"Merkez Bankası’nın döviz rezervi ciddi oranda azalmışken dış finansman ihtiyacı yüksek ve maliyetli kalmaya devam ediyor. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşe rağmen Türkiye’de bir ödemeler dengesi krizi yaşanma riski somutluğunu koruyor."
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s cuma günü yayımladığı Türkiye raporunda böyle diyor... Moody’s’in sözünü ettiği "dış finansman ihtiyacı", özel sektörün önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi gereken 170 milyar dolarlık döviz borcu. Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’nin ihracatı çökmüşken ve turizm de çöküşe giderken bu kadar dövizi nereden bulacağız?
Eğer Merkez Bankası’nın rezervlerinde başka ülkelerde olduğu gibi bir yıllık döviz borcunu cepten ödeyecek kadar para olsaydı, 170 milyar dolarlık borç sorun olmazdı. Ama yok. Çünkü Merkez Bankası geçen yılki yerel seçim döneminde ve sonrasında doların değer kazanmasını önleyebilmek için kamu bankaları aracılığıyla piyasaya döviz satıp cephanesini bitirdi.
Demek ki, Moody’s ödemeler dengesi krizi olasılığından söz ederken, "İngiliz derin devleti" veya "llluminati"nin talimatıyla hareket etmiyor, somut ekonomik gerçeklerden söz ediyor.
Zaten Ankara da durumun ciddiyetinin farkında. Bunun için para aramaya çıktı. Geçen hafta, Amerikan Merkez Bankası’nın Koronavirüs salgını sonrasında 15 ülkenin merkez bankasına sağladığı Swap (para takası) hattına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da dahil edilmesi için Ankara’nın Washington’la görüştüğünü öğrendik.
Swap hattı şöyle işliyor: Amerikan Merkez Bankası, başka ülkelerinin merkez bankalarına dolar veriyor, karşılığında aynı tutarda o ülkenin parasından alıyor. Amaç, bu ülkelerin Koronavirüs salgınında döviz borçlarını ödeyemez duruma düşmelerini engellemek. Salgın sona erdiğinde Amerikan Merkez Bankası parasını geri isteyecek. Zaten kendi sitesinde, "Merak etmeyin Swap’la verdiğimiz paraları geri alacağız. Yeter ki şu krizi bir atlatalım" diye ilan ediyor...
Amerikan Merkez Bankası Swap hattıyla sadece Avrupa, İngiltere Merkez Bankaları gibi Batı kurumlarına değil bazı gelişen ülkelere de para veriyor. Örneğin kısa süre önce Swap’la Endonezya ve Brezilya’ya 60’ar milyar dolar kaynak sağladı. Büyük para. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu, böyle bir para...
Reuters’tan Ankara’nın Swap hattına dahil olmak için Washington’la görüştüğünü öğrendik. Habere göre Türkiye sadece Amerika ile değil, G20’deki diğer ticaret ortakları ile de Swap hattı açılması için görüşüyormuş...
Türkiye 2018 Krizinden sonra Çin’den 1, Katar’dan da 5 milyar dolarlık Swap imkanı sağlamıştı. Ama üç-beş milyar dolar, Türkiye’nin derdine şifa olmaz. Ankara’nın, Brezilya veya Endonezya Merkez Bankaları’nın sağladığı türden, en az 60 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyacı var. O kadar parayı sadece iki yerde bulabilir. Biri, yukarıda gördük, Amerika. Diğeri, IMF.
IMF, Koronavirüs salgınından etkilenen ülkelere acil yardım imkanı sağlayacağını açıkladı. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin bu kapsamda IMF’den alabileceği paranın büyüklüğünü 9.5 milyar dolar olarak hesaplıyor. Bu, IMF’nin Koronavirüs salgını için, yumuşak koşullarla verdiği para. Daha fazlası için Türkiye ile IMF arasında sert şartlar içeren bir stand by anlaşmasının imzalanması gerekiyor…
Bir atasözü: Kırk katır mı, kırk satır mı? Amerika mı, IMF mi?
Yoksa hiçbiri mi? Peki öyleyse dış ödemeler dengesi ne olacak?