Başbakan’ın sol elini kaldırıp, hiç tahmin edemeyeceğimiz birine çakışına gülüyorum. Cem Yılmaz’a güler gibi gülüyorum; şaşırarak, aniden, düşünmeden.
Başbakan’a ruh kadar yakın olduklarını sananlar, birgün Başbakan’ın sevmedikleriyle aynı köşede sıkışıp, kalarak aynı sağ sol kroşeden nasiplerini alacaklarını nasıl da hesap edemiyorlar?
Başbakan beni sever, Başbakan beni dinler zannedenlerin ani darbeler karşısındaki sendelemelerine bakıp da ne demeli?
Başbakan Amerika’ya, İsrail’e, İsveç’e, Ermenistan’a, Avrupa Birliği’ne kafa tutarken, ona akıl verme cüretini kendinde görenlere, ”Beni gaza getirmeyin deyip de susacak mıydı?”
Herhangi bir konuda Başbakan’dan daha üstün fikirlere sahip olduğu kanaatine kapılanların anında derslerini aldıklarını bilmelerine rağmen nasıl yanılıyor kimileri? Her mevsimde farklı açan güller kırmızı tomurcuklarıyla Başbakan’ın gönlünü fethettiklerini mi sandı?
Başbakan öyle uzun bir yola çıktı ve bu yolda hız kesmeden öyle bir depar atması gerekiyor ki, yolunu kesen, ona mis kokular dağıtan güllerin dikenlerine bile tahammülü yok.
GÜLMEYE DEVAM
Başbakan'ın hiç sektirmeden attığını vurmasına gülüyorum. Şahan Gökbakar’a güler gibi gülüyorum; fütursuzluğuna, aldırmazlığına ,yerse çekmesine.
Başbakan'ı gelmiş geçmiş en gözü kara, Türkiye’ye gerçek demokrasiyi getirecek fatih, aslanların aslanı, kaplanların en kralı diye tanımlayanlara bile Başbakan’ın karnının tok olmasına pes diyorum.
Başbakan'ın kimseye kanmamasına “Gel gel yamacıma gel”şarkısını söyleyip, aniden küt vurmasına canım yanarak gülüyorum. Bir zamanlar Metin Akpınar’a, Zeki Alasya’ya güler gibi gülüyorum; güldürürken acıtmasına, acıtırken had bildirmesine, had bildirirken kol kanat kırıp çaresiz bırakmasına. Daha fazla gülerken ağlamak, ağlarken gülmek istemiyorum.
NE TİLKİ, NE KEDİ
Başbakan’ın karşısında ne tilkiliğe soyunulur, ne uysal kedi ayakları atılır. Ne güvercinler kandırabilir onu, ne kargalar yarışabilir belagatiyle.
Başbakan’ın takdir edilecek yanı kül yutmamasıdır. Hâlâ şüphesi olan var mı? Ya Başbakan’dan yanasındır, ya karşı taraftasındır. Eğer Başbakan’dan yanaysan; en büyük yanlışlarda bile durduğun yerde duracaksın. Öyle aydın aklı, entelektüel tahlil, objektif gözlem, yorum falan hikâye.
Yiğidin hakkı yiğide verilecekse, bir tane yiğit var Türkiye’de. Hâlâ bunu anlamayanlar açık arıyorlar, yetmedi konuşuyorlar, yazıyorlar. Çoğumuzun maymundan farkı yok gerçekten. Başımıza gelmeden anlamıyoruz.
Başkalarının başına gelenler gerçekten hiçbir şey ifade etmiyor bize. Gülme komşuna gelir başına atasözünü unutmuyorum. Başbakan’ın çattığı hiç kimseye gerçekten gülmüyorum.