19 Ağustos 2019

Teşviklerde yeni dönem: Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamındaki “stratejik yatırım” teşvikleri neler ve bunlardan nasıl yararlanılacak?

7 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan 1402 ve 1403 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararları ile yatırım teşvik sistemimizde oldukça önemli değişikliklere gidildi. Bu değişiklikler içinde en dikkate değeri hiç şüphesiz “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı” kapsamında yapılan değişiklikler. Öncelikle Program’a biraz yakından bakalım; ardından teşvik sistemindeki değişikliklere değinelim. 

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, 2019 ila 2023 yılları arasındaki dönemi kapsayan ve yakın zamanda TBMM’de kabul edilen 11. Kalkınma Planı’nın odağına aldığı konuların başında geliyor.

11. Kalkınma Planı’nda, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında öncelikli sektörlerdeki yatırımların Ar-Ge, tasarım, yatırım, üretim, pazarlama ve ihracat süreçlerinin tamamını içerecek şekilde ürün odaklı olarak destekleneceği; Program kapsamında öncelikli sektörlerde desteklenecek ürünlerin stratejik öncelik, teknolojik gelişmişlik seviyesi, gelecek potansiyeli, teknolojik gelişime etki seviyesi, cari açığa etkisi, teknik yeterlilik ve yetkinlik, yerli üretim kriterleri çerçevesinde belirlenerek ilan edileceği ve Program’ın uçtan uca bir destek mekanizması şeklinde hayata geçirileceği açık şekilde belirtilmiş durumda. Dolayısıyla teşvik sistemimizde yakın zamanda yapılan önemli revizyonu da bu çerçevede okumak gerekiyor.

Program’la ilgili diğer ayrıntıları Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sn. Varank’ın açıklamalarından takip etmemiz mümkün. Açıklamalardan, Program kapsamında; yaklaşık 400 ürün grubunun tespit edildiğini ve “uçtan uca yerlileşme” denilebilecek bir model hazırlandığını anlıyoruz. Bu bağlamda Program’la cari açığın kalıcı olarak düşürülmesi ve sanayimizde ithal ara malı oranının azaltılarak, daha güçlü bir ihracat sepetine de sahip olunması amaçlanıyor. Yine açıklamalardan takip edebildiğimiz kadarıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “makine, bilgisayar, elektronik, optik, elektrikli teçhizat, eczacılık, kimya ve ulaşım araçları sektörlerinden” ürün listeleri ilan edecek ve bu listelere ilişkin yatırımcı çağrılarına çıkılacak. Bu kapsamdaki ilk uygulama da pilot sektör seçilen “makine” ile başlayacak.

Mevcut teşvik sistemimize bakalım…

Yatırım teşvik sistemimizin temelinde 2012 Haziran’ında yayımlanan 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) var. Teşvik sistemimiz içinde “6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ona istinaden yayımlanan 2016/9495 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Karar da özellikle adına “süper teşvikler” de diyebileceğimiz önemli bir alanda verilecek teşvikleri düzenliyor. İşte yukarıda da bahsettiğimiz 1402 ve 1403 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararları ile bu iki alanda önemli bir değişikliğe gidildiğini görüyoruz.  

2012’den beri yürürlükte olan 2012/3305 sayılı BKK ile yatırım teşvik sistemimizde devrimsel adımlar atıldığını söylememiz mümkün. “Öncelikli ve Stratejik Yatırımların Teşviki” mekanizmaları sisteme ilk defa bu BKK ile sokuldular. Bu yeni sistemle hem ülkemizin cari açık sorununun çözülmesi hem de sanayimizin yüksek katma değerli üretim ve ihracata geçiş yapmasının sağlanması amaçlanıyordu. Sistem birçok defa revizyona uğrasa da halen yürürlükte ve yatırımcılar için hala çok önemli fırsatlar sunuyor.

