, oyun oynuyoruz. Deprem oluyor, haberleşme sıkıntısı yaşanıyor, BTK soruşturma açıyor, iş yapıyormuş gözükmek için bir ceza veriyor. Sonra yeniden deprem oluyor, yeniden haberleşme sıkıntısı yaşanıyor, yeniden BTK soruşturma açıyor, yeniden iş yapmış gözükmek için ceza kesiyor. Sonra yeniden deprem oluyor, yeniden haberleşme... bu böyle gidip, duruyor. Yani BTK diyor ki; sonraki depreme kadar kötü haberleşmeyi unutun. Bak operatöre ceza verdik, oldu, bitti.

Ama ben ne olup bittiğini büyük harflerle söyleyeyim; Depremde haberleşme sıkıntısı varsa, sorumluları tabii ki operatörlerdir. Ama ondan önce operatörleri denetlemeyen ve halkın menfaati gereği olan yatırımları yapmalarını sağlamayan BTK VE ULAŞTIRMA BAKANLIĞI, DOLAYISIYLA DA AKP HÜKÜMETİ, DEPREMDE HABERLEŞME SIKINTISININ ESAS SORUMLULARIDIR.

Risk azaltma planı ne kadar uygulandı?

Ha bu arada AFAD ne yaptığına da bakalım; 2023 yazımda, İstanbul’u ilgilendirebilecek 5 afet planı yapıldığını yazmışım. Şöyle ki;

  1. 31 mart 2022 tarihli “İstanbul Risk Azaltma Planı
  2. 2012-2023 – Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Plan (UDSEP)” (ki adını 2023 UDSEP yapmışlar)
  3. 28 mart 2022 tarihli “Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP)
  4. Türkiye Afet Müdahele Planı (TAMP)
  5. “AFAD 2019-2023 Stratejik Planı”

Bunlar 2023 işleri, o günden bu yana yeni ne var diye baktım.

  1. İstanbul Risk Azaltma Planında bir yenilik gö Üstelik daha önce de yazmıştık. 2022'de bitmesi gereken riskli yerlerdeki baz istasyonlarının taşınması gibi eylemleri sorduk, yapılmadığını öğrendik. Yani eylem planı var ama uygulanıyor mu?
  2. UDSEP 2023 şeklinde adlandırılan belge için yeni bir şey gö
  3. TARAP'ın 2022-2030 arası olduğu not ediliyor. Yeni bir şey yok.
  4. TAMP da aynı şekilde 2022'de yayınlanan haliyle duruyor.
  5. AFAD 2024-2028 planı geçen yıl yayınlanmış.

Anlayacağınız 2023'den bu yana önemli bir değişiklik yok. Zaten haberleşme sıkıntısının aynen sürmesinden anlıyoruz bunu. O zaman, hükümet kontrol etmiyorsa, eylem planlarının uygulanmasını hep birlikte bizim halk olarak sorgulamamız lazım. Özellikle de sivil toplum örgütlerinin. Hatta gerekirse, uygulanmayan maddelerin tespit edilerek, görev ihmali için hukuk yoluna başvurulmalı. Çünkü halkın iyiliği söz konusu. İş işten geçtikten sonra değil, olmadan bakmayı öğrenmek zorundayız.

Depremde haberleşme sıkıntısını hükümet çözemiyorsa, halk kendisi çözüm yaratabilir

Diğer yandan halkın da kendi sorunlarını çözmek için çabalaması lazım. Daha önce defalarca telsiz sistemlerinden bahsettim. Eğer AKP hükümeti depremdeki haberleşmemize özen göstermiyorsa, halk olarak kendimiz göstermeliyiz. Telsiz sistemleri sadece deprem değil, her türlü afet ve savaş zamanı için de önemli bir haberleşme unsuru. Bunun yaygınlaştırılması için çalışmalıyız.

Ve artık bir afet kültürü oluşturmamız lazım. Mahalle Gönüllüleri (MAG) çok önemli. Bir eğitimlerine katıldım. Güzel şeyler anlatıyorlar. Lütfen daha çok kişi katılsın bunlara. Başta acil durum müdahelesi gibi faydalı şeyler anlatıyorlar.

