tv8’de ‘Gülhan’ın Galaksi Rehberi’ ile dünyayı ayağımıza getiren Gülhan Şen, progr amını ve daha fazlasını anlattı.
Gülhan Şen; enerjisi, sempatisi ekrandan fışkıran biri bence. Adeta gerçekten kendi galaksisini yaratmış. Ve programının her aşamasında görev alıyor, işine aşık. Bu da sanırım başarısının nedeni...
‘Gülhan’ın Galaksisi’nde neler oluyor?
Beş yıldır dur durak bilmeden dünyanın dört bir yanındaki en ilgi çekici yerlerin, doğa güzellikleri ve farkı kültürlerin seyirciyle buluştuğu bir galaksi bu. İçindeki coşku, enerji, heyecan ve eğlence anlatılmaz, ancak izlenince yaşanır! Bana seyircilerimin aktardığı en güzel geri dönüşlerden biri şudur: “Tanıttığınız yeri adeta sizinle birlikte gezmiş gibi oluyoruz ve içimize neşe dolduruyorsunuz!”
Programın ismi ‘Otostopçunun Galaksi Rehberi’nden mi geliyor?
2007’de yapmak istediğim seyahat programının konseptine karar verdiğimde benzerlerinden en belirgin farkının içindeki mizahi ve eğlenceli bakış açısının olacağını düşündüm. Bu nedenle ismi de bu farkı ve ilginçliği yansıtmalıydı. Kafamda hemen ‘Gülhan’ın Galaksi Rehberi’ adı oluştu. Zira lisedeyken Douglas Adams’ın kült eserini hayranlıkla okumuştum; absürt mizahın en iyi örneklerinden biri.
O kadar çok yapmacık insan görüyoruz ki televizyonda... Ama siz çok içten ve güler yüzlü geliyorsunuz bana, bence bu izleyiciye de geçiyor. İzleyici tepkileri nasıl?
7’den 70’e çok büyük bir çoğunluğun kalbinde güzel bir yerde olduğumu hissediyorum. Ama güzellik bakan gözdedir... Aynı programı izleyip iki farklı sonuca varan insanlar da var elbette. “Ne kadar şımarık, ne ukala bir kız” diyen de var “Çok şeker” diyen de... Kişinin hayata bakış açısı pozitifse benimkiyle örtüşüyor ve beni doğru algılıyor ama daha katı ve statik bir anlayışı olanlar için biraz uçuk kalıyorum galiba. Devamlı izleyicilerimin bana yansıttığı sevgi o kadar fazla ve güçlü ki, bu ömür boyu şükretmem gerekecek kadar büyük bir lütuf...
Programın her aşamasında görev almak, post-prodüksiyonu da dahil yorucu olmuyor mu?
Sanırım yüksek enerjisi olmayan biri benim tempomda çalışsa en fazla bir yılda “Benden bu kadar” deyip pes ederdi. İnanın tek bir günüm bile boş geçmiyor.
Dünyanın birçok yerini geziyorsunuz, farklı kültürleri gösteriyorsunuz. Hiç, bir ülkede zorluk yaşadığınız oldu mu?
Çok titiz veya aşırı hassas bir yapım olsa eminim ki birçok yerde huzursuz olurdum ama ben her yeri kendi sosyal, coğrafi ve kültürel koşulları içinde değerlendirmeyi daha doğru buluyorum. Mesela odasında kertenkele ile uyumaktan rahatsız olmayan kaç kişi var bilmem ama ben Türbülans adını verdiğim küçük bir kertenkeleyle bir hafta aynı odayı paylaşmıştım bir gezimizde.
Sizi en son ‘İşler Güçler’de konuk oyuncu olarak izledik, oyunculuğu düşünüyor musunuz?
Severek izlediğim bir dizinin içinde yer almak çok zevkliydi. ‘İşler Güçler’ çok farklı ve zekice kurgulanan bir mizah anlayışına sahip. Bu tarz projelerde kısa süreliğine yer almak isterim elbette. Ama oyunculuğu devamlı olarak yani bir meslek olarak yapmayı düşünmüyorum.
Televizyonda denemek istediğiniz başka formatlar var mı?
Kesinlikle! Özellikle yarışma programı tarzı işlerin benim sunumumla çok örtüşeceğine inanıyorum. Teklifler de geliyor ama biraz ince eleyip sık dokuyorum.
(20 Şubat 2013- Hafta Sonu Dergisi)