20 Mayıs 2012

Bir fantaziye olarak Yeni Osmanlıcılık ve Mehter Takımı

Türkiye dışında kurulan ilk Mehter Takımı; Ottoman Mehter Military Band of Australia’nın kurucularından Hayrettin Akgöl’le yukarıda çizdiğimiz çerçevede sohbet ettik

AKP iktidarının son 10 yılda geldiği noktayı Neo Osmanlı, Yeşil Kemalizm ya da Muhafazakar Demokrat olarak tanımlayanların işaret ettiği siyasi referanslar, “yetmez ama evet” cephesindeki yarılmayı derinleştirmeye devam ede dursun, bir gerçek var ki, dönemin ruhu etrafımızı çevrelemiş durumda.

Yüksel Anadolu burjuvazisinin beslendiği Sünnî-muhafazakâr geleneğin daha henüz sanat alanındaki hegomonisini çok hissedemesek de, tüketime yönelik alanlarda  şimdilik “rüzgar” olarak tarif edemeyeceğimiz bir Osmanlı esintisinden söz etmek yerlice.

“Osmanlı güzellemesi”, piyasa ekonomisinin karakterine uygun olarak yerini almış durumda. Mobilya sektöründen, izdivaç giysilerine, erkek yüzüklerinden büyük altın firmalarının takı tasarımlarına, cep telefonlarındaki “tulumbacılar” oyunundan, “Osmanlı renkleri” anonslu boya reklamlarına, “Fetih” filminden televizyon dizilerine kadar, malumun ilamı  “bana her şey Osmanlı’yı hatırlatıyor”!

Time Dergisi’nin “dünyanın en etkili 100 ismi” listesinde zaten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yeni Osmanlılar” olarak nitelenmemiş miydi!

\

İşte bu hal karşısında, Osmanlı askeri bando takımı Mehter’in dünden daha fazla görünür olmasından, AKP’nin bir çok etkinliğinde kullanılmasından yola çıkarak Türkiye dışında kurulan ilk Mehter Takımı; Ottoman Mehter Military Band of Australia’nın kurucularından Hayrettin Akgöl’le yukarıda çizdiğimiz çerçevede sohbet ettik. 

Buyurun buradan okuyun.

 

Osmanlı’da Mehter neden önemli?

Sefere çıkılacağı vakit, Müslüman askerleri başarılı olmaları için motive ediyor,  öldüklerinde şehit olacaklarını hatırlatıyor. Onları sefere ilahilerle gönderiyor.

 

Tamamen Müslümanlardan mı oluşuyor?

Bildiğim kadarı ile evet. Ama fetihler sırasında Müslümanlığa devşirilen, asimile edilen çocuklar, yani Yeniçeriler de var.

 

Avustralya’da 17 yıl önce nasıl kuruldu?

1994’ün sonlarında Milli Görüş Teşkilatı’nın girişimiyle, ben ve bir kişi daha kollarımızı sıvadık. Türkiye’den iki arkadaşımızı bizi eğitmeleri için getirttik.

 

Nasıl bir ihtiyaçtan yola çıkıldı zira ortada savaş yok?  

1994 yılında yaklaşık 30 bin Türk yaşıyordu Melbourne’de. 1984’te yapılan ikinci caminin ardından Ramazan ve Kurban Bayramlarını festival biçiminde kutlamaya başladık. Halk bir ya da iki gün şenliklere katılıyordu. O vakit bir mehter takımına ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı.

 

Sizin gönüllü olmanızın nedeni neydi?

Biraz bu işlerden anlıyordum. Mecrubi hizmet zamanı askerdi bandoda trompet çaldım.  Şimdi çeşitli mesleklerden 32 kişi ile birlikte 17 yıldır  bu hizmeti veriyoruz. Daha yeni emekli oldum işten, ama trompet çalmaya devam.

 

Çalanların hepsi Milli Görüş Teşkilatı’ndan mı?

Biz bağımsızız. Bize öncülük ettiler, okullarında oda tahsis ettiler. Vefa borcumuz var sadece. Teşkilatın organize ettiği festivallerde çalıyoruz.

