18 Nisan 2019

Yeniden seçim, ekonominin tabutuna çakılan son çivi olur

Berat Albayrak “Seçimin tekrarı fark yaratmaz” dedi ama herkes gerçekleri görüyor

Ekrem İmamoğlu’nun mazbatayı alması, yılan hikâyesine dönen İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin geç de olsa demokrasi içinde sonuçlandığı anlamına geliyor.

Mu acaba? İnsan tam da emin olamıyor, öyle değil mi? Ekrem İmamoğlu’nun mazbatayı aldığı dakikalarda sabah.com.tr’nin manşetinde, “Mazbata verilmesi sürecin tamamlanması anlamına gelmez. YSK usulsüzlük vardır derse mazbata geri alınır” diyen bir haber dönüyordu mesela.

Umarım öyle bir şey olmaz ama eğer seçim tekrar edilirse, ekonomiyi dönüşü olmayan bir noktaya sürükleyebilir. Benden söylemesi.

Ekonomiyi buraya 2 yıldır kesintisiz süren seçim süreci getirdi. Her şey, 2017 Başkanlık Referandumu öncesinde başladı. Daha önce T24’te yayınlanan “Başkanlık sistemi olmasa bu kriz olur muydu?” başlıklı yazımda açıklamaya çalıştığım gibi referandumdan evet çıkmasını sağlamak için devlet kesesi ağzına kadar açıldı. Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla KOBİ’lere 250 milyar liraya yakın kredi dağıtıldı. Konut, otomotiv, beyaz eşya, mobilya sektörlerine bol kepçe vergi indirimleri verildi. Sonuç: İstenen oldu, referandumun yapıldığı 2017’de Türkiye yüzde 7.4 büyüdü. Bu, gerçekten çok yüksek bir büyüme oranıydı. O sayede referandumdan kıl payı da olsa “Evet” çıktı. Seçim ekonomisi olmasa muhtemelen hayır çıkacaktı.

Ama her şeyin bir bedeli var: Verilen teşvikler, dağıtılan krediler 2017 sonunda ekonominin “aşırı ısınmasına” yol açmıştı. Türkiye çok hızlı büyüyünce çok fazla ithalat yapılmış, bu da cari açığı patlatarak milli gelirin yüzde 6’sının üzerine çıkarmıştı. Bu arada enflasyon canavarı da uyanmış, uzun bir aradan sonra yeniden çift haneli rakamlara yükselmişti.

2018 başında yerli-yabancı tüm yatırım kuruluşları raporlarında frene basılmazsa ekonominin duvara toslayacağı uyarısı yapılıyordu.

Gel gör ki, 2018’in Haziran ayında, 24 Haziran’da bir seçim daha vardı! İktidar seçim ekonomisine tam gaz devam etti. Yabancı yatırımcıların naifçe beklediği faiz artırımı ertelendikçe ertelendi. Sonuç: 24 Haziran öncesindeki çeyreklerin ilkinde ekonomi yine yüzde 7.4 büyüdü. Bu sayede Erdoğan, Başkanlık seçimini kazandı. Ama bu arada cari açık ve enflasyon gemi azıya aldı.

24 Haziran seçimlerinden sonra ekonomi dünyası bir umut gerekli önlemlerin alınmasını beklemeye başladı. Ama heyhat, ufukta bir seçim daha vardı! 31 Mart yerel seçimleri…

İktidar uyarılara kulak tıkadı. Merkez Bankası beklenen faiz artırımını yapmadı. Ve bam! 2018’in 10 Ağustos’unda ekonomi duvara çarptı. Dolar, 7.2 TL’ye kadar çıktı.

Ankara, eylül ayında kendine çeki düzen verir gibi oldu. Aylardır geciktirilen faiz artırımı kallavi şekilde yapıldı. (Yüzde 6.25.) Eşzamanlı olarak Bakan Albayrak, “Yeni Ekonomi Programı” adı altında iddialı bir kemer sıkma paketi açıkladı. Yeni Ekonomi Programı, o güne dek bol kepçe desteklenmiş olan inşaat, mobilya, beyaz eşya gibi sektörler yerine artık katmadeğeri yüksek makine, ilaç gibi sektörlerin destekleneceğini duyuruyordu.

Ama 31 Mart seçimleri de yaklaşıyordu! Siyasetçi hesap yaptı: Makine ve ilaç sektörlerine destekten gelse gelse kaç oy gelir? Dümen yine kırıldı, yine inşaat, mobilya, beyaz eşya gibi sektörlere vergi indirimi verildi. Bu arada devlet kesesinin ağzı yeniden ardına kadar açıldı. 31 Mart seçimleri öncesinde, bu yılın ilk 3 ayında kamu harcamaları yüzde 30’dan fazla arttı.

Kamu harcamalarında yüzde 30’luk artış ne demek? Enflasyonun yüzde 20 olduğunu düşünecek olursak, devlet harcamalarının reel olarak artması demek. Krizin ortasında! Ankara hani kemer sıkacaktı?

Sonuç: TL yeni bir şokla sarsıldı, dolar 5.8 TL’yi geçti.

İstanbul seçimleri yenilenirse iktidar İstanbul’u kazanmak için devlet olanaklarını sonuna kadar kullanacaktır. Bu da seçim ekonomisinin tam gaz devam etmesi, devlet harcamalarının daha da artırılması anlamına gelir.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “Seçimin tekrarı fark yaratmaz” dedi ama herkes gerçekleri görüyor. Yabancı yatırım kuruluşlarının kıdemli uzmanlarından Timothy Ash, önceki gün Twitter’da şöyle diyordu: “Sıkı para politikasını geciktireceği için İstanbul seçimi iyi olmaz. Yatırımcılar bunu Amerika'da Albayrak'a söyledi. Üstelik bize 4 yıl seçim yok denmişti."

Umarım işler bu noktaya gelmeden YSK seçime yapılan itirazı reddeder de, yazdıklarım bir varsayım olarak kalır...

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?