29 Nisan 2025

Cesedi yakılmış halde bulunan Afgan işçi Nourtani davasında karara itiraz: Avukatı savunma yapamadı, beyanlar yanlış ve eksik kayda geçirildi!

Keşif yapılmadı, kaçak ocakların araştırılması talebi reddedildi, başka kaçak ocak ölümünün "trafik kazası diye örtbas edildiği" iddiası araştırılmadı

Başından itibaren takip etmeye çalıştığım bir dosya Afgan işçi Vezir Muhammed Nourtani’nin ölümü…

Nourtani, Zonguldak’ta ‘çakal ini’ olarak nitelendirilen kaçak bir kömür ocağında önce yaralandı, hastaneye görütülmedi, yakıldı. Sol böbreğinin olmadığı da adli tıp raporlarında ortaya çıktı.

Canlıyken mi yakıldı, öldükten sonra mı yakıldı sorusu netleşmeden mahkemeden karar çıktı.

Bu öyle bir dava ki hak arayışından birinci derece sorumlu olan yargının hali pür melalini açık etti.

Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi altı sanığın yargılandığı davayla ilgili kararını 11 Nisan’da verdi.

Kaçak kömür ocağının ortaklarından eski MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnöş ve Enver Gideroğlu ‘taksirle öldürme’ suçundan 5 yıl 8 ay, Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın delil karartma suçundan 4 yıl 6 ay ceza aldı. Ocak çalışanları Sercan Kayabaş ve Eray Demirö aynı suçtan 2’şer yıl, ocak çalışanı Ahmet Çayırlı’nın ‘delil karartma’ suçundan aldığı ceza ise 1 yıl 8 aya düşürüldü.

Mahkeme gerekçeli kararını açıkladıktan sonra Nourtani için adalet arayan avukat Kerim Bahadır Şeker, karara itiraz dilekçesini sundu.

Dilekçeden öğreniyoruz yargısal sürecin garabetini…

Avukat Şeker, karar duruşmasının olduğu gün salonda beyanlardan bulunurken "Zonguldak'ta şu an hava 2 derece, dışarısı soğuk ve kar yağıyor..." dedi ve sanık Enger Gideroğlu’nun avukatı Asena Yaşar araya girerek “Bu avukat buraya şov yapmaya gelmiş, bizimle dalga geçiyor, aklımızla alay ediyor” müdahalesinde bulunur.

Bunun üzerine Şeker “sıra sana da gelecek” cevabını verir ve mahkemece duruşma düzenini bozucu olarak değerlendirir ve Şeker’e ihtarda bulunur. Bunun üzerine Şeker “Sadece benim dediğimi mi yazıyorsunuz?” diyerek sanık avukatının beyanlarının neden kayda geçirilmediğini sorar.  Mahkeme başkanı salondan çıkarılmasını ister ve Şeker çıkarılır.

Bir kez daha hatırlatayım, karar duruşmasında!

Oysa Şeker’in sözü kesilmeyip duruşmada beyanlarına devam edebilseydi şunu söyleyecekti:

"Müvekkilimin çocukları engelli, birisinin dizden aşağısı yok, birisinin kulakları tamamen duymuyor, eve tek bakmakla yükümlü müteveffa Vezir Mohammed Nourtani ise mahkemede yargılanan sanıklarca fikir ve eylem birliği içerisinde diri diri yakılarak öldürülmüştür."

Beyanların eksiksiz olarak kayda geçirilmesini talep etmek savunmanın görevidir. Çünkü sonraki aşamalarda beyanlara, kayıtlara bakarak karar verecek üst mahkemeler.

Eksik ve yanlış beyan kaydı bununla sınırlı kalmaz. Avukat Şeker duruşma salonundan çıkarılınca Afgan işçinin eşi (Qamer Gul Meliki’nin) tepki gösterir “Bu salonda hukuk, adalet yok” diyerek duruşma salonunu terk etmek ister. Mahkeme ise bu sözleri tutanağa “salondan çıkmak istiyorum” şeklinde kayıtlara geçirir!

Şeker’in karara itiraz nedenlerinden biri “tek taraflı bir savunma ile karar verilmesi ve silahların eşitliği ilkesinin zedelenmesi.”

Dilekçeden devam edelim…

Afgan işçinin ölümünün aydınlatılması için hangi taleplerin reddedildiğini de hatırlıyoruz.  Örneğin keşif talebi…

Avukat Şeker diyor ki “Oysa o keşif yapılsaydı sanıkların maden ocağından cesedi taşıdıkları nokta ile yakma işlemini yaptıkları nokta arasındaki mesafenin, aracın kat ettiği sürenin, normal şartlarda ambulans çağrılsaydı ne kadar zamanda gelinebileceği ortaya konulabilirdi.”

O zaman iş kazası mı, planlı bir cinayet mi şüphesine net yanıtlar üretilmiş olurdu.

İş cinayetlerinin sürekli yaşandığı kaçak kömür ocaklarından yola çıkılarak Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Enerji Bakanlığı’na yazı yazılarak ocakla ilgili ihmallerin araştırılması da talep edilir. Mahkeme bu talebi de reddeder.

Oysa bu kaçak ocak defalarca kapatılmış yine de işletilmeye devam etmiş.

Bir diğer çarpıcı konu ise sanık müdafilerinin bir duruşmada “Zonguldak’ta bu tarz olaylar normaldir”diyerek bir başka kaçak ocak ölümünün trafik kazası diye örtbas edildiğini açıkça belirtmesi. Buna rağmen mahkemenin bu iddianın peşine düşmemesi!

Çelişkili adli tıp raporlarının kararda dikkate alınmaması, Afgan işçinin yakınları olan iki tanığın ifadesinin Türkiye’de olmadığı gerekçesiyle  alınmaması, müşteki tarafın ifadelerinin istinabe yoluyla alınması talebinin de reddedilmesi, Nourtani’nin sol böbreğinin olmamasının nedeninin açığa çıkarılmaması…

Şeker’in Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına itirazının gerekçeleri böyle. Bu nedenle istinaf dilekçesinde dosyanın yeniden görülmesini istendi. Reddi hakim talebinde de bulunuldu. Avukat Şeker Hakim ve Savcılar Kurulu’na mahkeme heyetini de şikayet etti.

Bakalım Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesi ne karar verecek?

TIKLAYIN:  Yakılan Afgan işçiyle ilgili bilimsel değerlendirmeyi okuyun ve sorun: Bu dosyadan adalet çıkar mı?

TIKLAYIN:  Vahşet davası başladı: Afgan işçi yaralanınca tedavi edilmek yerine yakılarak öldürüldü, cesette sol böbrek bulunamadı!

TIKLAYIN: Afgan işçi Nourtani yaralandığında hastaneye götürülmedi, aracın bagajına konuldu, yakıldı; davası topluma emanet

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

Tinder avcısı gibi iddialar: Fırat Acar meselesi!

“Onunla geçirilen her an bir tecavüzdü. Beni aciz olarak görüyordu. Oysa ben ona sessiz atın tekmesi oldum” iddiasında bulunan Dicle’nin bir sözü var: Susan erkekler var, konuşsanıza…

"Hapishaneler de memleketten" mi olacak hep birileri için?

HDK davasından yargılanan Ahmet Saymadi’nin ilk duruşmasında duruşma savcısının esas hakkındaki mütalaası hazırdı!

Bir garip geri gönderme hikâyesi; “gelmezsen eşini gözaltına alırız!”

Suriyeli hak savunucusu Taha Elgazi eşiyle birlikte apar topar sınır dışı edildi

"
"