6745 sayılı Kanun ve 2016/9495 sayılı BKK ile sisteme eklenen Proje Bazlı (Süper) Teşvik Modeli ile de esnek bir teşvik sistemine geçildiğini söyleyebiliriz. Ülkemiz, bu mevzuat ile birlikte Cumhurbaşkanlığı tarafından desteklenmesi öngörülen her yatırım projesine özgü, özel bir teşvik sistemi oluşturabilecek bir enstrümana da kavuşmuş oldu. Bu sisteme göre, Cumhurbaşkanlığı, proje bazında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için -yine Kanun’da tespit edilen- çok önemli desteklerin bir kısmından veya tamamından yararlanma imkânını yatırımcılara tanıyabiliyor.

Program kapsamındaki “stratejik yatırım” teşvikleri neler ve bunlardan nasıl yararlanılacak?

1402 ve 1403 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararları ile Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında, bir “Program Değerlendirme Komitesi” oluşturulacağı ve ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından dış ticaret verileri, talep gelişimi, rekabet yoğunluğu gibi çeşitli kriterler dikkate alınarak, orta-yüksek ve ileri teknolojili sektörlerdeki ürünlerin ve bu sektörlerin gelişimi için kritik ürünlerin yer aldığı bir “Öncelikli Ürün Listesi”nin yayımlanacağı vurgulanmış durumda.

Program Değerlendirme Komitesi, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında, Öncelikli Ürün Listesindeki ürünlerin üretimine ilişkin olan ve daha sonra Bakanlık tarafından yayımlanacak Tebliğle belirlenecek kriterleri sağlayan yatırım projelerinden uygun gördüklerinin, “stratejik yatırım” olarak desteklenmesine karar verilebilecek.

Bu yatırımlar için hâlihazırda bir yatırımı “stratejik yatırım” olarak desteklenmek için gerekli olan; 50 milyon TL asgari sabit yatırım tutarının sağlanması, yatırım konusu ürünle ilgili yurtiçi toplam üretim kapasitesinin ithalattan az olması, belge konusu yatırımla sağlanacak katma değerin asgari yüzde 40 olması ve yatırım konusu ürünle ilgili olarak son bir yıl içerisinde gerçekleşen toplam ithalat tutarının 50 milyon USD üzerinde olması şartları aranmadan doğrudan teşvik belgesi düzenlenebilecek. 2012/3305 sayılı BKK’da yer alan ve özetlediğimiz şartlara bakıldığı takdirde alınması son derece güç olan “stratejik yatırım” teşvik belgelerinin, artık öncelikli ürün listesine uygun olarak Komisyon tarafından ve herhangi bir şarta bağlı olmadan verilebileceği ortaya çıkıyor ki bu oldukça önemli bir değişiklik.

2012’den beri yürürlükte olan mevcut sisteme göre, stratejik yatırımlar, makine teçhizat alımlarında KDV istisnası ile gümrük vergisi muafiyeti, 7 yıl süreyle sigorta primi işveren hissesi desteği, yüzde 50 yatırıma katkı oranı ile yüzde 90 oranında vergi indirimi ve yatırım tutarının yüzde 5’ini geçmemek kaydıyla azami 50 milyon TL’ye kadar faiz ve kâr payı desteği gibi önemli teşviklerden otomatik olarak yararlanabiliyorlar. Ancak Komite tarafından stratejik yatırım olarak tespit edilip belgeye bağlanacak yatırımların bu desteklerden otomatikman yararlanması mümkün olmayacak. Yatırımın hangi destek unsurlarının yararlandırılacağı da artık Program Değerlendirme Komitesi tarafından belirlenecek.

Komite tarafından “stratejik yatırım” olarak tespit edilen yatırımlara; normal stratejik yatırımlardan farklı olarak aşağıdaki teşvikler ve limitler uygulanabilecek;

- Diğer stratejik yatırımlarda sabit yatırım tutarının yüzde 5’ini beşini aşmamak kaydıyla 50 milyon TL olarak tespit edilen “faiz veya kar payı” desteği tutarı; Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlarda, sabit yatırım tutarının yüzde 20’si ve 50 milyon TL olarak tespit edilmiş.

 - Diğer stratejik yatırımlar için, TL cinsi kredilerde 5 puanı, döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerde 2 puanı geçmemek üzere verilen faiz ve kar payı desteği; Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlar için TL cinsi kredilerde yatırım konusu ürün “ileri teknoloji” seviyesinde ise 10 puanı, diğerlerinde 8 puanı, döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerde 2 puanı geçemeyecek.

