Acun Ilıcalı bu kez, reytingleri istikrarlı olan Survivor’a yarışmacı seçmek için format üretti. (tekrar yapacağını düşünmüyorum.)
Ütopya ile gelen müthiş bir kazanım Semih var, ne de olsa.
Hatta cast yaparken Semih, sen de bana yardım edersin dedi.
Adı: Göz6
8 Kadın 8 erkek paravanla ayrılmış bir evin içinde, birbirlerini haremlik selamlık olarak camdan görüyorlar. Aralarda da Survivor’ın iyi düşünülmüş yarışmalarını aratan, acemi yarışmalarda koşturuyorlar.
40 yıllık Big Brother, haremlik selamlık ayrılmış, aralara yarşmalar serpilmiş... olmuş Göz6 o kadar. Başka bir şey yok.
Peki ne var? Bu formatın 1 numaralı besin kaynağı olan kaos var.
Kaostan besleniyor televizyonculuğumuz da zaten, gündüz kuşağı evlilik programları da kavga ve biiiip dolu.
Göz6’ında, örnek erkeklerde ‘Celladın olucam’ replikleri atan mı istersiniz, Ütopya’da yarışıp ve sonra Survivor terfisi alan Semih gibi ‘Beyin ameliyatı yapıcam’ tarzı replikler savuran Erdi’yi mi istersiniz mesela, Bayrampaşalı... Resmen kesip atıcam diyor. Survivor’a o gider gibi duruyor, şimdiden star.
İçeride de onun amiyane ve kaos yaratıcı sözlerinden rahatsız olduğunu söyleyip eleme adayı yapanlar var.
Kadınlar cephesi de öyle, biri diğerine “bana saygı göstergesi diye abla diyosssun” diyor. Türkçe yine elbette harika.
Big Brother İngiltere’de hiç olmazsa savaşmayıp sevişiyorlardı...
***
Yine bir nevi: Panopticon
Michel Foucault'nun Hapishanenin Doğuşu adlı kitabında kullandığı bir kavram…
Daha önce ise İngiliz felsefeci, Jeremy Bentham'ın ortaya attığı kendi hapishane projesine bu adı vermiş.
Bentham'ın bu projesine göre hapishane hücreleri bir daire etrafında dizilmişler ve hücrenin ortasındaki kulede gardiyan tarafından tek yönlü olarak gözetlenmektedir ama mahkumlar bu gözetleme kulesinde gardiyanın bulunup bulunmadığını bilmezler. Kulenin içi karanlık, hücredeki insanlar onları kimin ne zaman gözetlediğini bilmemektedir.
Foucault, bu kavramın modern dönemde iktidarın bir nevi kontrol mekanizması olduğunu söyler.
***
Yakında Caner ve Alper Özyurtlu kardeşlerin Ev filmindeki gibi dışarıdan silahlı birinin evi ele geçireceğinden korkuyorum ama gerek yok içerideki karakterler yeterince tehlikeli...
Ben bir gün bu tür formatlarda işin çok tehlikeli boyutlara varmasından korkuyorum.
Bakalım neler göreceğiz daha.
Kaos mu büyük biz mi?