03 Mayıs 2010

İLK OYLAMADA EVET, İKİNCİSİNDE HAYIR DİYEN AKP'LİLER VAR

Parti kapatma oylamasında AKP'yi düşündüren tablo

 

Siyasi partilerin kapatılmasını TBMM iznine bağlayan ve siyasi yasakları 5 yıldan 3 yıla indiren anayasa değişikliği önerisi, referandum sınırı olan 330'un da altında kalarak düştü. Paketten düşen madde, ana muhalefet partisi CHP'nin, Anayasa değişikliği teklifine destek vermek için paketten ayrılmasını istediği üç düzenlemeden biriydi.

Oy kullanamayan TBMM Başkanı dışında oy kullanabilen 335 milletvekili bulunduğu dikkate alındığında AKP'nin “en az” 8 fire verdiği anlaşılıyor. Altını çizelim, “en az” 8 fire...


AKP'nin ikna edemediği AKP'liler


Daha ocak ayında, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in ağzından “Anayasa değişikliği gündemimizde yok” dedikten sonra Mart ayında önemli bir paket açıklayan AKP'nin “uzlaşma aramadığı” yolundaki eleştirileri, son oylamanın sonuçları ışığında da değerlendirmek gerekiyor. Zira değişiklik paketindeki en önemli üç düzenlemeden biri, bırakın muhalefeti, AKP milletvekillerinin kafasındaki soru işaretlerinin bile giderilmemesi nedeniyle reddedildi.


Partileri en çok kapatılan siyasi kadronun son partisi BDP'nin de aynı maddeye ilk turda verdiği sembolik desteği ikinci turda geri çekmesi, AKP'nin tutumunun CHP, MHP ve DSP'nin yanı sıra BDP'yi de içeren bir muhalefet bloğu inşa etmeyi başardığını gösteriyor.


Nitekim, gerek Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesinde, gerekse türbanı üniversitelerde serbest bırakacak (iptal edilen) Anayasa değişikliğinin kabulünde AKP grubuna büyük bir destek veren MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, maddeyi paketten düşüren sonucun iktidar partisinin “uzlaşma arayışı” konusunda bir daha düşünmesine vesile olmasını temenni etti.


AKP 'şiddet'i neden tek kriter yapamamıştı?


AKP'nin Anayasa değişikliği paketini hazırlarken, Venedik Komisyonu'nun kriterlerine paralel olarak parti kapatmalara ilişkin düzenlemede “şiddeti teşvik etme ya da şiddete karışma”nın tek kriter olarak benimsenmesinin gündeme geldiğini biliyoruz. Ancak AKP kurmaylarının, böyle bir düzenlemenin “şiddeti redddeden, ancak laikliği hedef alan partilerin kapatılmasının da önlendiği, dolayısıyla Anayasa'nın laikliği de içeren cumhuriyetin temel niteliklerini koruyan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddesinin değiştirilmesi girişimi olarak değerlendirilebileceği ve Anayasa Mahkemesi'nin şekil denetiminde iptal edileceği” yorumu üzerine “şiddet” kriterinden vazgeçildi.


Reform fırsatı kaçtı


Sonuçta AKP, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırma gibi Türkiye'de demokrasinin baraj sorunu haline gelen bir reform fırsatını kaçırdı. Oysa, siyasi partileri kapatmanın zorlaştırılması, bütün muhalefeti ve yargı temsilcilerini “kuvvetler ayrılığı ilkesi yok ediliyor” değerlendirmesi üzerinde birleştirmeyecek bir metinle formüle edilebilirdi. Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP grubunun, pakete yöneltilen eleştirilere karşı sergilediği tahammülsüz tutum, bu kadar önemli bir konuda “üzerinde mutabakat sağlanabilecek alternatif bir formül” arayışının da önünü kesti.

Reddedilen madde, esasa ilişkin olarak demokratikleşme yolunda bir fırsatın kaçırılmasının yanı sıra, şekil bakımından da bir etki doğuracak. Reddedilen madde nedeniyle pakette bulunan geçici 18. maddenin de paketten çıkarılması gerekecek. Ayrıca, 8. maddeden itibaren madde numaralarının kaydırılması gerekecek.

Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin “teröre bulaşmış partilerin de kapatılmayacağı yolundaki propagandadan etkilenen arkadaşlarımız nedeniyle fire verdik. Diğer maddelerde sorun olmayacaktır” sözleriyle ortaya koyduğu değerlendirme, AKP'nin Anayasa değişikliği paketini geri çekme gibi, bizim de yüksek olasılık tanımadığımız bir seçeneğe itibar etmeyeceğini gösteriyor. Nitekim, 8. maddenin reddedilmesinden hemen sonra görüşmelere devam edildi ve 9. madde geçti.

Siyasi yasakların 5 yıldan 3 yıla çekilmesini de içeren düzenlemenin düşmesiyle, parti kapatmalara ilişkin mevcut düzen devam edecek.


Fikir değiştiren AKP'liler yine değiştirir mi?


AKP, “en az” 8 milletvekili fire verdiği siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin maddenin ilk turunda, 5 BDP'linin de desteğiyle, 337 oya ulaşabilmişti. Dolayısıyla 335 milletvekili oy kullanma hakkına sahip olan AKP'nin aynı madde için ilk turda yapılan oylamada 3-4 dolayında fire verdiği hesaplanmıştı.

İktidar grubu ikinci turda “en az” 8 fire verdiğine göre, ilk turda maddeye “evet” diyen bazı AKP'lilerin, özellikle "milliyetçi kanat" mensuplarının ikinci turda oylarının rengini değiştirerek bu kez “hayır” dedikleri anlaşılıyor. Bu nokta, paketin diğer kritik maddelerinde de fikir değiştirebilecek AKP'liler olabileceğini göstermesi açısından önemli.

Demirel'in Erdoğan'a uyarısı


İlk ve ikinci tur sonuçları, Anayasa paketinin diğer kritik düzenlemeleri olan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştiren maddelerinin oylanmasında AKP yönetimini ek önlemler almaya sevk edecektir. “Parti kapatma maddesinde bazı arkadaşlarımız, teröre bulaşan partiler de kapatılmayacak propagandasından etkilendiler, diğer maddelerde sorun çıkmaz” gözleminde elbette gerçek payı var, ancak bu durum AKP'nin bir kez daha “gizli oylama” sürpriziyle karşılaşmayacağını garanti etmiyor.


Maddenin düşmesi üzerine derhal kurmaylarını toplayan Tayyip Erdoğan'ın, 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidarı kazandıktan hemen sonra kapısını çaldığı ilk isimlerden biri olan Süleyman Demirel'in uyarısını hatırladığını tahmin ediyoruz:

“Büyük grupları idare etmek zordur...”


Gizli oylamada daha da zordur!..


Yazarın Diğer Yazıları

T24 15 yaşında: Anlatmadan anlayamazsan, anlatınca da anlamazsın!

T24, gazetecilikten başka hiçbir şeye ait olmayan bir yer. Editörlerimiz, muhabirlerimiz ve yazarlarımız; kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir çıkarsızlıkla bağımsız gazeteciliğin kurumsallaşmasına eşsiz katkılar sağladılar. 15 yıldır ilgilerini, övgülerini, eleştiri ve uyarılarını esirgemeyen takipçilerimize de sonsuz teşekkürler…

‘Haber elemanı’ arkadaşlar; nerede bu Almanya paraları, söyleyin bölüşelim!

Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Devletin tam beş kez denetleyerek dışardan tek bir kör kuruş bulamadığı T24’te varlığını iddia ettiğiniz Alman sermayesi her neredeyse haber verin, bölüşelim! Bulamıyorsanız, gazetecilik yaptığınızı öne sürerek yıllardır inşa ettiğiniz utanç müzenize, bu nadide ‘Alman sermayesi’ eserinizi de ekleyelim…

Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz!

Çalışmalarıyla mesleğini onurlandıran bir gazeteci, hâkimin büyük bir maddi hatayı da tutanağa geçirdiği bir kararla tutuklandı. Tutuklama talep edenler ve tutuklama kararı verenlere göre, Tolga Şardan “istihbarat örgütünün Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla yargıdaki yolsuzluk iddialarını araştırdığını yazarak” halkı korku ve paniğe sevk etti!

"
"