\

Neden kadınlar yok peki?

Harp bandosu çünkü.

 

Ama harp yok?

Biz Osmanlı’yı anımsatıyoruz. Örf ve adetlerimizi göstermeye çalışıyoruz. Kadınları alırsak o mehter takımı olmaktan çıkar.

 

Ayrımcılık değil mi, çok iyi kadın müzisyenler var?

Biz burada iyi çalan erkeği zor buluyoruz. Bayanlara önde flama taşıttırıyoruz.

 

Tarihi örf- adetleri tanıtalım derken neden askeri bir öğeyi öne çıkardınız?  

Peygamberimizin yaptığı gibi ortada duran bir taşı kaldırmak için biz de bir ucundan tutuyoruz. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimizin, Osmanlı kısmını tanıtmaya çalışıyoruz.

 

Ne tür parçalar çalıyorsunuz?

Ceddin deden’den Ölürüm Türkiye’ye kadar geçmiş ve bugüne ait eserleri icra ediyoruz. Melbourne’ün en büyük meydanı Federation Square’de 8 konser verdik. Avustralyalılardan çok iyi tepkiler aldık. Yine buranın en büyük sanat merkezinin kapanış konserini biz yaptık.

 

Ekonomik olarak nasıl ayakta kalıyorsunuz, masraflarınızı nasıl karşılıyorsunuz?

Etkinlerden aldığımız para ile yol giderlerimizi karşılıyoruz. Kalanı da malzemeleri yenilemek için kullanıyoruz. Zaten yer için kira parası vermiyoruz.

 

AKP iktidarının çalışmalarınıza tür etkisi oldu?

Cumhuriyet kurulduktan sonra halk yeni rejimi sevsin, benimsesin diye Osmanlı’yı bayağı yaraladık. Cumhuriyet oturdu şimdi, hakikatler ortaya çıkıyor. Osmanlı’nın ne derece kuvvetli, hakim ve hakkaniyetli bir idare olduğunu yeni yeni vurgulamaya başlıyoruz. Gördüğünüz tezahürler bu mantığın eseri.

 

Bir ateist gelebilir mi?

Kapımız herkese açık, yeterki kabiliyeti olsun.

 

Siyasi literatüre de girmiş bir söz vardır; “bir ileri iki geri mehter takımı gibi” diye. Neden böyle yürünür?

Yanlış biliniyor. Mehter takımı iki ileri bir geri gitmez. İki ileri gider, üçüncü adımını sağa atar. Sonra tekrar iki adım atar bu kez sola adım atar ve bekler.

 

Gülümseten anınız var mı onca yıldan ve etkinlikten sonra?

Birgün bir dinleyicimiz yanıma geldi ve “bu mehteri kurdunuz ama çok kötü oldu” dedi.  Hayal kırıklığına uğradım. İlk kez menfi bir durumla karşılaşmıştım. “Hacı efendi neden böyle diyorsun” diye sordum. Bana, “evde tencere kalmadı. Torunum bütün tencere kapaklarını birbirine vurup yamulttu ceddin deden diyerek” diye yanıt verdi.

Yazarın Diğer Yazıları

Suna’nın Kızları: Gitmediğimiz, görmediğimiz o köylerde kız çocukları hem okusun hem güçlensin diye…

Eğitimi bir süreç, bir güçlenme, birey olabilme gibi geniş perspektiften gören Suna’nın Kızları açtığı yeni pencereyle eşitsizlikleri, güçlendirmeyle aşabilmenin yollarını arıyor

Barış Vakfı ‘Türkiye’ masası kurdu: Otoriterlik ve çözüm bir arada olabilir mi?

Mümtazer Türköne: Kürt-Türk ittifakı kuruluyor İran’a karşı, bu reel politiğe dayanıyor

İstanbul'daki Suriyeliler anlatıyor: Dönmek istiyorlar mı, ne zaman?

Konuştuğum Suriyeliler için ÖSO ya da HTŞ ayrımı yok, onlar Esad’a karşı savaşan muhalifler…

"
"