13 Temmuz 2011

Parça parça çözüm mü bütünleşik çözüm mü?

Şike soruşturması dalga dalga sürüyor. Futbol Federasyonu ise şimdilik soruşturmayı...


Şike soruşturması dalga dalga sürüyor. Futbol Federasyonu ise şimdilik soruşturmayı kenardan izleyeceğini ve yetkisi içinde olan kararları bile almadan sonucu bekleyeceğini ilan etti. Medya ve futbol kanat önderlerinin söyledikleri ve yazdıkları ise içler acısı. Yalnızca futbolu yönetenler değil herkes topu taca atıp, kenarda beklemeyi seçiyor. Eğer bu soruşturma Fenerbahçe gibi bir büyük takım üzerinden değil de küçük bir Anadolu takımı üzerinden başlamış olsaydı, tüm bu yöneticiler ve kanaat önderleri yine böyle kenarda mı beklerdi ayrı soru.
Derdim şike tartışmasına girmek değil. Bu soruşturma, yürüyen tartışma, savcılardan futbolun yöneticilerine, siyasetçilerden kanaat önderlerine, medyadan baskı gruplarına hemen herkesin bu süreçteki tutum ve davranışları, meselelerimizi çözme sürecine dair bir yeni bir yaklaşım modelini gereksinmesini öne çıkarıyor.
Üstelik bu gereksinme yalnızca futboldaki hukuk dışılık ve kayıt dışılık meselesine özgü de değil. Kürt meselesinden vergi reformuna, devletin yeniden yapılanmasından yeni anayasa yapma meselesine kadar küçüklü büyüklü tüm temel sıkıntı alanları için geçerli.
Nedir yeni yaklaşımın temel karakteristiği? Çözmek için ele aldığımızın herhangi bir meselenin tüm aktörlerini, tüm boyutlarını, tüm unsurlarını aynı anda ele almak. Büyük meselenin tüm alt parçalarına aynı anda çözüm üretmek. 
Bir ucundan başlayarak hiçbir şeyi tamamlayamıyor, sonuca ulaşamıyor, küçük doğru adımları bile büyük bataklığın içinde anlamsız hale getiriyoruz.     

Herkes ‘önce öteki’ diyor

Örneğin futboldaki soruşturmaya bakalım. Fenerbahçe’den başlayınca, “diğerleri temiz mi” dili üzerinden, Fenerbahçe’nin büyüklüğü üzerinden mahcup ama kararlı ve güçlü bir karşı çıkış yaşanıyor. Güçlü çünkü Fenerbahçe üzerinden bile üretilen kayıt içi ekonomi o kadar büyük ve kayıt dışı ekonomi ve toplumsal iktidar o kadar zengin ve güçlü ki, tüm menfaattarlar yöneticisinden, siyasetçisine, mafyasından, yayıncısına karşınıza çıkıyor. Kararlı çünkü futbol üzerinden yaratılan kayıt dışılığın ve hukuk dışılığın büyüklüğü kolayca vazgeçilebilir bir alan değil.
Diyelim kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye kalkışsak, serbest meslek sahiplerinin, mimarların, doktorların gelirlerine dair köklü bir vergi reformu girişiminde bulunsak, hemen her sektör veya kesim önce diğer sektör ve kesimlerden başlanması gerektiğini öne sürecek. 
Kürt meselesini ele alalım. İnsan hakları boyutunda ne kadar önemli adımlar atmaya kalkışırsak kalkışalım, yönetim boyutunu ihmal ettiğimiz sürece sorun bitmeyecek. Yönetim meselesini de pakete dahil etsek af boyutu olmaksızın sorun yine bitmeyecek.
Kronikleşmiş hatta marka haline gelmiş sorunlarımızın her biri için durum böyle. Çözüm çabası minik adımlar halinde geliştirildikçe hem karşı çıkışlar daha güçlü oluyor hem de eksiklikler doğru olanı da boğuyor. Bir türlü sonuca ulaşamıyoruz. Ya da ısrarla gerçekleştirilen küçük adımlar siyasal kutuplaşmayı körüklemeye, çoğaltmaya yarıyor. Örneğin doktorlar ve muayenehanelerle ilgili son yıllarda yapılamaya her yenileme, iyileştirme çabası böylesi bir sonuç doğurdu.  
O nedenle demokratikleşme, Kürt meselesi, kayıt dışılıkla mücadele, çetelerle ve darbecilerle mücadele gibi temel meselelerimizi ancak tüm aktörlerini, boyutlarını, unsurlarını dikkate alan bütüncül yaklaşımlarla çözebiliriz ancak. Artık ülkenin, toplumun ve meselelerin geldiği nokta da küçük adımlar anlamını kaybetti.
Tıpkı suyun kaynama noktasına gelmesi gibi. Ülke ve toplumun kimyası ve ruhu sudan buhara dönmek kadar kökten değişmek üzere. Eski modeller, eski siyaset tarzı ile markalaşmış, dinamikleri değişmiş, aktörleri çoğalmış temel meselelerimizi çözemeyeceğiz.

Suç soruşturmasından öte futbolu yeniden yapılandırmak

Futbolla başladık, futbolla bağlayalım. Bugünkü yürüyen soruşturma da yalnızca birkaç kulübün birkaç maçında şike var mı yok mu soruşturmasına dönerse kökten çözüme ulaşamayacağız. 
Ama soruşturma ve çözüm aranan meseleyi futbolun ürettiği ve futbol etrafında örgütlenmiş kayıt dışılık ve hukuk dışılıkla mücadele olarak tanımlamalıyız. O zaman mesele, futbol kulüplerinin hukuki statülerinden, mali düzenlerinden, vergilendirilmelerinden, üyeliklerinden, sporcuların statüleri, sendikalaşmaları, örgütlenmelerinden,  ilişkilerinden ve yönetiminden tüm aktör ve boyutlarını da kapsayan yeniden yapılanma olur. Bu durumda da mesele yalnızca suçu soruşturmak olmaktan çıkar. Yeni düzenin yeni hukukunu da yapmak, futbolu yeniden yapılandırmak olur.

Yazarın Diğer Yazıları

"Türkiye’nin Değişen Yüzü": Değerler, toplumda eskisi kadar açıklayıcı değil

Veri Enstitüsü’nün geçen hafta yayımladığımız “Türkiye’nin Değişen Yüzü 2024” araştırması, bu zaman aralığında ve bu ulusal, bölgesel ve küresel dinamikler içinde “değerlerin” eskisi kadar açıklayıcı olmadığını gösteriyor

Kendi de korkuyor ötekini de korkutuyor: Kaygıda ortaklaşmış durumdayız, peki nasıl aşarız?

Her birimiz adeta arkası olmayan sandalyelerde oturuyoruz. Tanış olmadan ilişki ve selam mesafemizdeki kalabalıklarda kimseye değmeden, yaslanmadan, selamlaşmadan yaşamaya çalışıyoruz. Sırtımızı dayayacağımız akrabalar, hemşehriler, sosyal ağlar da dağılmış, herhangi bir sıkıntı anında başvurabileceğimiz kurumlar da…

Açılıma tepkisizliğin nedeni ne? İlgisizlik mi, toplumsal barış beklentisi mi?

Gündelik hayat yalnızca bireysel varlığımızı ve hayatımızı sürdürebilme gayretine dönüşmüş. Ortak hayatın meseleleri öncelikli ilgi alanımızda değil. Ancak toplumsal psikolojinin depresyon seviyesine kadar gerilemiş olması, Kürt meselesi gibi kadim meselelerde çözüme yakın olduğumuza işaret ediyor

"
"