11 Ekim 2018

Almanya'da Erdoğan'ın gönüllü ordusu!

Berlin’de özellikle Türkiyeli göçmenlerin yaşadığı Kreuzberg, Mitte ve Neuköln gibi semtlerde Türk Özel Harekatı’na ait otomobillerin dolaştığı iddia ediliyor

Benim gibi iki ülkede birden yaşamanın güzellikleri olduğu kadar zorlukları da var. Bir kere her iki ülkeyi de senden soruyorlar. Birden kendinizi Almanya’da AKP’ye oy verenleri, Türkiye’de de Merkel hükümetini savunurken buluveriyorsunuz. Saflar sertleştikçe dengeyi kurmak da zorlaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya’yı ziyaret ettiği sırada Türkiye’deydim. Almanya’da olsaydım, ülkede ziyaretin yarattığı kaostan ben sorumluymuşum gibi hesap verecektim sağa sola. Türkiye’de ise Başbakan Angela Merkel’in gösterdiği dostane siyasetin ardında ne  tür bir çıkar olduğuna dair sorularla muhatap oldum. Canım çekince uzun uzun yanıtladım, çekmeyince “ekonomik çıkarlar” deyip geçiştirdim. Son günlerde Alman medyasının öne çıkardığı öyle bir konu var ki, Almanya’nın Türkiye hassasiyetini anlamak için birebi

AKP mi görevlendirdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında da yazıldı çizildi, ancak siyaset ön planda olduğu için pek fazla dikkatleri çekmedi. Tagesschau, önceki gün “Erdoğan’ın Hamburg’daki adamları” başlıklı özel haberinde, kendilerini "Team Yörükoglu Europa", Ekip Yörükoğlu Avrupa olarak adlandıran bir grubun cumhurbaşkanının gönüllü olarak korumasını yaptığını belirtiyor. Bunda ne var diyeceksiniz ama söz konusu grubu görevlendirdiğini ne Alman ne de Türk resmi makamları teyit ediyor. Grubun lideri olan Nuri Harmankaya resmi olarak kayıtlı bir güvenlik şirketine sahip olmadığı gibi ruhsatsız silah taşımaktan sabıkalı. Hamburg’da düzenlenen G20 zirvesinde de, seçimler sırasında sandık başında da bu grup görev yapmış. Hamburg’da bir telefoncu işleten Harmankaya, Alman NDR Radyo TV Kurumuna verdiği demeçte kendilerini AKP’nin konsolosluk üzerinden görevlendirdiğini iddia ediyor.

Alman polisi ile işbirliği yapıyorlar mı?

NDR hem AKP’ye hem de Türk konsolosluğuna başvurarak bu iddianın doğru olup olmadığını sormuş. AKP, NDR’in sorularına, “Bizim Almanya’da bir temsilcimiz yok” şeklinde yanıt vermiş. Konsolosluk da 30-40 kişiden oluşan bu gruba dair soruları yanıtsız bırakırken, G20 zirvesine katılan Türk heyetinden sadece Alman polisinin sorumlu olduğunu belirtmiş. Ancak grubun takım elbiseli, güneş gözlüklü üyelerinin Hamburg havaalanının güvenlikli bölgesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taşıtının önünde hatıra fotoğrafı çektirdiği biliniyor. Hamburg’daki akreditasyon işleminde sorumlu Federal Suç Dairesi, Harmankaya’nın G20 zirvesine kayıtlı olanlar arasında olmadığını bildirirken,  grubun güvenlikli bölgeye nasıl girdiği sorusuna yanıt verememiş. Buna benzer bir olay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köln’deki camii açılışında da yaşandı. Grubun sokağı kapatmak için kullandığı güvenlik bandını nasıl elde ettiği, Köln polisi ile işbirliği yapıp yapmadığı soruları yanıtsız kaldı.

