03 Ekim 2025

Şehir Hastanesi patronlarına, devlet eliyle haksız kazanç

Sayıştay’ın tespitlerini sakin sakin okumak biraz zor. Sağlık Bakanlığı yapması gerektiği halde yapmadığı, kontrol etmediği işlemlerle, şehir hastanesi şirketlerine adeta üste muhtelif hediyeler vermiş gibi bir tablo çıkıyor karşımıza. Millet de şehrin dışına yapılmış güç bela erişilebilen bu hastanelerden randevu alacağım diye beklesin dursun

Sağlık Bakanlığı’nın şehir hastanelerini işleten şirketlere, ayrıcalıklı sözleşmeler nedeniyle bütçeden her ay düzenli olarak milyarlarca lira ödediği kullanım ve hizmet bedeli yetmezmiş gibi, bu şirketlere bir de yükümlülükler açısından göz yumarak, eksik bırakarak yani dolaylı yollarla haksız kazançlar sağladığı anlaşılıyor.

Sayıştay’ın geçen ay yayımladığı Sağlık Bakanlığı’na ilişkin 2024 yılı denetim raporu, son yıllarda bütçe açısından bir kara deliği dönüşen şehir hastanelerinde keyfiliğin devam ettiğini belgeliyor.

KÖİ modeli kapsamındaki Yap-Kirala-Devret yöntemiyle işletilen şehir hastanelerinde, “Görevli Şirket” olarak anılan, işletmeci şirketlerin birçoğunda; “ihale dokümanı ve projelerde yer alandan daha fazla alanda faaliyet yürütüldüğü, ticari alan iklimlendirme giderlerinin tahsil edilmediği, ticari alanların elektrik, su ve doğalgaz sayaçlarının eksik veya arızalı olduğu görülmüştür” tespiti ye aldı.

Başlıkta yer alan ifade iddialı görünüyor olabilir.

Ancak, Sayıştay’ın aşağıdaki tespitlerini okursanız, hastaneyi işleten şirketlerin yapmadığı, atladığı, eksik yaptığı, kurala aykırı yaptığı bütün bu işlemler toplamının şirketlerin kasasına haksız kazanç olarak girdiği daha iyi anlaşılacaktır. Dahası, taahhüt ettiklerini yerine getirmeyerek, o hastanelere sağlık hizmeti almak üzere giden vatandaşların da mağdur olmasına yol açılıyor.

Tıbbi görüntüleme cihazlarında eksiklik:

-Kütahya Şehir Hastanesinde birçok eksik cihaz saptanmış. Rapora göre Şirket’in sağlaması gereken Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Hastanesi için temel laboratuvar hizmetleri (biyokimya, hemogram, kardiyak testler ve kan gazı gibi) çalışılacak ekipman parkuru, biyokimya için kurulmamış.

-Görüntüleme Hizmetleri Yöntem Beyanına göre temin edilmesi gereken 1 adet PET CT cihaz temin edilmemiş. -İzmir Şehir Hastanesinde dijital patoloji hizmetinin sunulmasında kullanılacak sistem ve cihazlar Şirket tarafından sağlanmamış. -Adana Şehir Hastanesinde Şirket tarafından temin edilmesi gereken 1 adet brakiterapi cihazı, 5 adet doppler ultrasonografi cihazı ve 1 adet tavan statifli dijital röntgen cihazı temin edilmemiş -Gaziantep Şehir Hastanesinde 1 adet tomoterapi cihazı ile 1 adet brakiterapi cihazı ile dijital patoloji hizmetinin sunulmasında kullanılacak sistem ve cihazlar Şirket tarafından sağlanmamış.

-Vergi İstisnasından Faydalan Ama Gereğini Yapma KÖİ Modeli ile inşa ettirilen şehir hastaneleri inşa edilirken, yani yatırım dönemlerinde gerçekleştirilen mal teslimleri ile hizmet ifaları KVD’den istisna tutuluyor.

Şirketlerin bu istisnadan yararlanması için de ya kira tutarından ya da işletme süresinden; ikisinden birinin bir kısmından vazgeçmesi gerekiyor.

