Esad muhalifi olarak Türkiye’ye geliyorsunuz, Suriyeli toplumunun sorunlarıyla ilgili ilgileniyorsunuz, iktidardan muhalefete herkesle görüşüyorsunuz, sol ya da muhafazakâr STK’larla platform kuruyorsunuz, vatandaşlık alıyorsunuz, hatta Suriye İstanbul Konsolosluğu’na danışmanlık yapıyorsunuz ama bir akşam evinizin önünde sivil polislerce alınıyorsunuz ve sınır dışı ediliyorsunuz. Hayatınız bir kez daha tepe taklak oluyor…
Sözünü ettiğim kişi Taha Elgazi…
Esad döneminde cezaevi gören Gazi, 2014 yılında Türkiye’ye geliyor ve burada eşiyle bir hayat kuruyor. İnsan hakları aktivisti olarak göçmenlerin, mültecilerin sorunlarıyla hem hal oluyor.
Örneğin; Elgazi, sınır dışı edilmeden beş gün önce, Özbekistan İçişleri Bakanlığı’nın arananlar listesinde olan, İslami muhaliflerden Alişir Tursunov (Mübeşşir Ahmed), sınır dışı edilmesine karşı Mazlumder’de yapılan açıklamaya katılıyor.
Taha Elgazi Mazlumder İstanbu Şubesi'ndeki basın açıklamasına görüntülü bağlandı
Mazlumder’de bu kez Elgazi için açıklama yapıldı.
Hükümetin Suriye politikasını yer yer eleştiren Taha Elgazi de basın toplantısına görüntülü olarak Suriye’den bağlandı ve o gün, geçtiğimiz cuma günü neler yaşadığını anlattı:
“Cuma günü, saat 21.30 sıralarında ben evde değildim. Eşim telefonla aradı. Evde üç polis var, seni istiyorlar dedi. Polislere telefonda neden geldiklerini sordum. Bu binadaki adres kaydını teyit etmek için yanıtını verdiler. Uzakta olduğumu, yarın karakol ya da muhtarlığa geleceğimi söyleyince, o zaman eşini gözaltına alırız dediler. Eşim de tüp bebek tedavisi gördüğü için kaygılandım ve tamam geliyorum dedim. Binaya daha varmadan beş sivil polis yanıma geldi ve beni sokaktan alıp Vatan’a götürdüler. Üzerimde tahdit kodu olduğunu söylediler, provokatif eylemlere katılma… Ellerim arkadan bağlı, başım eğik videomu çektiler. Sonra beni Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’ne götürdüler. Sağlık kontrolünden sonra jandarma eşliğinde İstanbul dışına götürüldüm, nereye götürüldüğümü o an bilmiyordum. Rica ettim telefonla hem avukatıma hem de eşime haber verebildim, İzmir’e geldiğimizi söyledim. Sonra haber veremedim. Aydın’da Atatürk Devlet Hastanesi’ne getirildim. Yine sağlık raporu alındı ve Aydın Geri Gönderme Merkezi’ne bu kez getirildim. Sınır dışı edilene kadar iyi davrandılar. Bir süre sonra bana bir kişi 60 sayfalık bir dosya gösterdi bana ve ‘hakkında sınır dışı kararı çıktı’ dedi. Eşimin de aynı durumda olabileceğini söylediklerinde eşimin sağlık durumunu düşündüm ve Gönüllü Geri Dönüş Formu’na imza atmak istediğimi söyledim. Çünkü zaten sınır dışı edilmiştim.”
Taha Elgazi, “adres teyit” gerekçesiyle gözaltına alındı, apar topar “gönüllü” sınır dışı edildi. Üstelik o ana kadar Türkiye vatandaşı olduğunu biliyordu. 2018’de kazandığı vatandaşlığı kaybettiğini de o zaman öğrendi.

Üzüntüsünü şöyle ifade etti:
“Türkiye’de farklı insan örgütleriyle görüştük. Muhalefetten iktidardan isimlerle görüştük. Amacımız Türkiye’deki Suriyelilerin insan haklarını korumaktı, sessizlerin sesi olmaktı. Taha Elgazi’nin bu alanda yıllardır verdiği emeği, insan hakları savunuculuğunu birileri suç görüyorsa bu insanlar, bu taraflar insan olup olmadıklarını teyit etsinler. Mesele kanunlara, hukuka uyulup uyulmadığı… Hukuk nerede kaldı, adalet nerede kaldı?”
Taha Elgazi, Şara yönetimi sonrası kendisine görev teklif edilen, Suriye İstanbul Kansolosluğu’da danışmanlık yapan bir isimdi. Nedense “sakıncalı” kişi oluverdi ve 11 yıldır İstanbul’da kurduğu hayatını geride bırakmak zorunda kaldı. Şimdi kendisinin söylediğine göre Suriye’nin kuzeyinde… Güvenli bir yerde olduğunu ifade etti.
Sığınmacı Hakları Platformu: Bekir Berat Özipek-Yıldız Önen-Ali Öner (Mazlumder) -Abdülhalim Yılmaz (Avukat)
Türkiye’deki göçmenler ve hak temelli STK’lar tarafından yakından tanınan Taha El Gazi’nin yaşadıkları gösteriyor ki Türkiye’de vatandaşlık almış göçmenlerin durumu her an değişebilir. Hukuki güvence, çok rahat deport kodlarına takılabilir.
Tarık Elgazi şimdilik güvende olduğunu söyledi. Suriye’de Arap Alevilere yönelik katliamlara ilgili T24’e “Esad’ı devirdik, aynı şeyleri yaparsak Esad’dan ne farkımız kalır” açıklamasında bulunan Suriyeli insan hakları savunucusunun başına bir şey gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Konjonktürel göç/göçmen politikasının kurbanı haklar olmamalı...
.
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|