Şampiyon, sözcük olarak rekabeti çağrıştırıyor. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde şampiyon, ulusal veya uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan kimse veya takım olarak tanımlanıyor. Yani sonuçta galip gelmek, rakibi yenmek, kazanmak gibi rekabet hırsını körükleyen bir sözcük. Bu sözcüğe temel oluşturan hırs insanlığın sonunu da getirecek gibi…
Aklıyla diğer hayvanlardan ayrılan ve canlıların en akıllısı olduğu varsayılan insan, uygarlık yolunda bilimsel araştırmalarla doğaya kafa tuttu ve işleri şirazesinden çıkardı. Dostluk unutuldu, düşmanlık galip geldi. Hep birinci olma, büyük olma, en güçlü olma bir ideoloji halini aldı. Bu süreç, insanlığın savaşlara ve teröre teslim olmama mücadelesi vermeye başlamasına neden oldu.
“Şampiyonlar” gibi filmleri seyretmeye gitmeden önce, önyargılarımızı salon dışında bırakarak empatiyle filmi izlemeye hazır olmamız lazım. Başta dinler ve hümanist felsefi düşünceler insanın içindeki kötücül (şeytani) yanı törpüleme amacını güderler. Bu kötücül yanlar çocuklarda yoktur. Zihinsel engelli insanlar da dünyanın pisliklerini kavramaya uzak kaldıkları için yalın ve temizdirler.
“Şampiyonlar”, kendi yaşamsal hırslarına ve yaşadığı içsel karmaşalara çözüm üretemeyen basketbol koçu Marco’nun (Javier Guiterrez), yardımcı koç olarak çalıştığı takımın koçu Companero’ya (Lois Bermejo) saldırdıktan sonra alkollü araba kullanırken polis arabasına çarparak çıkarıldığı mahkemede, 90 günlük kamu hizmetinde çalışmaya mahkum edilmesini, bu bağlamda engelli insanlara basketbol koçluğu yapmasını ve zihinsel engelli gençlerin hayatta karşılaştığı sorunları beyazperdeye taşıyarak, basketbolla engelleri aşma hikayelerine odaklanıyor.
“Şampiyonlar”, 2019 Goya Ödülleri’nde En İyi Film Ödülü’nü kazandı ve İspanya’da 3 milyonu aşkın kişi tarafından izlendi. Filmin zihinsel engelli oyuncularından olan ve Marin karakterini canlandıran Jesus Vidal da, En İyi Yeni Oyuncu ödülünü aldı. 91.Oscar Ödüllerinde En İyi Yabancı Dilde Film kategorisinde aday olduğunu belirtelim.Yönetmen Javier Fesser, konvansiyonel sinema dilinin tüm olanaklarını kullanarak öyküsünü anlatmış. Öyküsünü anlatırken özellikle müziğe yüklenerek zihinsel engelli insanlardan karakterler yaratmış ve engelsiz insanları da etkileyebileceğini düşündüğüm bir filme imza atmış.
Film gerek olay örgüsü boyunca sergilediği dramatik durumlarla, gerekse de son maçlarını kazansalar ulusal şampiyon olacak Los Amigos (Arkadaşlar) takımının, rakipleri cücelere karşı kaybettikleri maç sonrasındaki sevinçleriyle insanlık adına umut verici mesajlar içeriyor. Her iki takımın zihinsel engelli oyuncularının birbirlerine sarılmaları ve gerek ikincinin gerekse de birincinin skor peşinde olmadan verdikleri dostluk görüntüleri görülmeye değer.
Yönetmen ve yazar Javier Fesser, Camino (2008) ve Bienvenidos (2015) gibi filmleriyle biliniyor. Fesser anlattığı öykü gereği duygusallık içeren sahneleri abartarak melodram kıvamına taşısa da, yansıttığı konunun içeriği açısından bakıldığında bu duygusallık tolere edilen bir doz içeriyor. Fesser filminin finalinde, bis yaparcasına birkaç kez geri dönüşlere yer verse de, Şampiyonlar mekanikleşmiş yaşamlarımıza duygusal bir çerçeve açarak yaşam hakkında yeniden düşünmemize, yaşamımızın anlamını sorgulamamıza yeni fırsatlar oluşturan bir film.
Şampiyonlar, ötekileştirdiklerimize sabırla ve olgunlukla bakabilmenin önemini hatırlatan içten bir yapım olarak dikkati çekerken, bu hafta vizyona giren filmler arasında hümanist mesajlarıyla da öne çıkan bir yapım. Diğer yandan İspanyol toplumunu satır aralarında mercek altına alan, heyecanları ve kendine özgülüğünü yansıtırken, Akdeniz ülkesi olmasının etkileriyle de diğer Avrupa ülkelerinden aşina olmadığımız anne oğul ilişkilerindeki travmalara da dikkat çeken gözlemler oluşturduğunu da belirtelim.