- Diğer stratejik yatırımlarda sigorta primi işveren hissesi desteğinin miktarı 1, 2, 3, 4 ve 5. bölgelerde sabit yatırım tutarının yüzde 15’ini geçemezken; Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlarda bu kısıt da uygulanmayacak.

- Sadece 6. Bölge illerinde yapılacak stratejik ve bölgesel yatırımlar için öngörülen “gelir vergisi stopajı” teşviki de Program kapsamındaki tüm stratejik yatırımlara -bölge sınırlaması olmaksızın- sağlanmış durumda. Buna göre bu destekten, Program kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlar da yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği tarihten itibaren on yıl süreyle yararlanabilecekler. Ancak Program kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlar için bu destek, yatırıma konu olan ürün yüksek teknoloji seviyesinde ise azami beş yüz, diğerlerinde ise azami üç yüz çalışan için uygulanabilecek.

- Yine sadece 6. Bölge illerinde yapılacak stratejik ve bölgesel yatırımlar için öngörülen “sigorta primi (sigorta primi işçi hissesi) desteği” de Program kapsamındaki tüm stratejik yatırımlara -bölge sınırlaması olmaksızın- sağlanmış durumda. Ancak bu destek, Program kapsamındaki stratejik yatırımlar için, 6. Bölgede 10 yıl, bölge dışında kalan yerlerde ise yatırıma konu olan ürün yüksek teknoloji seviyesinde ise 7 yıl, diğerlerinde ise 5 yıl süreyle sağlanabilecek.

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen stratejik yatırımlar için öngörülen ve yukarıda bahsettiğimiz ek teşvik unsurları ve/veya limitlerinin, yatırımcının operasyonel maliyetlerinde ciddi bir tasarrufa kaynak olacağını ve bu bağlamda yatırımcıların “vergi öncesi karlıklarına” çok önemli katkıları olacağının altını da kalın çizgilerle çizelim. Vergi öncesi karlılığın, uluslararası doğrudan yatırım çekmek için çok önemli bir kriter olduğunun da altını bu vesile ile çizelim.

Proje bazlı (süper) teşvik sisteminde ne değişti?

Yukarıda da özetlediğimiz üzere, Proje Bazlı Teşvik Sistemi ile birlikte yatırımcılar için son derece esnek bir teşvik modeli ortaya konmuş oldu. Hâlihazırda, ilgili mevzuat uyarınca Cumhurbaşkanlığı, proje bazında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen yatırımlar için çok önemli desteklerin bir kısmından veya tamamından yararlanma imkânını yatırımcılara tanıyabiliyor. Destek unsurları arasında kurumlar vergisi oranını yüzde 100’e kadar indirimli uygulatmak, yatırıma katkı oranını yüzde 200’ü geçmemek üzere belirlemek, yatırımcıya enerji desteği sağlamak, nitelikli personel için ücret desteği vermek gibi birçok cazip unsur bulunduğunu da burada belirtelim. Sadece bunlar da değil; sistem kapsamında, proje bazlı yatırım konusu ürüne, “alım garantisi” verilmesi de mümkün. Ayrıca, kapsama alınacak yatırımlarla ilgili olarak diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için de istisna getirebiliyor veya yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapılabiliyor.

Şimdi, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen yatırımların da bu teşvik sisteminin içine dâhil edildiğini görüyoruz. 1403 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı öncesi, proje bazlı teşvik sisteminden yararlanabilmek için gerekli olan asgari sabit yatırım tutarının en az 100 milyon ABD doları olması şartının, yapılan değişiklik ile Program kapsamındaki yatırımlar için ciddi biçimde esnetildiği anlaşılıyor.  Buna göre; asgari sabit yatırım tutarının, “Öncelikli Ürün Listesi”ndeki ürünlerin üretimine yönelik olan ve Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında desteklenmesine karar verilen yatırımlar için 50 milyon TL; diğer yatırımlar için ise 500 milyon TL olması artık yeterli olacak. Buna göre önümüzdeki dönemde birçok yatırımcının proje bazlı (süper) teşvik belgesi alabileceğini şimdiden söyleyebiliriz.  

