Bugün eğitim tarihinin en büyük tasfiye yasasına karşı grev var. Öğretmenler, öğretim üyeleri ve eğitim işkolu çalışanları bugün (26 Şubat 2014) grevde. Türkiye’nin iki büyük eğitim sendikası Eğitim Sen ile Türk Eğitim Sen hükümetin TBMM’ye sunduğu eğitimde tasfiye yasasına karşı birlikte greve gitme kararı aldı.
Eğitim Sen KESK üyesi, Türk Eğitim Sen ise Türkiye Kamu- Sen üyesi. Çeşitli konularda farklı tutumlara sahip olan bu iki sendika AKP’nin eğitimde büyük tasfiye girişimine karşı, yerinde bir tutumla ortak hareket etme kararı aldı ve ortak bir açıklamayla grevi ilan ettiler. Greve bu iki sendikanın yanı sıra Eğitim İş Sendikası da katılıyor. Aslında Memur-Sen üyesi Eğitim Bir Sen dışında bütün eğitim sendikaları greve katılıyor.
Eğitim emekçileri neden grevde? Grevin nedeni TBMM’ye sunulan bir torba yasa.
Hükümet "Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nı TBMM’ye sundu.
Hükümet tasarıyı dershanelerin kapatılması ve özel okula dönüştürülmesi bahanesi ile meclis gündemine getirdi ama bununla sınırlı kalmadı. Emniyet ve yargıda yaşanan büyük tasfiyelerden sonra şimdi sıra Milli Eğitim Bakanlığı’na geldi anlaşılan.
Sendikalara göre, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında ortaya çıkan kirli ilişkiler sonrasında büyük bir panik yaşayan siyasi iktidar, peş peşe gündeme getirdiği diğer yasa değişikliklerinin ardından, eğitim sisteminde büyük bir alt üst oluş yaşanmasına neden olacak olan bir tasarıyı daha Meclis’e sundu.
Sendikaların bu yasa tasarısında itiraz ettikleri belli başlı noktalar şunlar:
1) Dershanelerin dönüştürülmesi bahanesiyle kamu kaynaklarının özel okullara aktarılacak olması,
2) Devlete ait arazi ve okul binalarının, özel sektöre ve çeşitli amaçlarla kurulmuş vakıflara devredilmesi ya da kiralanmasının yolunun açılacak olması,
3) 4 yıl ve üzeri görev yapmış olan bütün eğitim yöneticilerinin tek bir yasa ile görevden alınacak olması. Bu devasa bir tasfiye anlamına geliyor.
4) Görevden alınan eğitim yöneticilerin yerine valiler tarafından atama yapılması Bu liyakat ve sınav sisteminin ortadan kaldırılması anlamına geliyor,
5) Eğitimde performansa dayalı ve sözleşmeli istihdamın hedef alınması ve iş güvencesinin tahrip edilmesi,
Hükümet bir yandan okul müdürleri ve müdür yardımcılarından başlayarak görevde olan bütün yöneticileri görevden alabilecek, bir yandan da dershaneleri tasfiye adı altına eğitimin özelleştirmesini hızlandıracak.
Eğitim sendikaları bu tasarıya karşı ayakta. Ancak biri hariç: Memur Sen’e bağlı Eğitim Bir Sen. Onlar yoklar. Çünkü onlar sendikadan çok korporasyona benziyor. Onlar hükümetle pazarlık etmek, hak aramak ve mücadele etmek yerine seçim öncesinde Başbakanı ve Melik Gökçek’i toplantılarına çağırıp konuşturuyor. Emekçiden değil hükümetten feyz alıyorlar. Bu tip örgütlere sendika değil korporasyon deniyor veya devletin “makbul” sendikaları.
Eğitimde, devasa bir tasfiye girimi var,
Eğitimde, devasa bir güvencesiz çalıştırma girişimi var
Eğitimde, devasa bir partizanlık girişimi var
Eğitimde, devasa bir kamu kaynaklarının özel sektöre peşkeş çekilme girişimi var,
Eğitim sendikaları bunun için ayakta.
İster sendika üyesi ol ister sendikasız, tasfiyeye karşı greve katıl.
Korkma grev kamu çalışanının hakkıdır. Korkma, grev korkuyu birlikte yenmenin yoludur!