İspanya kalecisi Iker Casillas’ın yaşlı gözlerle sevgilisi Sara Carbonero’nun ağzına kondurduğu o öpücük ne kadar insani, ne kadar mizahi ve umut doluysa hayatımızı kuşatan kurallar da o denli sıkıcı ve ahmakça…
Finalde yaptığı iki olağanüstü kurtarışla İspanya'ya kupayı kazandırdı kazandırmasına ya, esasen Iker Casillas canlı yayında kendisini sevgilisinin dudaklarına kapıp koy verdiğinde futbola ve hayata dair bütün umudumuzu da yeniden diriltti.
Sorsalar "Kupanın en güzel golü hangisiydi?" diye, hiç düşünmeden "Casillas'ın yaşlı gözlerle sevgilisi Sara Carbonero'nun ağzına kondurduğu o şahane öpüştü" derim.
Futbol hiçbir işe yaramıyorsa bütün hırslarımızdan ırak, içimizdeki o arzu dolu insanı ortaya çıkarıyor ya, yeter de artar bile. Şu tekdüze sıkıcı hayatımıza böyle güçlü bir duyguyla katkıda bulunan, o öpüş anını her izlediğimizde boğazımızı düğümleyen Casillas'ın yaptığını yapabilecek kaç insan tanıyorsunuz şu dünyada? Kaç kişi var çevremizde kendini böyle insanca ortaya koyabilecek?
Casillas'ın yaptığı ne kadar insani, ne kadar mizah ve umut doluysa hayatımızı kuşatan kurallar da o denli sıkıcı ve ahmakça.
Görmezden gelsen ölür müsün?
Kupa orada öylece duruyor... 'Jimmy Jump' takma adını kullanan Jaume Marquet Coto fırlayıp yerinden o savruk ama müthiş koşularından birini daha koparıyor. Burnunun dibine kadar giriyor kupanın. Elini uzatsa tutacak ve her şey bambaşka olacak. Ne var ki, kupayı bekleyen sarışın izbandut son anda itiyor adamımızı, düşürüyor.
Yahu bırak, görmezden gel. Sonra koşar yakalarsın... Ne ki, kazananlar da kaybedenler de biraz gülümsesinler. Ne olacak yani? Adamın kupayı alıp kaçacak hali yok ya? Nereye gidecek? Diyecektik ki, "Yaptı Jimmy yine yapacağını unutulmaz kıldı 2010 Dünya Kupası'nı..." Nasıl ki Maradona'nın 'Tanrı'nın eli'yle İngiltere'ye attığı o gol unutulmaz, bırak, bu kısa an da unutulmazlarımız arasına girsin.
Yok, bırakmazlar! Her şey kuralına, seramoniye uygun olacak. Ne oldu kaldırdı da Casillas kupayı havaya, yeni bir şey mi yapmış oldu? O sevinç fotoğrafından kaç tane gördük ve kaçını hatırlıyoruz şimdi, bir düşünün.
'Jimmy Jump'a kısa bir an da olsa izin verebilecek mizaha sahip olabilseydi o izbandut, bizi gülümsetse, şaşırtsa fena mı olurdu? İzin vermedi ve biz yine "Top çizgiyi geçti mi geçmedi mi?", "Pozisyon ofsayt mı değil mi?", "Topa çip takalım mı takmayalım mı?" türünden şizofrenik sorular dünyasına geri dönmüş olduk...
Futbolun insana ait tarafını kesip atanlar, onu bir 'iş'e çevirenler Jimmy'yi hiçbir zaman anlayamayacaklar.
Onu anlayamadıkları için de Casillas'ın o şaşkın ama delikanlı, acemice ama usta işi, ürkek ama fena halde cesur öpücüğünü de anlayamayacaklar. Jimmy'yi ve Casillas'ın öpücüğünü anlayamayanların futboldan anlayabileceklerini düşünen birileri varsa akıllarına şaşarım...