29 Temmuz 2021

Yasal süresi geçmeden bir vergi beyannamesine ilişkin düzeltme beyannamesi verilmesi

Bu durum uygulamada büyük mağduriyetler yaratıyor. Gelir İdaresi ve Vergi Denetim Kurulunun bu konuya acilen eğilmesi gerektiğini düşünüyorum

Bir vergi beyannamesi ile ilgili olarak yasal beyanname verme süresi geçtikten sonra pişmanlıkla veya kanuni süresinden sonra düzeltme beyannamesi verme durumuyla sıklıkla karşılaşılıyor.

Eğer verilen ek/düzeltme beyannamesinde ödenecek vergi önceki beyannameye göre artıyorsa, genellikle bu beyannameler pişmanlıkla verildiği için ceza kesilmiyor, vergi farkı ve üzerinden hesaplanan pişmanlık zammının 15 gün içinde ödenmesi gerekiyor. Ödenmezse (yani ödeme şartı ihlal edilirse) bu beyanname kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesine dönüşüyor. Bu durumda vergi dairesi yüzde 50 vergi ziyaı cezası kesiyor. Kesilen ceza için uzlaşma talep etmek mümkün. Bu işlem vergi incelemesine sevk edilmeksizin yerine getiriliyor.

Nitekim 2017 yılında çıkarılan 95 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde; pişmanlık müessesesinin, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunda önemli bir işleve sahip olduğu gibi idare ile mükellefler arasındaki uyuşmazlıkları azaltmakta, idarenin kaynaklarını ve zamanını daha etkin olarak kullanmasına katkı sağlamakta olduğu belirtildikten sonra, başkaca bir sebep bulunmakça, sırf pişmanlıkla beyanname verdikleri gerekçesiyle mükelleflerin vergi incelemesine ve takdire sevk edilmeyeceği, pişmanlıkla beyanname verilmesinin sevk nedeni olarak değerlendirilmeyeceği ve mükelleflerin bu nedenle incelemeye ve takdire sevk edilmesinin de mümkün bulunmadığı açıklandı.

Doğrudan kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamelerinde de ödenecek vergi farkı varsa yüzde 50 vergi ziyaı cezası kesiliyor. Ödenmesi gereken vergi farkı gecikme faizi ile birlikte tahsil ediliyor. Yine özel bir sebep yoksa incelemeye sevk söz konusu değil.

ANCAK, düzeltme hazine aleyhine ise, yani ödenecek vergiyi azaltma veya iade edilecek vergiyi artırma yönünde ise düzeltme inceleme sonucuna göre yerine getiriliyor.

Buraya kadar her şey tamam, itirazım yok. Sadece vergi dairelerinin rakam ve konu gözetmeksin her düzeltmeyi incelenmek üzere Vergi Denetim Kuruluna sevk etme eğilimini eleştirebilirim. Bu konuda Vergi Denetim Kurulunun da söyleyeceği bir şeyler olmalı. Çok daha önemli konularda inceleme yapabilecek vergi müfettişlerinin çok basit düzeltmeler ile uğraştırılmasını doğru bulmuyorum.

Yukarıda söylediğim gibi, kanuni süresinden sonra verilen hazine aleyhine düzeltme beyannamelerinin incelemeye sevk edilmesini anlıyorum. Ancak uygulamada yaşanan şu sorunu anlayamıyorum.

Bazı durumlarda mükellefler beyanname verme süresi içinde beyannamesini verdikten hemen sonra henüz beyanname verme süresi dolmadan bu beyannamelerin hatalı olduğunu tespit edip, düzeltme beyannamesi verebiliyorlar.

Esasen vergi dairelerinin mükellefin yasal süresi içinde verdiği son beyannameyi, ilgili döneme ilişkin verilmiş beyanname olarak kabul etmesi lazım. Ancak maalesef bu böyle olmuyor. Eğer son beyannamede ödenecek vergi daha yüksekse sorun çıkarmadan vergi dairesi bu beyannameyi esas alıp, hızla düzeltmeyi yapıyor.

Yok, ödenecek vergi azalıyorsa düzeltmeyi yapmayıp, önceki tahakkuku yaşatıyor. Vergi dairesi müdürü, kendisinin inceleme yetkisi olduğu halde çoğu durumda düzeltme talebini incelenmek üzere Vergi Denetim Kuruluna sevk ediyor.

Uygulamada yaşanan bu sorunun derhal düzeltilmesi gerekir, çünkü mükellefin yasal süresi içinde verdiği son beyannamenin ilgili döneme ilişkin verdiği beyanname olarak kabulü gerekir. Hazine aleyhine sonuç yaratıp yaratmadığına bakılmaksızın…Eğer vergi dairesi bu düzeltme ile ilgili tereddüt ediyorsa düzeltmeyi yaptıktan sonra işlemi incelemeye sevk edebilir. Ancak düzeltme için inceleme sonucunu beklememelidir. Vergi dairesi şüphe üzerine her beyannameyi incelemeye sevk edebilir zaten...

Bu durum uygulamada büyük mağduriyetler yaratıyor. Gelir İdaresi ve Vergi Denetim Kurulunun bu konuya acilen eğilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

İştirak hissesi satışında uygulanan kurumlar vergisi istisnasının oranı Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü

Taşınmazlarla diğer varlıkların satışında uygulanan istisna, koşullar ve oran yönünden aynı olmalı...

Yemek kartları ile ilgili yanlışta yargı kararına rağmen ısrar ediliyor!

Yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır

"
"