29 Ekim 2015

AB İlerleme Raporu: Türkiye, İslamcı militanların IŞİD’e katılmasına göz yumuyor hatta destekliyor!

Mülteci sorununun çözümü için destek bekleyen AB, seçim öncesi sert bir biçimde eleştirerek Erdoğan'ı kızdırmak istemiyor

Alman kamuoyu AB’nin Türkiye ilerleme raporunu yayınlamayı iki kere ertelemesinin nedenini merak ediyor. Rapora ulaşan die Welt gazetesine göre, bu sorunun yanıtı belli. AB, mülteci sorununun çözümü için destek beklediği Türkiye, daha doğrusu AKP hükümeti, aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, seçim öncesi sert bir biçimde eleştirerek kızdırmak istemiyor. Yani, AKP için dolaylı olarak seçim propagandası yapıyor. Eğer hal böyle ise, AB bütün değerlerini yitirmiş demektir.

AB Komisyonu’nun hazırladığı ilerleme raporunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdıracak iki önemli nokta var. Bunlardan biri Kürt meselesi diğeri ise Türkiye ile IŞİD ilişkisi. "Kürtler ile barış sürecine başlanması bir zarurettir” denen raporda Türkiye’de güvenliğin “dramatik “ bir biçimde kötüleştiğine dikkat çekiliyor. Ve raporda Türkiye, tekrar tekrar İslamcı militanların Suriye’ye geçip IŞİD’e katılmasına göz yummak hatta desteklemekle suçlanıyor. Aslında adı ilerleme olan raporda Erdoğan’ı kızdıracak bir başka tespit de Türkiye’nin son iki yıl içerisinde pek çok konuda AB standartlarının gerisinde kalması. İnsan hakları, ifade özgürlüğü ve hukuk devleti kriterlerine yönelik diğer eleştiriler hem daha önceki yıllardan alıştığımız hem de uzun süredir ihmal ettiğimiz konular olduğu için fazla önem arz etmiyor.

İlerleme raporunda şu cümleler dikkat çekiyor; “İfade özgürlüğünün yasama tarafından kısıtlayıcı ve taraflı bir biçimde yorumlandığına sık sık tanık olunduğu gibi, gazeteciler üzerindeki siyasi baskının, işten çıkarılmalar ve açılan soruşturmalarla arttığı gözlenmektedir." Sadece gazetecilere değil, sıradan halka karşı da korkutma ve sindirme politikaları uygulandığının altını çizen raporda,  protesto ve gösteri özgürlüğünün yasal düzenlemeler ve uygulamalardaki kısıtlamalarla sekteye uğradığı, polisin protestoculara  şiddet uyguladığı, şiddet uygulayanların da cezalandırılmadığı vurgulanıyor.

AB Komisyonu yayınlamayı geciktirdiği taslak raporunda Türkiye’yi terör ile mücadelede gösterdiği işbirliğinden dolayı övüyor ama Türkiye’den beklentileri olduğunun da altını çiziyor. AB’nin bu beklentileri, istihbarat ve emniyet teşkilatının yabancı kökenli cihatçılar ile kararlı bir biçimde mücadele edilmesi ve radikalleşmeye karşı hukuki alanda geniş çaplı önlem alınması. Yani sözün özü, Türkiye’nin cihatçılar için Ortadoğu’ya transit ülke olmaktan vazgeçmesi.

AB’nin ilerleme raporu diğerleriyle karşılaştırıldığında gerçekten sert bir rapor. Ama bir anlamı, etkisi var mı bilemiyorum. Çünkü AB Türkiye’nin gündeminden çıkalı yıllar oldu. Türkiye de AB’nin gündemine mülteciler söz konusu olunca geldi. Üstelik AB’nin başında öyle büyük dertler var ki, Türkiye’nin üyeliğini değil tartışmak anmak bile istemiyor.  Evet, AB raporunu yayınlamayı Erdoğan’ı kızdırmamak için erteliyorsa, gerçekten AKP’nin seçim propagandasına katkıda bulunuyor demektir. Etkisi olur mu? Sanmam. Ama bu kendini demokrasi, insan hakları, hukuk devleti vs. gibi değerlerle tanımlayan AB için tam bir zafiyet göstergesidir. AB’nin temelleri çatırdıyor, çünkü AB dönüşüyor. Hem de diktatörlüğe.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Almanya: Fahiş bir kâr kapısı olarak müteciler

Almanya’da mültecilerin barındıkları mekanların önemli bir kısmını yüzde 50’ye varan kâr marjı ile bir İngiliz şirketi, Serco işletiyor. Kârı arttırmak için personelden kısan şirketin işlettiği kamplardan birinde hayatını kaybeden bir mültecinin cesedi ancak iki hafta sonra bulundu. Şirket de, şirkete iş veren eyalet yöneticileri de gazetecilerin bu kötü hizmete rağmen çok kârlı işlere dair sorusularına kaçamak yanıtlar veriyor

Merkel’den sonrası tufan

Popülizm kurbanı Almanya erken seçime gidecek. Başbakan Scholz güven oylamasını ocak ayında yapmak isterken muhalefet önümüzdeki günlerde yapılmasını istiyor. Oylama ne zaman yapılırsa yapılsın Almanya düzlüğe kolay çıkamayacak. Çünkü sorun büyük, çünkü ideolojiler arasındaki çizgi giderek kayboluyor

Döner macht schöner (Döner güzelleştirir)

Nasıl ki, Alman iç politikasının Türkiyeli göçmenler ile entegrasyonu döner ile sınırlı ise Türkiye ile ilişkiler de mültecilere indirgenmiş durumda. Türkiye yapısal reformları gerçekleştirmeden bu kısır döngü bitmeyecek. Bitse de en fazla ekonomik ilişkiler canlanacak

"
"