05 Ekim 2016

Zeki Müren de bizi görse...

Hep diyorum sanat ve siyaset bağımsız olmalı

Rahmetli Zeki Müren, vakti zamanında bir deterjan markasının yüzü olmuş. İsim vermekte sakınca yok: ALO. Şimdi aynı marka nostaljik görüntüler eşliğinde hoş bir reklam da çekmiş, sanırım gerekli izinler alınmıştır. Buraya kadar her şey normal görünüyor ve strateji olarak doğru. İzleyende hoş bir tat bırakıyor.

Taaa ki ALO, yeni sezonuna başlayan O Ses Türkiye’ye de reklam verip hologramla televizyonda Zeki Müren’i  O Ses Türkiye sahnesinde göstertene kadar. Hologram çok da acemice yapılmıştı. Ürün yerleştirme gibi.

Selami Şahin ise 50. sanat yılı konserinde hologram yöntemiyle Zeki Müren’le birlikte düet yapmıştı. Oradaki hem çok profesyonel hem de yerindeydi.

Vizontele filminde Altan Erkekli; televizyonun gelişini anlatırken “radyonun resimlisi geliyor. Zeki Müren’i hem dinleyip hem göreceksiniz aynı anda “der.

Cem Yılmaz da “Peki Zeki Müren de bizi görecek mi?” der...

Bakalım televizyondaki reklamlar başka hangi kekremsi boyutlara taşınacak...

Zeki Müren de bizi görmüyordur umarım...

Ya “içeride”sindir ya dışarda

Show TV’de İçerde’yi izlerken Çetin Tekindor ve Mustafa Uğurlu’nun oyunculuklarına doyamıyorsunuz.

Nihal Koldaş, yine bir sanat filminin içinde gibi duygu yüklü. Çağatay Ulusoy ve Aras Bulut İynemli uyumu harika.

Her ne kadar dizi The Departed filminden çıkmış olsa da, Godard’ın dediği gibi bir şeyi nereden aldığınız değil nereye götürdüğünüz önemlidir.

Zaten hiçbir şeyde yüzde 100 özgünlük asla olamaz artık.

Bu sezon daha iyisi yapılana kadar en iyisi bence “İçerde.”

***

Bir de Sarmaşık’taki Kürt karakteriyle tanıdığımız Seyithan Özdemir de Minik rolünde çok başarılı.

Tabii çoğunluk bilmeyebilir şimdi bir sanat filminde olunca çok tanınmayıp bir dizi ile kitlelere ulaşabiliyorsunuz.

Kendisinin sosyal medyada çok fazla tacize uğradığını görüyorum ve üzülüyorum.

Ne ara hayat sizi bu kadar linçsever yaptı çok merak ediyorum. Üstelik de bir insanın dış görünüşünden çıkıp bu iğrençliği sergiliyorsunuz?!

Malatya Film Festivali

4-10 Kasım tarihlerinde düzenlenmesi planlanan 7. Uluslararası Malatya Film Festivali’nin iptali sanat adına çok üzücü bir kayıp. Çünkü Malatya da film festivalinin hakkıyla yaşandığı bir şehir.

Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’ın haberine göre: Malatya Valiliği, vali yardımcıları tarafından düzenlenen festivali, yardımcılarının 'FETÖ' soruşturması kapsamında açığa alınması nedeniyle iptal etti.

Hep diyorum sanat ve siyaset bağımsız olmalı. Tıpkı din ve devlet işlerinin ayrı olması gerektiği gibi. Sansürler vb. hep sanat ve siyasetin birarada olmasından kaynaklanıyor. Ben ayrıca festivallerde siyasetçilerin de çok görünür olmalarından star gibi davranmalarından yıllardır rahatsızım. Keşke sanatı sadece sanatsal oluşumlarla ödüllendirebilen bir sistemi her festival oluşturabilse, evet çok ütopik...

7. Malatya Uluslararası Film Festivali iptal edilmesin kampanyası!

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"