Ama ne olmuş bilin bakalım. Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı denetim raporunun 32. Sayfasındaki tespite göre, şehir hastanesini işleten şirketler hem vergi ödemeyip hem de kirayı düşürmemiş. Peki bunun sorumlusu kim olabilir? Muhtemelen Sağlık Bakanlığı. Çünkü İdare ile görevli şirketler arasında bu hususa ilişkin işlem tesis ettirilmediği görülmüştür” denildiğine göre burada Sağlık Bakanlığı’nın üzerine düşeni yapmadığı anlaşılıyor. Acaba neden diye soralım buradan.

-Bir İşlem Eksiği de Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nde

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsünde, “yapılmayan teknolojik gelişmeler” diye bir kalem varmış. Bu kalemin gerektirdiği imalatın yapılmayacağı Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış. Gelin görün ki, bu iş azalışı anlamına geldiği için karşılığında kullanım bedelinin düşürülmesi gerekiyormuş. Kullanım bedeli denilen başlık, Sağlık Bakanlığı’nın şirkete ödediği kira. Ve bu iş azalışı işlemi tamamlanıp kira bedeline yansıtılmamış. Bu da Sayıştay Raporu’nun 33. sayfasında. Neden diye soralım bunu da.

-İhale Teklifi Birim Fiyatlara Dahil Olmasına Rağmen Hizmet Sunum Alanları İçin Isıtma ve Soğutma Giderlerinin Tahsil Edilmemesi Bazı şehir hastanelerinde çamaşır, yemek, laboratuvar, görüntüleme ve sterilizasyon hizmetleri için kullanılan alanlardaki enerji tüketim giderleri aslında Şirketlerin birim fiyat teklifine dahilmiş. Ancak buna rağmen ısıtma ve soğutma için kullanılan enerji tüketim giderlerinin tahsil edilmemiş.

35. sayfadaki ilgili tespit şöyle:

“Yapılan denetimde bazı şehir hastanelerinde çamaşır, yemek, sterilizasyon, görüntüleme ve laboratuvar hizmeti için doğrudan kullanılan doğalgaz, su ve elektrik mahsuplaşılması yapıldığı ancak dolaylı olarak ısıtma ve soğutmanın kaynağı olan enerji tüketimleri için hesaplama yapılmadığı ve Görevli Şirkete ait hizmet ödemelerinden mahsup edilmediği tespit edilmiştir. “

***

Sayıştay’ın bu tespitlerini sakin sakin okumak biraz zor oluyor. Sağlık Bakanlığı yapması gerektiği halde yapmadığı, kontrol etmediği bu işlemlerle, şehir hastanesi şirketlerine adeta üste muhtelif hediyeler vermiş gibi bir tablo çıkıyor çünkü karşımıza.

Millet de şehrin dışına yapılmış güç bela erişilebilen bu hastanelerden randevu alacağım diye beklesin dursun. Öte yandan düzgün sağlık hizmeti alamadığı için yaşadığı sorunlardan bir de sağlık çalışanlarını sorumlu tutsun.

 

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Doğu Biga resmen Nurol’a geçti

Ticaret Sicili’nin 31 Ekim 2025 tarihli sayısında Alamos Gold’un Türkiye’de kurduğu Doğu Biga şirketinin TÜMAD tarafından satın alındığı duyuruldu. TÜMAD’dan yapılacak ödemelerin 160 milyon dolarlık ilk taksiti işlemin kapanışında, 160 milyon dolar birinci yılında, 150 milyon dolarlık son taksit de işlemin kapanışının ikinci yılında, yani 2027 yılında yapılacak

AİHM kararı lütufla mı uygulanacak?

Asıl hukuk dışı olan Demirtaş ile diğer siyasi kişiliklerin zaten hemen tahliye edilmeleri gerekirken, Cumhur İttifakı bileşeninin icazetine ihtiyaç olması değil midir?

Kuraklık bütçe gündeminde

Kuraklığın bütçe gündemine girmesi önemli bir gelişme kuşkusuz. Sulama yatırımlarının neden ağır aksak yürüdüğü sorusunun cevabını AKP iktidarı vermeli. Sulama yatırımları üzerine kurulacak herhangi bir rant mekanizması bulunmadığı için olabilir mi?

"
"