25 Kasım 2019

CHP ne yapmalı?

Son 20 yıldır yüzde 20-26 bandına sıkışmış olan CHP'nin, yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu'nun ince siyasetiyle kurduğu ve başarıyla yönettiği Millet İttifakı'yla yakaladığı fırsatı, bu tür iç tartışmalarla heba etmesi büyük hata olur

Sözcü gazetesinin başyazarı Rahmi Turan'ın, gazeteci Talat Atilla'dan aldığını söylediği haberi köşesine taşıması birkaç gündür en çok tartışılan gündem maddesi oldu.

Tartışma yaratan haber, ünlü bir CHP'linin Saray'ı ziyarete gittiği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisine, "Türkiye'nin güvenliği için CHP Genel Başkanı sen olmalısın, gerekirse yardım ederim" dediği iddiasını taşıyan haberdi.

Yazıyı kaleme alan Rahmi Turan, kaynağının iddiasına göre, artan baskılar karşısında Saray'a giden CHP'linin Muharrem İnce, kaynağının da Talat Atilla, olduğunu açıkladı.

Muharrem İnce, iddiaya sert tepki göstererek haberin doğru olmadığını duyurdu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise haberin çıktığı gün, yöneltilen soru üzerine "Okuduğumda 'doğrudur' dedim" yanıtını verdi ve isim tahmininde bulunmak istemediğini söyledi, isim de vermedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise eli yükseltti ve Kılıçdaroğlu'na, "Böyle bir ziyaret olmamıştır, ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen Genel Başkanlığı'nı ortaya koyuyor musun?" diye yüklendi.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın "Ya hep ya hiç" önerisine "Gel, karşıma çık, istediğin televizyonda tartışalım" önerisiyle karşılık verdi.

Bu tartışmalar yaşanırken, Rahmi Turan, deneyiminden beklenen olgunlukla, hata yaptığını, pişman olduğunu, haberin belgesini istemesi gerekirken bu özeni göstermediğini belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Muharrem İnce'nin doğruyu söylediklerini belirtti, özür diledi ve  kendisi açısından gereğini yapacağını açıkladı. Haberin doğru olmadığı anlaşıldı.

Ancak tartışmalar bitmedi, CHP içinde yoğunlaştı. 24 Haziran 2018 seçimlerinde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, bir basın toplantısı düzenleyerek CHP Genel Merkezi'nde bir grubun kendisine kumpas kurduğunu, bu kumpası kuranların, Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği gece kendisine kumpas kuranlarla aynı grup olduğunu söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve genel merkez yönetimine, soruşturma açılması, bu kişilerin ortaya çıkarılması ve partiden atılmaları talebinde bulundu.

CHP'ye düşen görev

CHP yönetimine düşen ilk görev, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olan ve cumhurbaşkanlığı için yeniden aday olacağını açıklayan ve 2020 başlarında yapılacak kurultayda genel başkanlığa da aday olması beklenen Muharrem İnce'ye karşı kumpas kuran kişiler varsa, bunu ortaya çıkarıp parti tüzüğünün gereğini yapmak olmalıdır.

Eğer yapacağı soruşturma sonucunda böyle bir kumpas ekibi olmadığı ortaya çıkarsa da, bunu kamuoyuyla ve Muharrem İnce'yle paylaşıp, tartışmaya noktayı koymaktır.

Aksi takdirde, doğru olmadığı anlaşılan bu haber CHP'de parti içi kavgalara ve enerji israfına yeniden neden olacak, iktidar ve iktidar yanlısı medya da bu olayı olabildiğince körükleyerek CHP'nin yıpranmasına ve zayıflatılmasına çalışacaktır. İktidar ve iktidar yanlısı medyanın bu eğilimi şimdiden ortaya çıkmıştır.

CHP bu konuyu hızlı bir şekilde açıklığa kavuşturup, yükselişte olduğu bir dönemde birliğini zedelemeden sonuçlandırmalıdır.

CHP'nin önceliği

CHP'nin önceliği 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran İstanbul yenileme seçimlerinde elde ettiği başarı ile Türkiye'de iktidar değişikliği yönünde yarattığı umudu büyütmek olmalıdır.

Son 20 yıldır yüzde 20-26 bandına sıkışmış olan CHP'nin, yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu'nun ince siyasetiyle kurduğu ve başarıyla yönettiği Millet İttifakı'yla yakaladığı fırsatı, bu tür iç tartışmalarla heba etmesi büyük hata olur.

Ayak oyunlarına, kumpaslara izin vermeden gerçekleştireceği demokratik, barış içinde, ağırlığına ve işlevine yaraşır bir kurultay CHP'nın yarattığı umudu büyütecektir.

İşsizliğin yüzde 14'ü geçtiği, hukuki ve demokratik kararlardan yoksun uygulamalarla ülke kaynaklarının çarçur edildiği, hatalı dış politika ile ABD ile Rusya arasında sıkışıp kalmış, dış politika kaynaklı ekonomik tehditlerin zirveye ulaştığı, bütün komşularıyla sorunlu hale gelmiş bir Türkiye'de CHP'nin öncelikleri bu konular olmalıdır.

CHP'nin bu ağır sorunlar konusundaki eleştirilerini, iktidarı sorgulamasını ve alternatif politikalar üretmesini gölgeleyecek, kısır tartışmalara ve iç çekişmelere izin vermemesi, izleyeceği en doğru yol olacaktır.

CHP, bunun yerine seçmenin tercihini etkilemeyecek, enerjisini içeride tüketecek bir yola girerse iktidar umudunu yitirmekten başka bir sonuç alamayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ten kaçış nereye kadar?

Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan sonra görev yapan Diyanet İşleri Başkanları da mümkün olduğunda Atatürk’ün adını ağızlarına almıyorlar. İktidarın Atatürk’ü yok saymaya çalışan çabasında ısrar etmesi Türkiye için zaman kaybıdır.

Önünü göremeyen Türkiye

Türkiye, Afganistan konusundaki politikasını Kabil Havaalanı politikasına indirgememelidir.

Türkiye’nin Aşil topuğu

Türkiye’de iktidarın laikliği korumak gibi bir derdi olmadığı sır değil. Koç Üniversitesi’nden değerli bilim insanı Murat Somer’in önerdiği gibi muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistem programı gibi güçlendirilmiş laik sistem programı üzerinde de çalışmalıdır.

"
"