“Etnik sayım” yapılmasını istedi DTP milletvekili Hasip Kaplan.
“Üç çocuk doğurun” dedi Başbakan Erdoğan.
Başbakan'ın bildiği bir şey varmış.Başbakan çok çocuklu Kürtlerin bir gün etnik sayım talep edecekleri bilgisine vakıfmış.
Hiçbir şeyden korkmayan Başbakan herhalde etnik sayımdan da korkmaz ve yaptırır. Hatta Başbakan'ın her konuda olduğu gibi bir adım öne geçmesini beklemeliyiz.
Sayımda “Kim Türkiye’nin bölünmesini istiyor, kim istemiyor” diye de sorulmalı, bölünmede İstenen illerin listesi de çıkarılmalı.
Konjonktüre göre fasılalarla niyetler beyan edileceğine, bir seferde herkese içini dökme fırsatı tanınmalı.
HERKES HER ŞEYİ BİLİRSE SAFLAR BİR AN ÖNCE NETLEŞİR
Kürtler ABD’nin böl-yönet politikasıyla bölünen ülkelerin, örneğin SSCB’deki ülkelerin bugünkü ekonomik durumlarının geçmişe göre zayıfladığını biliyorlardır mutlaka.
Rusya’nın ise tam tersine güçlenerek büyüdüğünü biliyorlardır. Buna rağmen “küçüktür, müçüktür ama benimdir” diyorlarsa, kendi bilecekleri iştir.
“Biz İstanbul’dan vazgeçecek kadar aptal mıyız” diyen Kürtlerin, İstanbul kapısına dayanmalarını beklemeden, bazı illeri vermek, belki muhtemel iç savaşı engeller.
BEN NE KÜRTÇÜYÜM, NE TÜRKÇÜYÜM
Üstelik kürtlere yapılan haksızlıklarla, işkencelerle, köy boşaltmalarla ilgili çoğunluk ağzını açamazken birçok haber yapmış bir gazeteciyim.
Kürtçünün milliyetçisiyle de, Türkçünün milliyetçisiyle de işim olmadı, olamaz da.
Türklerle Kürtler birbirlerini seveceklerse, elele versinler, sevmeyeceklerse ayrılsınlar. Boşanmayı geciktirmenin faydası yok.
Ama ortada ortak çocuklar var deniyorsa, o zaman iki taraf da sussun, ortak çocuklar iki ulusun birbirini kucaklayarak, yaşayıp yaşayamayacağına karar versin. Analar babalar geçmişteki kinlerini çocukları için kalplerine gömsün.
Gecikecek zaman kalmadı gerçekten. Kuzey Irak’ta Kürdistan ordusunu kuruyor.
Türkiye ne yapacağına çabuk karar vermeli. Madem bütün kararların halka bırakıldığı iddia ediliyor, Türkiye’nin sınırlarını da halk belirlesin.
'KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL' DİYENLER
“Yok kazın ayağı öyle değil” diyenler ise bir an önce açıklasınlar; “kazın ayağı nasıl?”
Ağlayan anaların acılarını çok bilirlermiş gibi son günlerin siyasi manevralarında sofra mezesi yapan iki taraf da, analara kıyacaklarına, delikanlıca açık kartlarla oynasınlar.