Biz mahallemizin katillerini tanıyorduk. Eski Başbakan Tansu Çiller “Vatan için kurşun atan da, yiyen de şereflidir” demişti Abdullah Çatlı için.
Bizim mahallenin katilinin şerefli olduğunu ondan öğrendik.
Abdullah Çatlı ile Mehmet Ali Ağca aynı familyadandı.
Tansu Çiller ve onun ekip başı eski Emniyet Genel Müdürü, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a göre Mehmet Ali Ağca’nın şeref katsayısı kaç acaba?
Sanki bu ülkeyi hiç yönetmemiş gibi, mahallenin katillerini hiç tanımamış gibi sessizliğe gömülen her dönemin dokunulmazları belki Ağca’nın da şerefini iade ederler.
Eski İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü Hayri Kozakçıoğlu; “Abdullah Çatlı’nın öldüğü Susurlu kazası aydınlatılabilseydi, Ağca muamması da çözülürdü” diyor, susanları konuşmaya çağırıyor.
Tabii önce onun konuşması bekleniyor. Sonra emniyetçilerin, bakanların, başbakanların, eski MİT ve askeri istihbarat yetkililerinin konuşması gerekiyor.
KONUŞMASI GEREKENLER KONUŞMADI, NE OLACAK?
İstihbarat teşkilatlarında devletin diğer kurumları gibi devamlılık esas ise, bilgiler yok edilmeyip devrediliyorsa, planlar, plan değişiklikleri kaydediliyorsa, istihbarat teşkilatının yeni yetkilileri eskilerin faaliyetlerini! bir bir ortaya dökerler. Yeni istihbaratçılar da mezar taşı kesiliyorlarsa, demokratikleşme iddiasıyla kurumların altını üstüne getirenler, mahallemizin katillerinin de soyağacını ortaya dökme maharetinde olduklarını göstermeliler.
Derin devletin kodlarını çözdüğü iddiasını taşıyan hükümet, Ağca’yı gecesi 500 euroluk otel odasında ağırlayanların kimliğini ortaya çıkarmalıdır.
Zamanında örtülü ödenekten çekilen paralar belki bugün Ağca’nın otelini, arabasını finanse ediyordur, Ağca’nın servet edinmek için, kendisini medyaya pazarlamasına hiç ihtiyacı yoktur belki.
KAHRAMANMARAŞ KATLİAMI
“Kahramanmaraş katliamının belgesi Ağca’nın öldürdüğü Abdi İpekçi’de miydi?” diye soruluyor. Bu sorunun üzerine gidilecek ve Kahramanmaraş katliamı için Meclis araştırması istenecek midir? Kahramanmaraş katliamının dokümanları MİT’in, Genelkurmay’ın kozmik odalarından çıkarılacak ve katliamın nasıl olduğu tekrar tartışmaya açılacak mıdır?
MAHALLENİN KATİLLERİ AYNI KAYNAKTAN BESLENMİYOR MU?
Mehmet Ali Ağca ile Ogün Samast veya Alparslan Arslan arasında ne fark var? Bu suikastçıların arkalarındakilerinin birbirlerinden bağımsız olduklarını varsayabilir miyiz?
Danıştay saldırısının bu hükümete karşı bir komplo olduğuna inananlar, “Hepimiz Hrantız” diyenlere neden düşman kampta yer alıyormuşçasına öfke duyuyorlar?
Bugün, Danıştay saldırısını düzenleyenlere ilişkin sürdürülen amansız takip, Hrant Dink’i öldürtenlere karşı sürdürülmüyor.
Suikastlarda da “sana karşı, bana karşı” ayrımı yapılırsa derin devletin dibini görmek hiçbir zaman mümkün olmayacak, ötesi yeni bir derin devlet doğacak.