Ama bunları daha geniş halk kitlelerine yaymalı ve “haberleşme sıkıntısı” gibi konuları da farketmeli (anlatılanlardan, bu konuda neler yapılabileceğine dair bilincin eksik olduğu izlenimim oldu) olduğu gibi kabul etmek yerine çözüm önerileri oluşturmalı ve ortak hareket etmeliyiz. 

Bu konuda öneri isteyen olursa, buradayım.

Füsun Nebil kimdir?

Füsun Sarp Nebil, İstanbul, Bakırköy'de doğdu. Eğitimini Çanakkale, İzmir ve İstanbul'da yaptı. Evli, 2 çocuk sahibidir. Denizcilik meraklısıdır (amatör kaptan).

Master derecesini Istanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Yüksek Mühendisliği bölümünden aldı (Şimdi Enerji Enstitüsü). THY, Nasas Alüminyum Fabrikası ve Alemdar Holding Grubunda çeşitli görevlerde bulundu.

1997 Türkiye'nin ilk ISP'lerinden Alnet'in Genel Müdürlüğüne getirildi. 1999 yılında turk-internet.com'un da dahil olduğu çeşitli siteleri yayınlayan Intervizyon Ltd. şirketini kurdu. Şirket halen Kadinvizyon.com gibi başka siteleri de yönetmektedir.

1998 - 2011 arasında Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan İnternet Kurulu üyeliği yaptı. Devletin özel sektörü aldığı çeşitli komisyonlarda çalıştı. 2016'dan beri TOBB Telekom Meclisi üyesidir.

Nebil, Eylül 2001 yılında Birleşmis Milletler tarafından Türkiye'den seçilen başarılı iş kadınları arasında yer aldı. (UNECE INCLUDES 9 TURKISH BUSINESSWOMEN ON ITS LIST)

2010-2013 arasında Türkiye Dijital Oyun Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

2011 - 2015 arasında 4 yıl Eutelsat Avrupa TV Ödüllerinde Jüri Üyeliği görevi aldı.

Türkiye İhracatçılar Merkezi dahil, çeşitli projelerde "Bilişim ve İletişim Sistemleri Danışmanlığı" vermektedir. Konusuyla ilgili olarak TV programlarına ya da konferanslara katılarak, konuşma yapmaktadır. Yazıları internet üzerinden turk-internet.com sitesinin yanısıra, yetkinreport.com, bilisimdergisi.org.tr, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Dergisi, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Güncel Hukuk Dergisi, Ankara Baro Dergisi, journo.com, Tüketiciler Birliği Etikett gibi çeşitli ortamlarda yayımlanıyor.

2014 yılından beri T24'te yazıyor.

Türk Telekom ve Turkcell konusunda araştırmaları ve uzmanlığı var. 2018 nisan ayında "Bitcoin ve Kripto Paralar" isimli ilk kitabı yayınlandı.

Detaylı bilgi için https://wiki-turk.com/fusun-sarp-nebil/ adresine bakabilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları

Sosyal medya "devlet onaylı ifade filtresi” haline mi geldi?

Sosyal medya şirketleri “ifade özgürlüğü aracı" olmak ile "devlet destekli sansür aktörü" olmak arasında gidip geliyor. Paranın, regülasyon korkusunun ve erişim pazarının olduğu yerde kâr, çoğu zaman halktan önce geliyor. Bu nedenle bizi aptal yerine koyan X.com'a, “tek günlük boykot”lar yoluyla bir ders vermeyi düşünmemiz gerekli

Prof. Dr. Klein: Ortak akıl nasıl kullanılabilir?

Tabii ki kolektif zeka (ortak akıl) dediğimizde aklımıza "yapay zeka" da geliyor. Sonuçta, günümüzde üretken yapay zeka olarak adlandırılan yapay zeka türü, toplumun yıllardır biriktirdiği kolektif ürünler ile eğitiliyor. Ayrıca sosyal medyaya da baktığımızda kolektif zeka gibi bir şey görüyor olabilir miyiz? Bunları ve yaptığı çalışmalardan aldığım notları Prof. Klein'a sordum

Trump vergiyi neden koydu, neden kaldırdı?

Tarife muafiyetleri büyük tüketici elektronik markalarına rahatlama sağlasa da B2B donanım şirketleri, girişimler ve daha geniş tedarik zinciri için zorlukların yanında dengesizlik getiriyor

"
"