18 Şubat 2014

Bütçe’nin yılın ilk ayında karnesi nasıl?

Bütçe’nin 17 Şubat’ta yayımlanan Ocak 2014 gerçekleşmelerinde dikkat çekici noktalar var. Tespitlerimizi yapalım;

Bütçe’nin 17 Şubat’ta yayımlanan Ocak 2014 gerçekleşmelerinde dikkat çekici noktalar var. Tespitlerimizi yapalım;

 

Gelirler

 

2014’ün ilk ayında “bütçe gelirleri” 2013 Ocak’ına göre sadece %2,8 artmış durumda, gelir tutarı ise 37,9 milyar TL; ancak bu dönemde vergi gelirleri daha yüksek performans göstermiş ve %15 artışla 32,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bütçe’nin, ilk aydaki gelir performansının çok tatmin edici olduğunu söylemek oldukça zor.

Ocak 2014’te “vergi” rakamlarına yakından baktığımız takdirde ithalde alınan KDV dikkat çekiyor. Bu dönemde, ithalde alınan KDV %38,7 oranında artmış ve 5 milyar TL’ye ulaşmış. İthalde alınan KDV ile “dış ticaret açığı ve cari açık” ilişkisi oldukça önemli. Bu durum, dış ticaret dengesi için pek iyi bir işaret değil.

Ocak’ta dahilde alınan KDV (sadece %15,7 artış) ve ÖTV rakamları da (-%0,8 azalış) ekonomideki yavaşlamayı teyit ediyorlar.

 

Giderler ve Bütçe Dengesi

 

Gider tarafına gelince; “bütçe giderleri” bu dönem %16,4 oranında artarak 36 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu durumu düşük gelir performansı ile birlikte değerlendirince bütçenin bu yıl için iyi sinyaller vermediği söylenebilir. “Faiz dışı fazla” rakamı da bu durumu teyit ediyor. Şöyle ki; fazla geçen yıla göre -%38 azalarak 6,9 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Henüz endişelenmek için erken olsa bile, bu iki göstergenin de iyi işaretler olduklarını söylemek oldukça zor.

Yukarıdaki verilerin özeti, azalan Bütçe Fazlası olarak karşımıza çıkıyor. 2013 Ocak’ında 5,9 milyar TL “fazla” veren Bütçe; 2014'ün Ocak ayında 1,9 milyar TL'lik bir “fazla” vermiş durumda. Bu rakamlar yılsonu hedeflerinin tutturulması yolunda oldukça sıkıntılı göstergeler.

 

Sonraki aylarda bizi ne bekliyor?

 

Döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketin sürmesi başta ithalat kanalı olmak üzere hem üretimi hem de tüketim harcamalarını olumsuz etkileyebilir. Bu tablonun doğal sonucu, KDV ve ÖTV gelirlerinde daralmanın devam etmesi olacaktır. Bütçe harcamaları üzerindeki disiplinin önündeki en tehlikeli sınavlar ise yaklaşan seçimler. Özetlediğimiz bu durum ve gelir performansındaki düşüş bütçe dengesini olumsuz etkileyebilecek nitelikte. Bu da önümüzdeki aylarda -özellikle yılın ikinci yarısında- bütçe için “yeni kaynak arayışı”nı gündeme getirebilir. Yeni kaynak için gelir yönetiminin başvurulabileceği yollara değinmek ise bu aşamada spekülatif olacaktır.

Bu noktada belirtmemizde yarar var, mevcut bütçe rakamları -olumsuzluklar içermekle birlikte- panik düğmesine basmayı henüz gerektirmiyor.

Twitter: @AKIN_EMRAH

E-mail: [email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bütçede fon uygulamalarına yeniden mi dönüyoruz?

Tahsisli vergi uygulamasının, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasını ifade eden “Bütçe Birliği” ilkesi ile bu ilkenin doğal sonucu olan ve bütçe içindeki hiçbir gelirin hiçbir gidere tahsis edilememesini işaret eden “adem-i tahsis” ilkesi ile uyum içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

"
"