31 Mart 2010

İCH LİEBE TÜRK VE ALMAN ÇOCUKLARI

Orta birinci sınıfı İsviçre’nin Zürih kentinin bir köyündeki Alman okulunda okumuştum.

Orta birinci sınıfı İsviçre’nin Zürih kentinin bir köyündeki Alman okulunda okumuştum.

Bir yandan Almancayı öğrenirken, diğer yandan derslerde başarılı olmaya çalışmak tabii kolay değildi, ama çocukluğun açık zihni çabuk kavramayı sağladığından, birkaç ay sonra ne okulda, ne Alman arkadaşlarımla ilişkide zorluk çekmiştim.

Arkadaşlarımla mahallede buz pateni yapıyor, tenis oynuyor, kamp kuruyor, çiftlik evlerinde inek sağıyorduk. Baharda okula yalın ayak yürüyerek gidiyorduk. Okulda alışkanlığımı kıramadığım tek şey, öğretmen soru sorduğunda ayağa fırlayarak cevap vermemdi.

Türkiye’de sırada oturarak cevap vermek öğretmene saygısızlıktı, Alman öğretmenim beni anlamıştı, ama arkadaşlarımın dalga geçmesinden kurtulamamıştım.

İsviçre’de bir gün yine ayağa kalkarak öğretmenime cevap verirken, sınıftaki çocuklardan biri “yabancıları istemiyoruz, defol git sınıfımızdan” diye bağırdı. Ben, öğretmenim, diğer arkadaşlarım şaşkınlıkla donakaldık.

Çocuk bana “defol” diye söylenmeye devam edince, öğretmenimi ilk defa yüzü kıpkırmızı kesilerek, avaz avaz çocuğa bağırırken hatırlıyorum. Ardından bütün arkadaşlarımın çocuğa bağırdıklarını ve hep beraber benim çevremi sarmalarını hiç unutmuyorum.

İsviçre’de okuldan ve arkadaşlarımdan öğrendiklerim kişiliğimin bazı temel taşlarını oluşturdu.

Bu milletten, şu milletten ayrımı yapmamayı, iyi insan, kötü insan ayrımı yapmayı o yaşta öğrendim örneğin.

Büyüdükçe bana “defol” diyen çocuğa değil ailesine kızmam gerektiğini, daha da büyüdükçe çocuğun ailesine değil, politikacılara tepki vermem gerektiğini anladım.

ALMANYA’DA TÜRK OKULU AÇILSIN MI, AÇILMASIN MI?

Almanya’da Türk okulu açılırsa, sadece Türk çocukları gider. O Türk çocukları geleceklerini Türkiye’de mi kuracaklar?

Türkiye’ye dönenlere “a Almanya’da Türk okulunda okumuş “diye iş kapıları mı açılacak?Çoğunluğu Almanya’da kalacak.

Türk çocukları anne babaları gibi işçi kalmaya mahkûm mu edilecek?

Almanya Başbakanı “Türk çocuklarının öğretmen, bilim adamı, işadamı olmalarını istiyoruz” diyor. Kötü bir şey mi söylüyor?

Çocuklarını Alman okullarına göndermek istemeyenler, çocuklarını şu anda çalıştıkları işyerlerinin mühendisi, doktoru, mimarı, patronu olarak görmek istemiyorlar mı?

Niçin Türk çocukları Türk okulunda okusun? Geleneklerini öğrensin, dilini öğrensin diye mi? Çocuklarını Türk okuluna göndermeye hevesli bütün aileler evlerinde Türkçe konuşurken, Türk televizyon kanallarını izlerken, sadece Türklerle arkadaşlık ederken çocuğun Türkçeyi öğrenmemesi mümkün mü? Öğle yemeğinde döner kebap, akşam yemeğinde fasulye pilav yiyen ailelerini beş vakit ibadette gören çocukların Türk geleneklerini bilmemesine imkân var mı?

O halde neden bu Türk okulu açılsın ısrarı?

TÜRKİYE'DEKİ ALMAN OKULLARI

“Türkiye’de de Alman okulları var” demek ,armutlarla elmaları toplamak demek.

Türkiye’deki üç beş Alman okulundaki Alman öğrenci sayısı nedir, Türk öğrenci sayısı nedir?

Türk çocukları arasında sınavda en yüksek başarıyı yakalayabilenler Alman okuluna gidebilirler. O okullardan mezun olanlar üniversiteyi rahatlıkla kazanıp, doktor, mühendis, bilim adamı olabilirler. Türkiye’deki Alman okulunda okuyan çocukları evlerinde, sokaklarında Alman anne babalar, Alman arkadaşları beklemez, onlar sadece okullarında Almanca öğrenebilirler.

Almanya’da da Alman çocuklarının okumak için yarıştıkları, Türk çocuklarından çok daha fazla Alman çocuklarının rağbet ettiği, Almanya’da üniversiteye giriş garantisi veren Türk okulları mı açabilecekler?

Bu okulları neden önce Türkiye’de açmıyorlar? Türk çocuklarının yıllarca gece gündüz çalışıp yarışarak girdikleri Alman okulu seviyesindeki okulları neden Türkiye’de Türk çocuklarından esirgiyorlar?

Mesele başka... Her taşın altından din çıkmaya başladı.

Çocukların din kadar öğrenecekleri yüzlerce değer ve denklem var.

Ben onlarcasını Alman okulunda öğrendim, diğer onlarcasını ailemden, diğer onlarcasını arkadaşlarımdan, diğer onlarcasını okuduklarımdan, diğer onlarcasını gördüklerimden, diğer onlarcasını din kitaplarından ,diğer onlarcasını filmlerden, diğer onlarcasını sayarım sayabildiğim kadar herkes gibi.

Hiç değilse çocuklarımızı bir okula, bir sokağa, bir çevreye, bir dine hapsetmeyelim.

Yazarın Diğer Yazıları

LGBTİ+'lar ölsün mü, başka kimler ölsün?

Sadece birbirimizi okuduğumuzu bilmeme rağmen kendi kendime konuşmaya dayanamayıp yazdım

Ertugrul Özkök'e mektup

Mehmet Yılmaz'a katılıyorum. Biz bu toplumu eski kodlarımızla artık yeterince tanımıyoruz. Ben zaten uzun süredir nadastayım. Hepimizin ihtiyacı var. Sizin de Ertugrul Bey

Hepimiz bir tuğla koyarız evelallah

Allah, kendi adına tuğlaları toplama yetkisini Diyanet'e vermiş de, haberimiz yokmuş

"
"