Manşetlerde “İlk kez bir Avrupa başkentinin belediye başkanı Müslüman oldu” yazıyor.
İngiltere'nin de içinde olduğu bir dizi Avrupa ülkesindeki Müslümanlar, tabii ki, uzun süredir yaşamakta oldukları ülkelerin politik hayatı içindeler. Yine de yoğun ırkçı kampanyaya karşın göçmen kökenli bir adayın Londra'da bu kadar büyük bir farkla kazanması sevindirici.
Seçinmde 994 bin 614 muhafazakâr oya karşı 1 milyon 310 bin 143 oy alan Sadiq Khan’ın seçim başarısı başka bir manzaranın önemli bir parçası. Seçimler boyunca yandaş medya rolü oynayan BBC bile sonucu “Jeremy Corbyn için önemli bir kazanç oldu” diye yorumladı.
Yürüttükleri islamofobik seçim kampanyası hezimete uğrayınca muhafazakârlar birbirini suçlamaya başladılar. Muhafazakârların bir kısmı adayları milyarder Zac Goldsmith’i “pis bir kampanya” yürütmekle suçluyorlar. Ancak bu ırkçı islamofobik yaklaşımı Başbakan David Cameron “Sadiq Khan radikal İslamcılara yakın” iddiasıyla mecliste sahiplenmişti.
Khan birçok göçmen kökenli İngiliz gibi, bir işçi çocuğu. Pakistan’dan göç eden babası belediye otobüs şoförüydü, annesi konfeksiyonda çalıştı.
Aslında Sadiq Khan birçok göçmen kökenli İngiliz gibi, bir işçi çocuğu. Pakistan’dan göç eden babası belediye otobüs şoförüydü, annesi konfeksiyonda çalıştı. Khan, İşçi Partisi içindeki Corbyn kanadından olmasa bile yine de yeni lider için önemli bir sınav olarak görüldü.
Tabi ki ırkçılık yok olmadı. Sadiq Khan sayım merkezinde konuşmasını yaparken, ırkçı Britan First – Önce Britanya adayı Paul Golding sırtını döndü.
Yandaş medya ve İşçi Partisi’nin Blair’ci kanadı seçimlerden önce felaket senaryoları yazdılar. Onlara göre, Corbyn’in sol politikaları nedeniyle yerel seçimlerde yüzlerce belediye meclis koltuğu kaybedilecekti. Bekledikleri olmadı, 2015 genel seçimlerine göre İşçi Partisi’nin oyu %4 arttı. İşçi Partisi 2012 yerel seçimlerinde kazanılan az sayıda belediye meclis koltuğunu kaybetti. Seçim sonuçları Corbyn için değil, zorunda kaldılar.
İşçi Partisi’nin elde ettiği sonuçlar her yerde aynı değil. İngiltere’de belediye meclis seçimleri yanı sıra, İskoçya ve Galler özerk meclisleri için de seçimler yapıldı. Buralarda kazanan İşçi Partisi’nden daha radikal görünen İskoçya ve Galler milliyetçi partileri oldu, İşçi Partisi kan kaybetmeye devam etti. İskoçya’da Blair’ci çizgiyi savunan İşçi Partisi muhafazakârlarla birlikte bağımsızlığa karşı çıktı, nükleer silahlar taşıyan İngiliz denizaltıların varlığını savundu. Meclis'te Scottish National Party (İskoçya Ulusal Partisi), seçildiğinde 20 yaşında olan lezbiyen milletvekiliyle çok daha sol ve daha radikal bir görünüme sahip. Benzer bir şekilde Galler’de İşçi Partisi Corbyn’i kampanyadan dışladı. Plaid Cymru (Galler dilinde Galler Milli Partisi) lideri Leanne Wood, Özerk Galler meclisinde İşçi Partili bir bakanın koltuğunu aldı.
Seçim sonuçları ırkçı-milliyetçi propaganda ve yandaş medya furyasına teslim olmanın bir kader olmadığı gösterdi
Ne muhafazakâr hükümet ne de İşçi Partisi’nin Blair’ci kanadı seçimlerden istediklerini alamadılar. Corbyn’i İşçi Partisi liderliğinden indirme planlarını ertelemek zorunda kaldılar.
İngiltere yerel seçimlerinde ırkçı ve milliyetçi propagandaya ya da yandaş medya furyasına teslim olmanın bir kader olmadığı ortaya çıktı. Doktorların grevleri, eğitimde özelleştirmelere karşı mücadeleler seçim sonuçlarına yansıdı ve bundan sonra da İngiltere’deki politik gelişmeleri belirlemeye devam edecek.
Bu mücadeleler Corbyn’in İşçi Partisi lideri olması için koşulları yarattı. İngiltere’de sol muhalefetin gelişmesi için bir sonraki seçimi beklemeye gerek olmadığını gösterdi.
Yandaş medya İşçi Partisi’nin yenilgisi için çalıştı:
“İşçi Partisi için son 34 senenin en kötü sonucu bekleniyor.”
Grafikte yüzlerce belediye meclis koltuğunun kaybedileceği iddia ediliyor.