Bozkurt ve Rabia

Nuri Harmankaya kendisine sosyal medyadan yönelttiğimiz soruları da henüz yanıtlamadı. Belki de fazlaca yanıtsız soru sorup konuyu abartıyoruz. Ancak Almanya’da kendisini “Erdoğan’ın gönüllü Ordusu” olarak nitelendiren bir grup var. Grubun sabıkalı lideri acil durumlarda 300 kişiyi bir araya toplayabileceğini iddia ediyor.  Sosyal medyadaki paylaşımlar, “Avrupa’da Reisin Etrafında Aslan gibi Ekip Yörükoğlu Avrupa var sıkıyorsa yaklaşın hainler bir görelim” örneğinde olduğu gibi milliyetçi, kışkırtıcı hatta tehdit edici. Grup ya bozkurt işareti ile poz veriyor ya da Rabia işareti yapıyor. Alman güvenlik birimleri belli ki grupla ilgilenmiyor ama güvenlik görevini de olması gerektiği gibi yapmıyor.  Güvenlik görevlilerinin işini denetlemek yerine Alman siyaseti bugün bozkurt sembollerini yasaklamayı tartışıyor.

Almanya’da korkarak yaşanacak

Focus dergisinde çıkan güvenlik konulu bir başka haber de endişeleri arttırdı. Berlin’de özellikle Türkiyeli göçmenlerin yaşadığı Kreuzberg, Mitte ve Neuköln gibi semtlerde Türk Özel Harekatı’na ait otomobillerin dolaştığı iddia ediliyor. Üç adet olduğu ve Berlin plakası taşıdığı tahmin edilen ve fotoğrafları çekilen otomobillerin üzerinde Özel Harekatın amblemi de var. İddialar üzerine Berlin Eyalet Parlamentosu milletvekillerinden Sol Partili Hakan Taş, Berlin polisine başvurarak şikayette bulundu. Bunun özellikle Türkiyeli muhalifler için endişe verici olduğunu söyleyen Taş, konuyu Meclis İçişleri Komisyonu’na taşımayı düşünüyor. Çünkü polis, bu tür amblemleri taşımanın yasak olmadığını belirterek soruşturma başlatmama kararı aldı.  Nasıl bir grup kendini “Erdoğan’ın gönüllü ordusu” ilan etmişse birkaç kişi de Özel Harekatın görevini üstlendiğini düşünmüş olabilir. Eminim bu konuda da biz gazeteciler yanıtsız sorular soracağız ve işin aslı ortaya çıkmayacak. Çıkmayınca ne olacak, kendini Erdoğan rejimine muhalif hisseden herkes Almanya gibi bir ülkede korkarak yaşayacak.

Diyalog bu yüzden önemli

Gelelim Almanya’nın Türkiye ile diyalogda kalma tercihinin nedenlerine. Almanya’da  üç milyondan fazla Türkiyeli göçmen yaşıyor. Ve Türkiye’deki her kutuplaşma, her kriz olduğu gibi Almanya’ya yansıyor. Öyle ki, artık Almanya’da bile Türkiye söz konusu olunca at izi it izine karışıyor. Kimin hangi siyaseti güttüğü, kimin kimi temsil ettiği, kimin kimi izlediği, kimin kimi ispiyonladığı bilinmiyor. Bu durumda Erdoğan hükümetini dışlamak, kontrolü kaybetmekle eş anlama gelecektir. Evet Türkiye ile ilgili ekonomik çıkarlar Almanya için önemli ama sosyal barış çok daha önemli. İş ki Alman siyaseti doğru yerde dursun.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dejavu: Menekşe Toprak Berlin’de Suat Derviş’in izini sürdü

30’lu yılların Berlin’i ile bugünün Berlin’i arasında benzerlikleri görmek bende de bir dejavuya neden oldu. Menekşe Toprak’ın ilk kadın romancı ve gazeteciler’den Suat Derviş’i anlattığı kitabına "Dejavu" adını vermesi tesadüf değil

Sıcaktı, çook sıcak

Dünya hiç bu kadar sıcak, bu kadar kurak olmamıştı. Birdenbire gelen yağmur ve kasırgalar geldiği yeri çöle çeviriyor. Uluslararası toplum, sözde çevreci politikalar ile iklim krizini çözüyormuş gibi yapıyor. Daha çok gelişmiş sanayii ülkelerinin yarattığı bu krizden de yine yoksul ülkeler mağdur

Muhafazakârlık zemin kaybederken aşırı sağ kazanıyor

Bugünlerde alevlenen, "Almanya'da muhafazakâr ve merkez sağ partilerin kökü kuruyor mu?" tartışması haklı bir tartışma