30 Aralık 2018

'Şantiye'den uçtum!

Nihayet dışarı ulaştıysanız Otobüs Terminali'ne hoş geldiniz!

Kitapçısında aradığınız hiçbir kitabı bulamayacağınız, her yerde Tayyip Erdoğan posterlerini göreceğiniz, ama tek bir Atatürk resminin bile gözünüze ilişmeyeceği yerdesiniz. İstanbul Yeni Havalimanı şantiyesindesiniz. Hoş geldiniz!

Geçenlerde madem memleketteyim bari şu yeni havalimanını da bir göreyim dedim. Demez olaydım! Oysa hem Oray Eğin hem de Gülse Birsel gibi gazeteciler ne çok methetmişlerdi değil mi?

Sanırım onların bahsettiği benim geldiğim alan değil.

Epeyce bir otoyol geçiş masrafı ödeyerek şantiyeye zar zor giriyorsunuz (mutlaka aracınız olmalı ve de şöförünüz) çamur ve toz deryasını atlatıp terminalin F bölümü “İç Hatlar-Gidiş” kapısını, işçilerin arasından bulup girdiğinizde sağda solda oturan mühendisler ve her yerde çalışan işçiler içinden ve güvenlik kontrolünden geçip bilet kontuarına ulaşacaksınız.

Dizi dizi görevli hiçbir şey yapmadan öylece size bakıyor olacak! Tabii bir de resim çektirmeye gelen “aziz milletimiz”den örnekler de mevcut olarak!..

Her neyse, bagajınızı teslim edip uçuş kartınızı aldıktan sonra asıl macera başlıyor. Bilinmeyen labirentler, bitmeyen inşaat gizleme panoları, merdivenler, asansörler içinden kaybolmadan geçip nihayet F terminali koridoruna ulaşabiliyorsunuz. Her yerde asık suratla size bakan ama selam verseniz bile almayan elemanların ne iş yaptığı meçhul. Yürüyen yollar, bitmeyen koridorlar nihayet sizi F18’e 35 dakika sonra ulaştırıyor.

Açık birkaç kafeden birinden bir şeyler almak isterseniz dikkat! Mesela Simit Sarayı yeni açıldığı için meşrubat açacağı bulunmadığından görevli dolap kapağında tek yumrukla sorununuzu hemen çözüyor!.. Dışarıda görünen manzara ise vinçler, hafriyat komyonları ve işçi blokları….

Her yerde “Reis” resmi

Gelelim dönüşe… 05.35, Ercan’dan kalktıktan sonra inene dek uçuşu hatırlamayacaksınız bile. Çünkü uyuyor olacaksınız. Terminale girdiğinizde ise bu kez farklı bir görüntü sizi bekliyor olacak. Adeta belgesel çekercesine sürreal bir geliş. Merdivenler, asansörler, yürüyen yollar. Köprülerde sarı yelekli baretli işçiler , hatta siyah perdeler ile bölünmüş bir çok alan.. Pasaport kontrolündeki görevlilerin palto ve kabanla oturuyor olması belki de bu yüzden. Çünkü buz gibi.

Pasaport kontrolünü geçip bagajınızı aldığınızda yeniden X-ray’den geçmeniz ve bagajlarınızın içinin kontrol edilmesi gerekecek. Kıbrıs’ta yarı fiyata olan Türkiye malı alkollü içeceklerinizin fazlası sizleri deli edecek (Allah'tan bende yoktu.)

Daha sonra yeniden kuzey yönünde soğuk ve boş dev alanları geçip asansörler ile geldiğiniz kapıdan çıkışa gitmeniz gerekecek. Bu da en az 45 dakikanızı talep edecek.

Nihayet dışarı ulaştıysanız Otobüs Terminali’ne hoş geldiniz!

Kitapçısında aradığınız hiçbir kitabı bulamayacağınız, her yerde Recep Tayyip Erdoğan posterlerini göreceğiniz ama tek bir Atatürk resminin bile gözünüze ilişmeyeceği yerdesiniz.

İstanbul Yeni Havalimanı şantiyesindesiniz. Hoş geldiniz!..

Eğer hâlâ sel ya da yel almadıysa ve bilmem kaçıncı açılışı da yapıldıysa!..

Yazarın Diğer Yazıları

Bıçak sırtı

Eli bıçaklı genç, "Ben burada doğdum" diyerek siyah kepini başından çıkarıp yere attıktan sonra, "Bak, Alman polisine göre ben Schwarzkopf ('Karakafa'yım) bu yüzden bıçak taşıyorum" diyor

Çakma Şanel

Uğurkan Erez'in tabiriyle, giymeyin Kardeşim! Kumaşa göre model olur, modele göre kumaş olmaz derler ya, sağdan soldan bulduğunuz o polyester karışımı taklit dokulardan vazgeçin!..

Gladyatör

Tüm ömrünü arşiv ve sanata vakfetmiş Sanat Güneşi’nin mirası bağışlanmıştı TEV ve Mehmetçik vakıflarına… Bir de baktık ki iki yıllık mahkeme sonucu elde avuçta kalan Fatih Ürek ve Kuşum Aydın üzerinde Star TV ekranlarında!..