05 Mart 2012

Sosyal medya bizi iletişimden koparıyor mu?

'Teknoloji destekli iletişim ve sosyal medyaya yoğun ilgi bizi dijital dünyaya daha bağlı hale getirirken gerçek iletişimi de yok ediyor.'

 

Bu hafta MIT (Massachusetts Institute of Technology)’de Teknoloji ve Benlik Girişimi’nin başında bulunan psikolog Sherry Turkle’ın TED konuşması sosyal medya ile ilgili haberlere yansıdı. Konuşmanın özünde Turkle şöyle diyor:
 

“teknoloji destekli iletişim ve sosyal medyaya yoğun ilgi bizi dijital dünyaya daha bağlı hale getirirken gerçek iletişimi de yok ediyor. Turkle biraz daha ileri giderek, bu bağlılığın ilişkilerimizde ciddi sonuçlar doğuracağına, algılama biçimimize ve duygularımıza büyük etki edeceğini düşünüyor...” (haberin tamamını buradan görebilirsiniz)


Turkle’ın tespitlerine tamamen karşı çıkmak niyetinde değilim, kaldı ki yeni medya kültürü üzerine yazdığı akademik ürünlerden faydalanıyorum da. Turkle’ın gözlemlediği durumları çoğumuz da gözlemliyoruz: “Toplantılarda e-postalarımızı kontrol ediyor, dersin ortasında telefonumuzdan Facebook’a giriyor, internette geziniyoruz, cenazede mesajlaşıyor ve çoğu zaman uykuya dalana dek elimizden akıllı telefonumuzu düşürmüyoruz.”

Ancak Sherry Turkle çok hayati bir teorik tuzağa düşüyor: Bütün bu gelişmelerin gerçek iletişimi yok ettiğine inanıyor. Gerçek iletişimden kastı yüz yüze görüşmelere dayandırıyor bir noktada. Tabi ki çok sayıda kişi Turkle’ın dediklerini herhangi bir eleştirel kritiğe tabi tutmadan kabul edebiliyor.

Çoğumuza göre zaten öyle değil mi dedirten bir önerme. Ama sosyal teori ve felsefi tartışmaların geldiği noktada “gerçeklik” iddialarında bulunmak artık daha zor. Bu felsefi tartışmalara girmeden bile kendimize sorabiliriz: Acaba yüz yüze görüşmelerde insanların daha gerçek olduğuna inanabiliyor muyuz? Erving Goffman Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu adlı eserinde ne kadar “rol yaptığımızı” ne güzel de anlatır. Turkle’ın bahsettiği durum aslında sosyal medya kullanımın ötesinde modern hayatla ilgili bir anksiyete. Belki yeni medya araçlarıyla içine kapatıldığımız zoraki iletişim biçimlerinden/ortamlarında kurtuluyoruz diye düşünmek daha verimli olabilir. Bu arada modernlikle gelen iletişim sorunu meselesini yeni medyaya saldırmadan düşünebiliriz...

 

Türkiye siber aleminden haberler

 

* Socialbakers Şubat 2012 Türkiye Raporu yayınlandı. Raporda Türkiye’deki 31 milyon internet kullanıcısından %38′inin 18-24 yaş aralığında olduğu görülüyor..


* Özgür Yazılım Günü etkinlikleri bu yıl İTÜ’de yapılıyor. Ayrıntılar burada.


* Sosyal medya araçları en aktif olarak kullanan devlet adamlarımızdan Abdullah Gül şimdi de fotoğraf paylaşım sitesi Flickr’da bir hesap açtı.
 

* İngilizce basında Türkiye’deki siber ortamla ilgili iki önemli yazı çıktı. Birisi Ekşi Sözlük ile ilgiliydi ve Ekşi Sözlük deneyiminin Türkiye dışındaki internet üretimine bir katkısı olup olamayacağını soruyordu (ama cevap yok, cevabı hep birlikte göreceğiz şeklinde bir sonuç var). Diğer yazı ise Wall Street Journal’da yayınlandı ve e-ticaret sitelerindeki ticari büyümeyi vurguladı.


* TV dizileri Türkiye’de bu kadar büyük bir sektör haline gelmişken onlarla ilgili bir sosyal ağ olmaması ayıp olurdu (!). Tivilog.com da dizi bazlı bir sosyal ağ denemesi yapılıyor. Ayrıca reyting ölçümlerine bir alternatif olma umudu taşıyor.


* HAS parti  Kürtçe, Arapça, İngilizce ve İspanyolca dillerinde de Twitter iletileri göndermeye başladığını açıkladı.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Twitter'dan yeni strateji: Yakın zamanda ofis açılmaz

Özellikle de @fuatavni hesabının “buzlanma”sından sonra Twitter’ın sansür uygulamaya başladığı sıkça vurgulanmaya başlandı

Twitter'in Ankara toplantısının iç yüzü

Twitter kullanıcı bilgisi vermemek için mücadele ediyor. Bu Türkiye’ye özgü değil. Twitter’ın itibarının bir kısmı bu politikasından kaynaklanıyor zaten.

Kitap pazarlamasında Yeni Medya kullanımı...

Geçen hafta bir Bilgi Eğitim programında (1) yaptığım konuşmanın notlarını paylaşayım

"
"