Şimdi efendim bu tarz hareketler daha önce de başka oyuncular tarafından yapıldı, ben defalarca yazdım setlerde ölmek istemiyoruz konusunda, yerli dizi yersiz uzun dedik olmadı olmadı... Köklü bir çözüme ulaşamıyoruz.
Hiç kimse bir hamle yapmıyor, hiç kimse kusura bakmasın her şey lafta kalıyor, havada kalıyor, samimiyet yok... Nice protestocu gördük aynen ertesi gün hiç konuşmamış gibi devam ettiler düzene...
Geçen seneki Antalya Televizyon Ödülleri’nde Halit Ergenç bir hava estirmişti ve şöyle yazmıştım, başlık ise “Masum değiliz hiçbirimiz” idi:
“Törende politik havalar da esti; ama tam anlamıyla havalar…
Özellikle Halit Ergenç; dizi sürelerinden çok uzun olduğundan yakındı; hatta ölmek istemiyoruz dedi. Şöyle söyleyeyim ben oyunculardan çok kamera arkasındaki inanılmaz emeği, insan üstü çabaları düşünüyorum; oyuncuların dinlenmek için zamanı oluyor ama onların olmuyor.
Geçen sene yapılan eylemler de bir sonuç vermedi; hani protesto ediliyor ama lafta kalıyor, hiçbir yapımcı hadi değiştirelim düzeni demiyor. Şimdi Acayip Hikayeler başladı süre açısından farklı olarak sadece.”
Bu seneki törende ise Meryem Uzerli aynı konuya değindi ama benim gibi sektörün içini dışını bilenler söylenenlerin havada olduğunu ve sonuç gelmeyeceğini düşündü. Benim örneğin o konuşmada en çok dikkatimi çeken Uzerli’nin kostümcü kadın diye birinden bahsetmesi ve onun ismini dahi bilmemesi idi. Bu nüanstan bile samimiyet çıkarımı yapılabilir. Yani bana inandırıcı gelmedi, düşünüyorum düşünüyorum gelmiyor işte...
Set koşullarını çok iyi bilen, set emekçilerini çok iyi tanıyan, montaj stüdyolarında sabahlamış biri olarak ben her zaman öncelikli olarak set emekçilerini düşünüyorum. Meryem Uzerli evet bir şeyleri protesto etmek istemiş olabilir ama misyonunun öneminden haberi yok, o olmazsa o dizi yürümez ve set bile durur, ki durdu. Tanıtımları dönen 100. bölüm yayınlanamadı, herkes zararda; kanal, yapımcı, set çalışanları, diğer oyuncular... Set çalışanları kendi ekmeğinin derdinde ve dayanamam artık çalışamam gibi bir lüksleri yok, öyle başrol oyuncuları gibi paralar almıyorlar ve hiç durmadan nefes almadan çalışıyorlar adeta. Oyuncunun her zaman dinlenebileceği bir boşluğu zamanı oluyor. Çalışma saatleri düzenlenebiliyor nispeten. Ben set çalışanlarını düşündüğümden Uzerli’nin yaptığı profesyonelliğe yakışmayan uymayan bir hareket, çekip gitmek bence Uzerli’nin kapsama alanını düşündüğümüzde şımarıklık oluyor maalesef çünkü sonuçları daha büyük... (Buradan oyuncuların set koşulları çok iyi sonucu çıkarmayalım lütfen)
Asıl öncü Uzerli değil, Güneş Emir
Meryem öncü oldu diyenlere sorarım hiç mi haberiniz yok Güneş Emir adlı bir genç oyuncu var. Deniz Yıldızı adlı ilk günlük gençlik dizimizde başroldü, iki yıl içinde 470 bölümde rol aldı, günde 13-15 saatlik çalışma koşullarına itiraz edince yapım şirketiyle mahkemelik oldu. Psikolojisinin bozulduğu belirtti. O da tıpkı Uzerli gibi ruh ve beden sağlıklarını kaybetmeye başladığını ifade etti. Ve böyle bir davayı kazanarak sektöre en büyük dersi verdiler.
Evet, öteki gençlik dizisiydi ve bir şekilde karakterler eklenerek kotarıldı ama burada Meryem Uzerli’nin dediğim gibi etki alanı büyük... Bunu düşünüp kafasını toparlamalı en azından bu sezonu bitirmeli! Sonra da şartlarını net ortaya koymalı.
Sonuç olarak yapımcısından oyuncusuna masum değiliz hiçbirimiz... Önceden de çok yazdım çözüm hep beraber gelir ancak, tek tek değil. Samimiyet esas!
(Bak Meryemcim tükenme öyle olmaz, böyle olur yazısı yazmak geliyordu içimden, tükenmiş nice hayatı görünce ama vazgeçtim... İçimde kalsın, konu setlerden dışarı gitmesin.)