Yatırım tutarı 50 milyon TL ile 500 milyon TL arasında olan ve proje bazlı teşvik sisteminden yararlanmak isteyen Öncelikli Ürün Listesindeki ürünlere yönelik yatırım projeleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlenecek “çağrı planları” dâhilinde yürütülecek. Programa yapılan başvurular, Program Değerlendirme Komitesi tarafından değerlendirilecek ve uygun bulunan öncelikli projelerin, çağrı planındaki destek bütçesi ve benzeri kısıtlar dâhilinde, desteklenmesine karar verilebilecek. Komite, bu yatırımlardan uygun gördüklerinin proje bazlı model yerine; yukarıda özetlediğimiz “stratejik yatırım” kapsamında desteklenmesine de karar verebilecek.

Gri olan alanlara bakalım…

Yukarıda Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’ndan ve program kapsamındaki teşvikleri özetlemeye çalıştık; ancak ortada henüz oldukça ciddi gri alanlar olduğuna da değinmeden geçmeyelim. Bu gri alanların giderilmesi için öncelikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayımlanacak ve “Öncelikli Ürün Listesi”ni içerecek tebliği görmemiz gerekiyor. Program Değerlendirme Komitesi’nin üyeleri ile Komite’nin çalışma usul ve esasları da henüz ortaya konmuş değil.

Program kapsamındaki yatırımlara sağlanan teşvikler son derece dikkat çekici ve önemli teşvikler; ancak Program Değerlendirme Komitesi üzerinden yürüyecek bu teşviklerden yararlanma süreçlerinin yaratacağı yoğun bürokrasinin de daha şimdiden kafalarda önemli soru işaretleri yarattığının altını kalın çizgilerle çizelim.

Komitenin sık sık toplandığını ve yoğun bir şekilde bu konulara odaklanarak çalıştığını varsayacak olsak bile; Komite’ye tanınan geniş değerlendirme yetkisi, yatırımcılarla yapılacak müzakereleri hem zorlaştıracak hem de yatırımcıların teşvik belgesine ulaşmalarını çok uzun zamanlara yayacak nitelikte görünüyor. Şu ana kadar yürürlükte olan proje bazlı (süper) teşvik modelimizin ve kısmen de stratejik yatırım teşvik modelimizin uygulama pratikleri de bize bunu söylüyor. Bu konuda yanılmayı umalım…

Yatırımcı ne yapmalı?

Teşvik mevzuatının son derece hızlı değiştiği ve gün geçtikçe karmaşıklaştığı bir ortamda, yatırımcıların kendileri için en uygun teşvik mekanizmasını bulmaları da zorlaşıyor. Teşvik mekanizmalarının birçoğunun çakıştığı ve yapılan bir yatırım için herhangi bir teşvikten yararlanıldığı anda aynı konuda bir diğer teşvikten yararlanma imkânın da genellikle ortadan kalktığı düşünülürse; yatırımcılar için en doğru teşvik mekanizmaları seçmek hayati bir öneme bürünüyor. Dolayısıyla, yatırıma ilişkin genel bir fizibilitenin yapılmasını takiben, potansiyel yatırımın yararlanabileceği tüm teşvikler konusunda uzman bir ekipten destek almak yatırımcılar için artık her zamankinden daha elzem görünüyor.


Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

2023 bütçesine Özel Tüketim Vergisi penceresinden bakalım

Bu ürünlerdeki vergileme modelimiz enflasyonu fazlasıyla tahrik ediyor. Bununla da kalmıyor, enflasyondaki her 1 puan artış kamu giderlerinde de 15-16 milyar TL artış yaratıyor. Yani yüksek dolaylı vergi koyarak bütçe gelirlerimizi arttırmaya çalışırken; enflasyon kanalı ile de bütçe giderlerimizi şişiriyoruz

Kılıçdaroğlu’nun 'vergileri dörtte bire indirilmiş otomobil' vaadi ne anlama geliyor?

"Eğer öneri hayata geçirilebilirse şu an nihai fiyatı 531 bin TL olan bir otomobili 354 bin TL veya 320 bin TL’ye almak mümkün olabilir"