[email protected]
Kendisi de uzun yıllar denizlerde çalışmak zorunda kalan yazar Herman Melville, insan denilen yaratığın, öğrenildiğine inandığım hırs, intikam, bencillik gibi duygularını derinlemesine anlatmak için kaleme aldığı Moby Dick romanı, günümüz dünyasına ve değerlerine hala ayna...
Kutsal mekan “pazar”, kutsal amaç “kar” için, doğanın yıkımına bayraktarlık edenler, denizlerden, okyanuslardan, sulardan ellerini çekmiyorlar; tıpkı Türkiye’deki derelerin üzerine HES (hidro elektrik santrali) santrali yapmaya çalışanlar gibi.
Ancak kıyımın olduğu yerde direniş de vardır.
Bu hafta bu köşeden, doğanın büyük yaratığı balinaların katledilmesine karşı savaşan, zaman zaman Avustralya ile Japonya arasında diplomatik gerilimlere neden olan, savaşçıları Japonya tarafından gözaltına alınan Sea Shepherd/Deniz Çobanı örgütünü tanıtacağım, zira uğruna mücadele verdikleri değerler çok şey anlatıyor. Uluslararası örgütün Avustralya yönetici Jeff Hansen t24’ün sorularını yanıtladı.
Sea Shepherd’ın kendine biçtiği misyon nedir?
Denizlerdeki vahşi, yabani hayatı, okyanus denilen başka dünyadaki canlıların habitatını, çeşitliliğini ve ekosistemi korumayı kendine amaç edinmiş; 1977’de kurulan uluslararası bir sivil toplum örgütüyüz. Deniz Çobanları, balina avcılarına karşı savaşmak, araştırma yapmak, belgelere ulaşmak için yaratıcı ve doğrudan eylem taktiklerini içeren bir yönteme sahip. Açık denizlerdeki yasak, illegal avlanmaları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü gelecek kuşakların hayatta kalabilmelerini sağlamak, ekosistemdeki çeşitliliğin ve dengenin korunması ile mümkün.
Neden balinalar ve deniz aslanları?
Balinalar akıllı ve sosyal yaratıklar. Çok kritik, hayati bir rol oynuyorlar okyanusların sağlıklı kalabilmesi için. Okyanuslar, hayatımız için gerekli olan oksijenin yüzde 80’inin sağlandığı kaynaklar. Balinaları kurtarmazsak, okyanuslar ölecek ve biz de tabii ki. Bu çok basit ve açık. Bu yüzden balinaların, deniz aslanlarının öldürülmelerine karşıyız. Bu Kanada’da olabilir, Namibya’da da.
Yılda ne kadar balina ve deniz aslanı öldürülüyor ?
Geçen yıl Antartik Balina Koruma Alanlarında Japon balıkçılar, illegal olarak 1035 balinayı öldürmeye çalıştı. Ancak biz verdiğimiz mücadele ile 863’ünü kurtardık. Ve geri dönmek zorunda kaldılar. Kanada ise yılda yaklaşık 350 bin yavru deniz aslanını öldürüyordu. Ancak Deniz Çobanları’nın, diğer grupların savaşı sonucu bu hayvanların deri ticareti yasaklandı. Bu da bu endüstrinin tepetaklak olmasını sağladı.
Kaç kişisiniz bütün bu savaşı örgütlemek, hayata geçirmek için?
Bünyemizde 15 hizmet grubu var; tamamen gönüllülerden oluşan. Yaş skalamız 18 ile 80 arasında değişiyor. Kadın-erkek, farklı mesleklere sahip bir “orduyuz”. Gönüllerimizi Sea Shepherd/Deniz Çobanları hakkında farkındalık yaratıyor. Aralarında Japonların da olduğu personel sayımız ise (Avustralya için) 88. Gemi sayımız ise 3.
Peki Japon avcılarla nasıl baş ediyorsunuz?
7.Antartik Balina Koruma kampanyası boyunca Japon Sahil Güvenlikçileri, Avustralya sularında bize karşı, sarsıcı etkisi bulunan özel bombalar kullandılar. Askeri gereçler, casus uçakları vs. Bu yüzden geçen yıl Ady Gil isimli teknemiz ikiye bölünerek batırıldı. Sea Shepherd ise, MY Steve Irwin(hayatını vahşi hayvanlarla birlikte yaptığı gösterilerle kazanan, timsah avcısı olarak bilinen, bir belgesel çalışması sırasında vatozların üstünde yüzerken dikenli bir vatozun göğsünden sokması sonucu hayatını kaybeden Avustralyalı), MY Bob Barker ve hızlı yol kesen gemileri MV Gojira gemilerimiz ile müdahale ettik avlanmalarına. Haftalar boyunca sürdü. Balinaların öldürüldükten sonra kesilip, işlendiği geminin etrafını çevirdik ve bloke ettik. Böyle balina transferini engelledik. Çünkü öldürüldülen balinayı gemiye yükleyemeyince öldürmelerinin bir anlamı kalmıyordu. Etkileyici bir eylemdi, zaten de Japonya’ya geri döndüler. Bu operasyon boyunca 863, kampanya boyunca ise 2781 balinayı kurtardık.
Müthiş bir deneyim, macera değil mi aynı zamanda?
Yeryüzünün en güzel yerleri yalnız bırakılmalı, buralarda insan olmamalı. İki defa Antartika’ya gittim. Steve Irwin’le aynı gemideydim. Orayı gördükten sonra insan şunu düşünüyor: Neden bu yanlışı yapıyor avcılar? Bu hayatı savunmak için hayatını ortaya koyuyorsun.
Peki “savaşa” nasıl hazırlanıyorsunuz, nasıl istihbarat alıyorsunuz?
Buz ve hava durumunu haritasını çalışıyoruz. Aktivistlerimiz kendilerini mücadeleye nasıl hazırlayacaklarını öğreniyorlar, liman ve yol boyunca bunun antremanını yapıyorlar.
Ciddi olarak yaralanabilir hatta ölebilirsiniz ama?
35 yıl boyunca hiç birimiz ciddi olarak yaralanmadık. Biz hayatımızı ortaya koyuyoruz yüce , ulu bir amaç için. Irak’taki petrolden, emlak yatırımından çok daha soylu bir amaç bu. Günün sonunda biliyoruz ki; soluduğumuz oksijenin yüzde 80’ini sağlayan, ölen okyanusları savunan son çizgiyiz.