01 Haziran 2015

Kara Ekmek’in Ali'si Anıl İlter: Hayattaki tek birikim tecrübedir

Anıl İlter ile Kara Ekmek'i sunuculuğu ve sosyal medyayı konuştuk...

Anıl İlter, ATV’de yayınlanan ‘Kara Ekmek’ dizisinde Ali karakterini canlandırırken bir yandan da TRT ekranında ‘Sıra Sende’ adlı yarışmanın sunuculuğunu üstleniyor. 

Anıl İlter’i hem oyuncu olarak izliyoruz hem de sunucu ama o bir yandan da sosyal medya fenomeni. 10 parmağında 10 marifet ve üstüne jön yakışıklılığına sahip, bu özelliği de yeteneklerinin yanına avantaj hanesine eklenmiş.

İlter ile diziyi, sunuculuğu ve sosyal medyayı konuştuk:

Kara Ekmek’in en çok hangi yönleri etkiledi sizi?

‘Kara Ekmek’ senaryosu ilk okuduktan sonra “Hadi ne zaman başlıyoruz?” dediğim bir senaryoydu. Karakterleri birbirinden o kadar net ayırt edebiliyorsunuz ki... Hepsinin altı öylesine güzel çizilmiş ki hayran kalmamak mümkün değil. Bazı senaryoları okurken zihninizde sahneleri oynamaya başlarsınız, böyle senaryolar sizi çoktan almıştır içine. İşte ‘Kara Ekmek’ de tam böyle.

Ali’yi canlandırmak nasıl, diğer rollerinizden farklı olarak?

Bazı insanlar vardır hani sevdiğine zor, çevresine vazgeçilmezdir, dışı seni içi beni modeli hani, işte Ali bu. Ne sevgisini ne de nefretini dolandırarak, çok net yaşıyor her şeyi. Kendi kişiliğimden çok fazla izler taşıyor. Neye, nasıl tepkiyle yaklaşması gerektiğini düşünmenin çok keyifli olduğu bir karakter. Ali seviyor, kızıyor, kıskanıyor, aşk acısı çekiyor, ben de tadını çıkartıyorum (gülüyor).

Sunuculuk yaptığınız ‘Sıra Sende’ nasıl bir format?

Sunuculuk yine içinde olmaktan çok mutlu olduğum bir durum benim için. Oyunculukta başkası olup insanlara dokunurken, sunuculukta kendini anlatmak harika bir duygu. ‘Sıra Sende’ TSM ve THM seslerinin yarıştığı format olarak benzerlerinden ciddi farklılıklar içeriyor. En başta ödülü TRT sanatçısı olabilme fırsatı. 10 hafta boyunca yarışmacılar elenmiyor. Elenme stresi olmadan her hafta performansları ile puan topluyorlar. Haftada iki gün yayınlanıyor. Bir gün Türkiye’den katılan yarışmacılar, bir gün de Avrupa’dan katılan gurbetçiler yarışıyor.

Sunuculuk adına farklı formatlar denemeyi seviyorsunuz... Gelecek planlarınız neler?

Farklı formatta çok program sundum. Ciddi yarışma programları, ekonomi gibi ciddi bir konuyu eğlenceli işleyen farklı formatlar vs. Gurme kanalı ilk açıldığında beni de kanalın bünyesinde görmek istediklerini söylediler. Ben gurme olmadığımı ama mütemadiyen karnımın aç olduğunu söyledim (gülüyor). Yemeklerin yapılmasından çok yenmesini çektiğimiz bir program oldu... Pek fazla gelecek planları yapmam. Şu an geldiğim nokta geçmişte istemeden, kurgulamadan altyapısını hazırladığım bir durum. Fazla düşünmemek ve akışa bırakıp, yaptığın iş her neyse keyif almak başarıya götürüyor.

Vine’da fenomensiniz uzun zamandır, nasıl bir araç sizin için Vine?

Vine benim oyun alanım. Kendimi daha özgür hissettiğim bir yer. Farklı yönlerimi gösterebiliyorum Vine sayesinde. Tepkiler, enerjimi ve motivasyonumu yükseltiyor. İnsanların neye, ne tepki verdiğini, izleyicinin neyi görmek istediğini gördüğüm bir alan benim için.

Peki Vine’da çok izlenecek bir video çekmenin sırları ne?

Değişken bu durum. Bir kere paylaştığınız videonun güncel ya da gelenekçi bir durumu anlatıyor olması lazım. Bayat konular reaksiyon almaz hiçbir zaman. Sosyal medyada patlamış bir video Zehra Çilingiroğlu’nun “Annaaa”sı gibi... Geleneksel anne terliği konuları her zaman güzel reaksiyon alıyor. Asla yapmacık olmamanız gerekiyor. Bu takipçi tarafından hissediliyor ve direkt tepki olarak size geri dönüyor.

Sizin için sosyal medyadaki bütün araçların önemi ne?

Sosyal medya, hangi iş alanında olursanız olun mutlaka içinde bulunmanız gereken bir yer. Şirketler tüketicinin beklentilerini gözlemlerken, bizim gibi bireysel iş kollarında çalışanlar içinse

takipçileri yani sevenlerini hayatlarından ve projelerinden haberdar ederek, arada köprü

olmadan buluştukları bir alan. Sürekli yeni uygulamalar giriyor hayatımıza ve bence bu

durum katlanarak devam edecek. Ne kadar kolay adapte olursa kişiler, yeni dünyanın çemberinin o kadar içinde olacaklar.

Twitter’ınızda şu sözü paylaşmışsınız: “İş, aşk, para. Bunlardan herhangi birini reddedebiliyorsan şanslısın. Unutma reddetmek bir lükstür...” Açar mısınız?

Hayat size istediğinize ulaşmadan önce tecrübeler sunar. Bu tecrübeleri kabul edip kabullenmek gerekir. Reddetmek en üst noktada gerçekleşebilecek bir durumdur. Gelen bir iş teklifini, kalbini çalan bir aşkı ya da teklif edilen bir parayı reddetmek için geride çok ciddi tecrübe ve yaşanmışlıkların olmalı. İşte bu yüzden hayattaki tek birikim tecrübedir. Miktarı ve nasıl harcayacağı kişiyi ilgilendirir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu

"
"