Türkiye'de yayımlanan gazete ve dergilerde “kurucu” olan isimlerin başında gelen Mehmet Y. Yılmaz, mutfak sohbetlerinde der ki, diğer yayınları eleştireceğinize daha iyisini yapın...
Yılmaz söylediğini yapmış, Türkiye'de en çok gazete ve dergiyi yayına sokan gazeteci olarak da öne çıkmıştır. Ancak ben yeni Radikal'in ilk sayısı için, kendisinden çok şey öğrendiğim, Radikal'in de kurucusu olan Mehmet Y. Yılmaz'ın tavsiyesine uymayacağım.
Bunun için nedenlerim var. Birincisi; her yeni yayın için gazeteci milletinin resmi görüşü “inşallah tutar” olmakla birlikte gazeteci gazetecinin “neden yapamadığını” anlatmaya bayılır. Yeni yayın “kusurlar aranarak” gözden geçirilir. Yakaladığı her kusuru neredeyse kendi başarısı gibi görenlere de rastlanmıştır.
İkincisi; gazeteciler ve gazetelerin birbirine bakışı, kısmen bulundukları kurum çerçevesinde şekillenen, kısmen de bulundukları kurum çerçevesinde algılanmak istenen
bir bakıştır. T24, bağımsız bir yayın olarak, bu sakıncaların menziline girmiyor.
Üçüncüsü; gazetecilerin birbirlerine olumlu ya da olumsuz eleştirileri ölçüsüz olabiliyor. Bu konuda yeni bir üslup ve bakış açısına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Dördüncüsü; Radikal'de bilgisi ve deneyimine güvendiğim, hukukum da olan meslektaşlarımın sayısı az değil.
Gazeteciler gazetelerin ilk sayısının “kötü” olacağına inanır, ama ben yeni Radikal'i beğendim. Beğendim, ancak “ilk sayı için” için eleştirim de var.
Her şey bir yana, bir gazeteyi kollarım yorulmadan okuyabildim. Radikal'in tabloid boyutta yayımlanması daha önce de düşünülmüş, hazırlıklar son aşamaya gelmiş, ancak bildiğim kadarıyla reklam verenlerin ilan alışkanlıkları nedeniyle o projeden son anda vazgeçilmişti. Yeni Radikal'in sayfalarında çok sayıda ilan görmek (48 sayfalık ana gazetede yaklaşık 15 sayfa, 24 sayfalık ilavede 6,5 sayfa) beni umutlandırdı. Elbette ilan için “ilk sayı”nın kaldıraç etkisini unutmamak gerekir. Reklam verenleri ilk sayıdaki ivmeye yakın bir mesafede tutmak, yeni Radikal'in yolculuğunda önemli olacak.
Yine Radikal için “kapak” diyeceğimiz birinci sayfada, geleneksel boyuttaki gazetelere yakın ölçüde çok parçaya yer verilebilmiş. Boyut açısından kaygısı duyulan sakıncaya karşın 10 ayrı parçanın gösterildiği kapakta iyi bir sayfa düzeni tutturulabilmiş.
Yeni yazarlar arasında beni hayal kırıklığına uğratan kimse olmadı. Tam tersine gerçekten ilginç yazılar okudum. Yazı faslında muhabir analizlerine de yer açılmasını dileyelim.
Yeni Radikal'i, metroda bedava dağıtılan yerel gazetelere benzetenler çok olacaktır. Boyut olarak öyle, ancak Radikal ulusal bir yayın ve bu tür yayınlarda okurda “gündemden hakkıyla haberdar olma” duygusu yaratmak önemli. Yeni Radikal'in ilk sayısı bu açıdan bazı haberleri ihmal etmiş görünüyordu.
Örneğin; Milli Görüş çizgisinde ciddi kopmalara sahne olan Saadet Partisi'nde, yeni sayının yayımlandığı gün yapılacak kongre konusunda, hiçbir haber bulunmuyordu. Son ana kadar genel başkan adayı da saklanarak hazırlanan “biat-itaat” kongresi ve etrafında dönen tartışma yeni Radikal'e girememişti.
Yeni Radikal, iyi bir dosyayla, ancak sarsıcı bir haber olmadan yayına başladı. İktidarın zorunlu din derslerini kaldırmaya yanaşmayan tutumu muhafazakâr çevrelerde bile eleştirilmeye başlanmışken, Radikal'deki “Otistik çocuklara da zorunlu din dersi getirildiği” haberi, okurun dikkatinden esirgenmişti. Betül Kotan'ın sıcak gündeme de tekabül eden bu önemli haberi, Prof. Binnaz Toprak'ın “neden endişeli bir modern olduğunu” anlatan yazısı eşliğinde tartışma yaratabilecek bir dosya olarak sunulabilirdi.
Tabloid boyutun, Türkiye'deki alışkanlıklar dikkate alındığında, yazarı ve muhabiri saklayan bir özelliği var. Bu durum, iç sayfalarda haber, analiz ve hatta yorumlara konulacak başlıkların önemini daha da artırıyor.
Radikal'in günlük ilavesi “Hayat” için Cem Yılmaz'ın Şener Şen ile yaptığı söyleşi, genellikle bu tür atraksiyonlarda tat vermeyen örnekleriyle karşılaştırılamayacak kadar iyiydi. Hayat'ın, Hürriyet'in Keyif ilavesini andıran havadan giderek uzaklaşacağını tahmin ediyorum.
Bütün bu noktaları aşan iki mesele daha var ki, her gazetenin yolculuğunda tayin edici bir öneme sahip olmakla birlikte ilk sayıların menzili dışında kalıyor. Türkiye'deki birçok yayında yerlerde sürünen editoryal bağımsızlık konusunda gerçekten iyi bir standart tuttturmak ve hiçbir kesimin kayıtsız kalamayacağı kuvvette, gözünü budaktan esirgememe anlamında agresif, kekelemeyen bir habercilik yapmak...
Yeni Radikal, farklı bir deneyim olarak bütün medya tarafından dikkatle izlenecek.
Anadolu'da derler ki; hayırlı, uğurlu, kıdemli, kademli olsun...